Kadıköy Sahili Leman Gölü Sahili gibi olur mu?

Bir takipçim sordu: “Genişletilmiş Mantalite ne demek?..”.

Immanuel Kant’ın Genişletilmiş Mantalite kavramı bizim mahalleli ağzıyla söylemem gerekirse:

“Empati yap biraz kardeşim...”.

“Bir de karşı taraftan bak be ya...”

“Sen olsan ne hissederdin be agacım bi de onu söyle?..”.

Bunların orijinali nasıldı bilmiyorum ama meali bana ait...

Telif isterim...

***

Kant demek istiyor ki:

“Yargılarken, sadece kendi dar perspektifinden değil; başkalarının yerine geçerek, onların bakış açısından da düşünebilmelisin...”.

Yani, Kant’ı bizim mahallenin köşesine oturtsak, çayını yudumlarken ihtimal ki şöyle derdi:

“Sadece kendi pencerenden bakma be ya, azıcık balkona da çık!.. Bi de ordan bak...”.

***

Peki bu mantalite nedir, ne işe yarar?..

Meselâ yine telifi bana ait:

“Genişletilmiş mantalite olsa olsa ahlâkî düşüncenin kas geliştirme programıdır” dersem itiraz gerekçeniz ne olur?..

Kant’a göre ise ahlaki olarak doğru bir karar verebilmek için sadece:

“Ben bunu istiyor muyum?” sorusu yetmez...

Asıl soru: “Bu eylem evrensel bir yasa haline gelse, herkes bunu yapsa dünya neye benzerdi?..”.

Yani, çöpü yere atarken düşün:

“Herkes böyle yapsa Eminönü sahili Leman Gölü sahili gibi olur mu?..”.

Kant’ın başına bir şeyler gelir mi?

Kant için mesele sadece düşünmek değil...

Başkalarının yerine geçerek, onların aklını hayal edip, sonra karar vermek...

Bu aslında bir çeşit ahlâkî tiyatro: Herkesi oynayıp sahnede en doğru kararı buluyorsun...

***

Yine bizim mahalleye dönelim...

Bakkalda sıra bekliyorsun, biri aradan kaynak yapıyor:

O kişi sensen ne hissederdin?..

“Empati + Evrensel yasa = Kuyruğa saygı” falan?..

Yine o sırada (Yani kuyrukta) çıkan tartışmada:

“Benim fikrim doğru!” diyorsun ve Kant hem kaynak yapana hem sana:

“Herkes sadece kendi fikrinin doğru olduğunu düşünse, tartışma mı olur, savaş mı?” diye sorsa...

Kant’ın başına bir şeyler gelir mi?..

Balkona çıkın Recep Bey

Sözümün özü canlarım, Kant finalde diyor ki:

“Aklını yalnızca kendi öznel çıkarların için değil, kamusal olarak da kullan…”.

Yani bu şu demek: Yargılarken düşün… Sadece “ben” değil, “biz” olarak düşün…

Hatta bazen hiç tanımadığın bir “onlar” olarak da düşün...

Empatinin değil, algoritmanın öne çıktığı bir dünyada Kant hâlâ usulca fısıldıyor:

“Düşünce özgürlüğü, ancak herkesin düşündüğünü anlayabilmekle değerlidir…”

Balkona çıkın Recep Bey balkona…

Saray’dan eksik görüyorsunuz…

SON DAKİKA HABERLERİ

Memduh Bayraktaroğlu Diğer Yazıları