Tablo ortada durum vahim
Yaklaşık iki yıldır YouTube kanalımda zaman zaman (Dün yine iki videomda bu tavsiyemi yineledim):
“CHP bu şartlarda AKP ile milli mutabakat hükümeti kurmalı” diyorum…
Kendilerinin “CHP’li” olduğunu ileri süren bazı fanatikler bana kızıyor...
Hakaretler gırla gidiyor…
Oysa bana bu öneriyi yaptıran çıkarlarım değil, aklım ve vicdanım…
Çünkü tablo ortada…
***
Gerçekçi olalım lütfen…
AKP’nin bugünkü mevcut yapısı ve siyasi gücüyle, ülkenin, ekonomi başta olmak üzere diğer birikmiş sorunlarını çözebilme ihtimali sıfırdır…
İşte bu yüzden, milletin ve memleketin geleceği için:
CHP, “ben kimseyle konuşmam diyemez” diyorum...
Tıpkı Atatürk’ün yaptığı gibi, ülkenin bekası için, milli çıkarlar için bir mutabakat zemini aramak zorundadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği
Bu fikrim, kimine radikal gelebilir ama ben radikal değil, realistim…
Çünkü biliyorum ki, bu ülke artık kavga ile inatla, intikamla yönetilemez...
Bizim ihtiyacımız olan şey; uzlaşma ve ortak akıl…
Bu önerim için bana “hain” diyenlere, “dönek” diyenlere sadece şunu söylüyorum:
Benim bir tane derdim var: Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği…
***
Partiler, kişiler, sloganlar gelip geçer ama bu devlet, bu millet kalıcıdır…
Ve ben istiyorum ki, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet yeniden üretken, adil, çağdaş ve umut dolu bir ülke haline gelsin…
Eğer bu hedef için Özgür Özel’in, Erdoğan’la konuşması gerekiyorsa, konuşmalı...
Mesele “kimle” değil, “ne için” konuşulduğudur…
Bu kadar basit bu kadar net
Zaman kin tutma değil, bütün kin ve nefret duygularından arınma zamanıdır…
O yüzden sizlerden de memleketin geleceğini düşünmenizi rica ediyorum…
Kişiyle kişiyi değil, fikirle fikri çarpıştıralım…
Kavgayı değil, çözümü; küfrü değil, geleceği konuşalım…
Çünkü bu ülke, aklı cezalandırarak değil:
Ödüllendirerek ayağa kalkabilir…
***
Beni tanıyanlar müzmin muhalif biri olmadığımı bilir…
Kimin yaptığına değil, ne yaptığına baktığımı da bilir...
Bu ülkeye akıl, adalet ve refah getirecek her icraatı kim yaparsa yapsın desteklerim; tersini de kim yaparsa yapsın eleştiririm…
Bu kadar basit, bu kadar net…
Onların fikri değişmez
Türkiye’de bazı çevreler için “düşünmek” bile suç…
Eğer bir konuda fikrini değiştirdiysen, “dönek” derler…
Eğer farklı bir çözüm öneriyorsan, “kalemini sattı” iftirasını atarlar…
Oysa ben diyorum ki:
Fikir değiştirmek döneklik değil, düşünmenin sonucudur…
Her zamanın ayrı bir ruhu, her fikrin ayrı bir egemenlik dönemi vardır…
Zaman değişince şartlar, şartlar değişince fikirler de değişir…
Sadece ölüler ve delilerin fikirleri değişmez…