Resesyon neden kaçınılmaz

Bilhassa Youtube kanalımda (www.memduhbayraktaroğlu) yayımlanan videolarımda, Merkez Bankası’nın 50 milyar dolarlık döviz satarak iktidar yandaşlarını zengin ettiğini değil de…

Satılan dövizler karşılığı piyasadan yaklaşık 2 trilyon TL çekmesini…

Yani sterilizasyon yapmasını eleştiriyor, car car bağırıyorum?..

***

İktisatçı olduklarını söyleyen ya da finans uzmanı olduklarını zannettiğim kimi izleyicilerimin en çok sordukları ve “Cahil; senin ekonomistliğin de Tayyip gibi” diyerek benimle kafa buldukları soru bu…

O halde videolarımda verdiğim cevabı, aynı şikâyetimi NEFES’teki köşemde de yaptığım için burada da yayımlayayım…

Bankadan ve piyasalardan çekilen 2 trilyon lira, TL likiditesini azalttı, TL arzı düşerken, TL’ye olan talep yükseldi ve tabii ki daha ilk gün (MB henüz faiz artışı yapmamışken) söylediğim gibi, kredi faizleri arttı,

Krediye erişim zorlaştı... Haliyle şirketler ve bireyler daha az borçlanır oldular...

Yine birilerinin (mealen) sordukları bir başka soru şöyle idi:

“İyi ya dedem, Şimşek’in istediği de tam bu değil miydi?..

Para arzı azalınca harcamalar da azalmayacak mı, tüketim yavaşlamayacak mı?..

Bu yavaşlama talep yönlü enflasyonda düşüş yaratmayacak mı?..”

***

Haklı ve hatta doğru bir soru… 50 milyar dolar satışı, döviz arzını elbette artırdı...

Kur üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluştu ancak…

Bu durum borsayı olumsuz etkiledi…

Hisse senedi, tahvil ve gayrimenkul piyasalarında değer kaybı yaşandı…

Ya bunun geleceğe etkisi?..

Talepteki daralmanın yatırımları azaltacağını…

Kısa vadede büyümede yavaşlama ya da durgunluk yaşanacağını, görmezden mi gelelim?..

Bunu asla yapmamalıyız zira faizler artınca, devletin iç borçlanma maliyeti yükselir ki yükseldi...

Bütçe dengesi bozulur ki, bozuldu…

Sözümün özü canlarım; ekonomide, siyasette ve uluslararası ilişkilerde zamanlama çok değerlidir…

Zamanlama kötü, iktidara güvensizlik zirvede ise resesyon (durgunluk) kaçınılmazdır…

Çarşamba günü “Sadece eleştiriyorsun, iyi de çözümün ne?” sorusunun cevabını yine kendimce vermeye çalışacağım…

İftirayla yargılama

İktidar yandaşları, İmamoğlu ile mesai arkadaşları için ortada henüz yargılama bile yokken dedikodu kaynaklı iftiralarıyla: “suçlu” dediler, hiçbir savcı harekete geçmedi… Biz “İmamoğlu, hukuk ve yasalar gereği değil siyasi bir hedef gereği hapsedildi” deyince “suçluyu övme fiili işlemekle suçlandık, yargılanacağız…”.

Adalet bunun neresinde?..

Hayatın adaleti

Victor Hugo’nun “Sefiller” isimli romanının baş kahramanı Jan Valjan, romanın bir yerinde şöyle diyordu:

“14 yaşımdaydım, karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldım, ‘hırsız’ diyerek beni zindana attılar ve orada 6 ay bana bedava ekmek verdiler. İşte bu, hayatın adaletidir…”

SON DAKİKA HABERLERİ

Memduh Bayraktaroğlu Diğer Yazıları