Hamasi nutukların gölgesinde milli duygular

30 Ağustos Zaferi, milletimizin en zor şartlarda bile esareti kabul etmeyen iradesinin en güçlü nişanesidir…

Bu zafer, sadece askeri değil; aynı zamanda bir milletin:

Bağımsızlık…

Haysiyet ve…

Onur mücadelesinin zirvesidir…

***

Ne var ki biz Türkler, çoğu zaman milli duyguları hamasetle birbirine karıştırırız…

Hamasi ve canhıraş haykırışlar

Damardan sloganlar…

Göz yaşartıcı, şişirilmiş sözcükler:

“Milli duygular” gibi sunulur...

Oysa milli duygu; gösterişli, damardan ve bağıra çağıra atılan nutuklarla değil…

Vicdanımızda, sorumluluğumuzda, emeğimizde ve günlük hayatımızdaki tavırlarımızda yaşanır…

Atatürk’ün gücü

Hamaset; bencildir, çıkarcıdır, istismarcıdır...

Sahici duyguları örter…

Düşünmeyi, sorgulamayı, aklı geri plâna iter…

Bu yüzden kolayca istismar edilir...

***

Din gibi, etnik köken (Milliyet) de popülistlerin elinde bir araç haline gelir...

Kimi zaman:

“Vatan, millet, Sakarya” edebiyatıyla…

Kimi zaman “din iman” söylemleriyle gerçek sorunlar örtülür….

***

Oysa 30 Ağustos bize sadece “zafer kazanmayı” değil…

Aynı zamanda:

Aklımızı, birliğimizi ve irademizi korumayı öğretiyor...

Zira gerçek önderimiz Atatürk ve silâh arkadaşlarının asıl gücü, hamaset değil:

Akıl, strateji ve örgütlenme idi...

Harika bir gün

Bugün milli duygularımızı hamasi söylemlerden arındırmalı…

Onları:

Gerçek değerlerle yaşatmalıyız...

Çünkü milli duygu, imdat ister gibi atılan çığlıklarda değil:

Çalışanda…

Üretende…

Sorgulayanda ve…

Dayanışmayı bilende anlam kazanır...

Zafer Bayramı’mız kutlu olsun…

Yaşamak ve zevk almak

Bence, insana asıl acı veren ölüm değil…

İnsana asıl acı veren, kendisinin de ölümlü olduğunu bilmesi…

Bu kadar basit…

O halde, takmayın kafanıza…

Ne güzel söylemişti Epikür:

“Ben varken ölüm yok, ölüm geldiğinde ise ben yokum…”.

Yani, her şeye rağmen:

Hayattan zevk almayı bilin…

SON DAKİKA HABERLERİ

Memduh Bayraktaroğlu Diğer Yazıları