Hukukun üstünlüğü adına susmak da bir tutumdur

İBB’ye yönelik hazırlanan iddianame, doğal olarak kamuoyunda geniş yankı buldu...

Herkesin kendi siyaset, duygu ya da ideoloji penceresinden bakarak hızlıca hüküm verdiği bir dönemdeyiz ancak...

Hukuk eğitimi almış bir ekonomist ve hukukun üstünlüğü ilkesine yürekten inanan bir yurttaş olarak, bu konuda iddianame lehine veya aleyhine yorum yapmayı doğru bulmuyorum... Çünkü hukukta temel bir ilke vardır:

“Yargılama sonucu kesinleşinceye kadar herkes masumdur...”.

Bu ilke sadece kanun metinlerinde yazılı bir cümle değildir... Bu ilke adaletin vicdandaki karşılığıdır... Masumiyet karinesini çiğnediğimizde, sadece bir kişiye değil, toplumun tamamına zarar veririz... Zira adalet, duyguya değil delile, gürültüye değil sessiz sabra dayanır...

***

Bugün, mahkemelerden önce sosyal medya mahkemeleri kuruluyor...

Henüz iddianame okunmadan, deliller ortaya konmadan, savunmalar alınmadan hüküm verilmek isteniyor...

Halbuki adaletin terazisi bu kadar aceleye gelmez...

Bir hukuk devletinde, hükmü kalabalıkların kanaati değil, hâkimler verir...

***

Benim görevim, bu ülkenin insanlarına yeniden adalete inanmayı hatırlatmak...

Ve bunu yapmanın yolu, yargıya saygı duymaktan, süreç tamamlanmadan hüküm vermemekten geçiyor... Bu nedenle, mahkeme hükmünü verene kadar susmayı tercih ediyorum... Ama bu sessizlik, bir korkunun değil, hukuka olan inancın sessizliğidir...

***

Unutmayalım ki adaletin güneşi bazen geç doğar ama mutlaka doğar...

Ve biz, o ışığın altında kimseye haksızlık etmeden durabilmeyi öğrenmedikçe ne hukuk devleti olabiliriz ne de vicdan toplumu...

Gerçek adalet, sabırla beklemeyi bilenlerin tarafındadır...

Milletimize metanet diliyorum...

Gürcistan’da bir C-130 nakliye uçağımız düştü ve 20 yurttaşımız şehit oldu...

Milletçe yüreğimiz yanıyor... Her bir can, bir aile, bir hayat, bir hikâyeydi...

Maalesef trajedinin hemen ardından, Uğur Mumcu’nun dediği gibi:

“Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın” moda hâle geldiğini gördük...

“Uçak vuruldu”, “bir ülke düşürdü”, “sabotaj” gibi iddialar hızla yayıldı...

Oysa bu tür iddialar gerçeği bulmayı zorlaştırır, soruşturma ekiplerinin işi sulanır…

Delillerle oynamak, sahte bilgi üretmesi ve manipülasyon imkânı doğar...

Ve tabii ki bir de toplumun duygusal yaraları derinleşir… Öfke ve paranoya; yas yerine suçlama mekanizmasını tetikler...

Oysa adalet ve gerçek, aceleyle gelmez; soğukkanlı, metodik ve şeffaf bir soruşturma ister...

Trajedi, öfkeye dönüşmeden önce düşünmeyi gerektirir... Hızlı sonuçlar, sıklıkla yanlış sonuçlardır... Bugün bizim görevimiz hem yas tutmak hem de yetkililerden hesap sorarken sağduyumuzu korumaktır... Elbette gerçeğin peşini bırakmayacağız ama onu, komplo teorileriyle değil, bilim ve hukukla arayacağız...

Şehitlerimizin ailelerine sabır, milletimize metanet diliyorum...

SON DAKİKA HABERLERİ

Memduh Bayraktaroğlu Diğer Yazıları