Muhalefet bölünür toplum kutuplaştırılır

Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu başdanışmanı olarak, doğrudan Erdoğan’ın hukuk aklını temsil eden bir figür…

Yani, söyledikleri kişisel değil; iktidarın nabzı gibi okunmalı… O halde:

“Anayasa değişikliği için 400 oy yetmez, referandum şart” sözü yüzeyde hukuki meşruiyet vurgusu gibi görünse bile...

Daha derin bir okuma yaptığımızda, bu açıklamanın tek başına masum ve hukukçu refleksiyle yapılmadığını söylemek yanlış olmaz...

***

Önce gelin birlikte; Uçum’un bu açıklamasının, uzun süredir “yeni anayasa” söylemini sıcak tutan iktidarın hangi amaçlarına hizmet edeceğine bakalım:

***

“Yeni anayasa” demek, bir “yeniden kuruluş” iddiasıdır…

Uçum’un söylemi, Erdoğan’ın 2028 sonrası için doğrudan bir seçim plânı olmasa da…

AK Parti’nin liderliğini muhafaza edecek sistemsel miras bırakma amacının bir parçası gibi geldi bana...

***

Referandum, halka sunulacak bir “paket” demektir...

Bu paket içine sadece anayasal değişiklikler değil, toplumsal fay hatlarını harekete geçirecek temalar da (aile, kadın, LGBT, Türklük maddesi, başörtüsü vb.) eklenebilir...

Bu durumda: muhalefet bölünür, toplum kutuplaştırılır

Yani, “yeni anayasa istemiyorlar” argümanıyla bir meşruiyet saldırısı başlatılır…

***

Her referandum süreci, aslında seçim havası estirir…

İktidar anketlerde sıkışırsa, bu referandum söylemini erken seçimle birleştirip muhalefeti hazırlıksız yakalayabilir…

Yani, Uçum’un referandum vurgusu, bir erken seçim sinyali olabilir...

Samimi bir hukuki duruş olamaz mı?...

Kısmen olabilir zira; Anayasa değişikliği için parlamentoda 400 oy varsa referandum şart değildir…

Ama Uçum buna rağmen “referandum şart” diyerek halk onayına dayanmayan bir anayasanın meşru olmayacağını ima ediyor…

Bu, görünüşte bir hukuk devleti vurgusu gibi görünse de…

Erdoğan döneminde halkın onayı birçok kez sadece seçim sandığında güç devşirme aracı olarak kullanıldığı içindir ki benim kanaatim: “Hukuki samimiyet” iddiası, içi boş bir vitrindir...

Oyun mu dönüyor?

Evet, bu çıkış bence, çok katmanlı bir oyunun parçası…

Özetlersem:

İletişim düzeyi: “Bakın, biz halkı önemsiyoruz” imajı…

Siyasi düzey: Muhalefeti sıkıştırmak ve mobilizasyon zemini oluşturmak…

Stratejik düzey: Referandumu araçsallaştırarak bir anayasa paketine erken seçim ya da Erdoğan sonrası tasarım eklemek…

Taktik düzey: AK Parti içi iktidar mücadelesinde hukuk aklını yönlendiren aktör olmak…

***

Sözümün özü canlarım…

Thomas B. Reed’in “Yeryüzündeki kötülüklerin yeni yasalar aracılığıyla çözülebileceği inanışı, insanlığın kapıldığı en ciddi hezeyanlarından biridir” sözünü çok ciddiye alan biri olarak:

Bu perdeyi araladığımda, “rejim güncellemesi mühendisliği” görüyor gibiyim...

SON DAKİKA HABERLERİ

Memduh Bayraktaroğlu Diğer Yazıları