Travmaya bağlı şartlı refleksler
II. Dünya Savaşı bittikten sonra özellikle savaş sonrası travma yaşamış askerleri tedavi eden Amerikalı nöropsikiyatrist Dr. Benjamin Simon’un adını duymuşsunuzdur…
Peki, 2. Dünya Savaşı sonrası yaptığı hipnoz deneyleriyle ilgili sorunu hatırlıyor musunuz?..
İşte bu yazılarımda Simon’un deneyini elimden geldiğince hem tarihî bağlamıyla hem psikolojik analizle değerlendirmeye çalışacağım…
Öncelikler bilinmeli ki; bahsedeceğim olay, tarihî gerçeklikle harmanlanmış bazı travma-hipnoz bağlantılarının popülerleştirilmiş versiyonlarına dayanıyor…
Yaşandığı iddia edilen olay şu: Dr. Simon, bazı savaş esirlerini hipnoza sokar...
Denekler, “Alman” kelimesi söylendiğinde, refleksif olarak ayağa kalkar ve “Heil Hitler!” diye bağırırlar… Bu tür davranışlar, “travmaya bağlı şartlı refleksler” şeklinde açıklanıyor…
Hipnoz
Meselâ canlarım: Nazi toplama kamplarında ya da savaş esaretinde bulunan askerlerin; savaştan sonra döndükleri gündelik hayatta…
Belirli seslere, kelimelere veya emir tarzlarına koşullanmış oldukları fark ediliyor…
“Alman” kelimesi bir emir tonu ile verildiğinde, bu, klâsik Pavlovyen koşullanma (Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedilen), bilinçdışı bir otorite, refleksi tetikliyordu...
***
Bu tepki, bireyin bilinçli kontrolünde değildi... Özellikle hipnoz altındaki birey, bilinç filtresi devreden çıkmış olduğu için bu tür refleksler çok daha rahat gözlemlenebiliyordu...
Hipnoz, bastırılmış anıları ve refleksleri gün yüzüne çıkarıyor ancak bu esnada oluşan tepkilerin, gerçek hatıralardan mı kaynaklandığı yoksa telkinle mi yaratıldığı halen tartışılıyor…
Dr. Simon’un çalışmaları da bu tartışmanın merkezinde yer alıyordu...
***
Elbette bu tür vakaların bir kısmı abartılmış veya dramatize edilmiş olabilir…
Hipnoz altındaki kişilerin %25-30’u, hipnotize eden kişinin beklentilerine uygun davranışlar göstermiş olabilir (yani gerçekte anı değil, telkine dayalı kurgu olabilir…).
Ayrıca “Heil Hitler” refleksi gibi durumların, bazı kaynaklarda Hollywood senaryoları ya da belgesel dramaları aracılığıyla efsaneleştirildiği de bir başka gerçektir...
Üfürükten tayyare
Sözümün özü canlarım: Dr. Benjamin Simon’un çalışmaları hipnoz, travma ve hatıralar arasındaki ilişkiyi göstermek açısından tabii ki önemlidir...
Ancak; “Alman” kelimesine “Heil Hitler” şeklinde refleksif bir karşılık verilmesi, (eğer olmuşsa bile) istisnai ve ağır travmatik koşullarda şartlandırılmış bireylerin davranışlarıdır…
***
Ne demek istediğimin anlaşıldığı kanaatindeyim…
Anlaşılmadıysa da kusur okuyucuda değil anlatma becerisini gösteremeyen bendedir…
Ancak amacımı kısaca belirtmem gerekirse:
Tıpkı Pavlov’un köpekleri gibi insanların da şartlı refleksler üzerinden ne denli derin ve otomatikleşmiş hale gelebileceğini anlatmaya çalıştım…
Yani; hafıza ve bilinç, özellikle travma sonrası, düşündüğümüzden çok daha kırılgandır…
***
Mesaj kime mi?.. Yaklaşık son 13 yıldır derin bir travma yaşayan ülkemizin gerçek sorununun öncelikle ekonomi, hayat pahalılığı, işsizlik olduğu bilindiği halde…
Ana muhalefet partisinin, “Üfürükten tayyare, selâm söyle o yâre” meseleleriyle uğraşmaktan vazgeçip, halkı hipnozdan kurtarmaya çalışması gerektiğine dikkat çekmek istedim…