Çürüyen gazetecilik ve gazeteciler
Madam Siranuş, Kurtuluş Balıkçısının önünden geçerken Balıkçının:
“Canlı canlı, taze taze, şimdi denizden geldi…” diye bağırması üzerine tabladaki balıklara bir süre baktı…
Uzanıp içlerinden birini aldı, kuyruğunu kokladı…
Balıkçı güldü:
“Yanlış yerinden kokluyon Madama…”.
Siranuş cevap verdi:
“Biloorum biloorum, baştan kokar balık ama bunun kokusunun kuyruuna kadar gelip gelmediine bakoorum…”.
“Madama” diye itiraz etti Balıkçı, “canlı canlı, taze taze diyom duymuyon mu?..”.
Siranuş bastı kahkahayı:
“Ben de canlıyım ama tazeyimdir?..”.
***
Türkiye’de gazetecilik uzun zaman önce çürümeye başladı…
O zamanlar kokuşma henüz baştaydı…
Şimdi ayağa kadar geldi…
Halen canlı gibi duran mesleğimiz bilhassa iktidar yanlısı sözde gazeteciler tarafından tazeliğini kaybetti…
Adhominem gazeteciler fikir üretmek yerine, geçmişin tozlu sayfalarından bayatlamış haberleri yeniden kurgulayarak karakter suikastı yapıyorlar…
Utanma duyguları yok oldu
Bir zamanlar “halkın sesi” olan gazetecilik artık, iktidarların sesi oldu…
Her sabah haber yerine sosyal medya yorumlarını tarayan adhominem gazeteci türleri…
İktidarı eleştiren saygın yazarlara ve saygın muhalif siyasetçilere, başarılı muhalif belediye başkanlarına atmak için:
Günlük çamur üretimi çalışmalarını başlattılar...
Çünkü onlar, “kamuoyunun nabzı” ile değil…
Kendilerine ve ailelerine müreffeh bir yaşam sağlayan muktedirlerin çok daha uzun süre iktidarda kalmalarıyla ilgileniyorlar...
***
Allah, bu türün utanma duygularını söküp aldığı için…
Yalan haberlerini bir başka yalan haberle beslemektedirler…
Bunlardan birinin ideolojik(!) dönüşünün ilk haberi yalanlanınca…
Mahcup olduğu iddia edilmişti ancak…
O haberi bile Ak Troller tarafından üç gün boyunca tıklanınca:
“Başarılı kriz yönetimi” sayılmıştı...
Adhominem türü gazeteci
Kendilerini “gazeteci” olarak tanıtan bu türlerin, “taraflı ve ısmarlama habercilik ilkesizliği” sayesinde çok para kazandıkları biliniyor…
Yakın çevrelerine, ilkeli gazetecilik yapmayı denedikleri ama muhabirlikten öte gidemedikleri…
Bir zamanlar kendilerine ilkeli gazeteciliği öğretmek için çabalayan duayen gazetecilerle yaptıkları TV programlarının ise kendilerine ve ailelerine uğursuzluk getirdiği, o günlere lânet okudukları söyleniyor…
“Çok okunmak ve izlenmek değil daha çok kazanmak hedefimizdir” sloganıyla bilinen bu adhominem gazeteci türleri, toplumun hem beynini hem de ruhunu zehirlemekten vazgeçmiyorlar…