“Gelsin kerata”
İlhan Selçuk hastanede yattığı sırada Hasan Cemal, gazeteci Hikmet Çetinkaya ile haber gönderdi; “ziyarete gelebilir miyim?”
İlhan Selçuk’un yanıtı şu oldu; “Gelsin kerata, ben onun kulağını çekerim, olur biter.”
Bilmeyenler için yazayım; yıl 1991.
Nadir Nadi’nin ölümü üzerine gazete yayın kurulu içinde anlaşmazlık baş gösterdi. Yayın yönetmeni Hasan Cemal’in neoliberal yayın politikasını beğenmeyen İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Uğur Mumcu gibi seksen kişi gazeteden ayrıldı. Olayı protesto eden okurların gazete almayı bırakması üzerine günlük satış ortalaması yüz yirmi binlerden, elli binlere kadar düştü. Bu durum üzerine Hasan Cemal ve ekibi Cumhuriyet’ten ayrıldı. İlhan Selçuk başkanlığında yeni yayın kurulu oluşturuldu…
Siyasal duruşundan ne kadar ödün vermez ise, insani ilişkilerinde o kadar hoşgörülüydü İlhan Abi, hümanist daima…
Hastane ziyaretini hatırlamamın nedeni geçen pazar akşamı Hasan Cemal’in attığı sosyal medya mesajı oldu:
“Özgür Başkan Tandoğan’dan haykırıyor, tam bir heyecan fırtınası, gözlerim yaşarıyor! Uzun yıllardır ilk kez bir eylemi içinde yaşıyorum...”
Bir dönem Erdoğan’ın uçağından inmeyen, Erdoğan’ın “Hasan Abi”si Tandoğan mitingine gidecek siyasi noktaya nasıl evrildi?
Hasan Cemal’i bundan kırk yıl önce kimler, nasıl yoldan çıkardı? Yazayım:
Aradıkları salt kamuflaj
12 Eylül darbesi/neoliberalizm sürecinde sadece Hasan Cemal değil, kimler çıkmaz yola girmedi ki?
Marksizmden, korunaklı limana sığınmak isteyen herkes -neoliberalizmin, tozlu raflardan çıkarıp parlattığı- tek kişiye sarıldı: Karl Popper.
Tezlerine “kutsallık” atfedildi: “Bilimsel teoriler doğrulanamaz sadece yanlışlanabilir.”
Eğer, teori yanlış ise terk edilmeliydi. Neydi bu yanlışlanan teori, Marksizm!
Soldan kaçmak isteyenlerin eline ideolojik reçete tutuşturuldu: İki Avusturyalı; ekonomide Hayek, felsefede Popper “hapı”...
Thomas Kuhn, Imre Lakatos, Paul Feyerabend gibi bilim felsefecileri Popper’ı eleştirse de ülkemizde bunlara kim kulak verecekti. Hele o dönem Marksist düşünürleri kim dinleyecekti. Oysa:
Popper tezleri Marks’ı çarpıttı, tamamen basite indirgeyip karikatürize etti. Mesela:
Marks’ı dogmatik göstermesi, yanlış okuma idi.
Yanlışlanabilirlik ölçütünü tek kriter yapması, dar pozitivizm idi.
Bilim-ideoloji ilişkisini reddetmesi, apolitikleşme idi.
Marks’ı ütopyacı göstermek, tarihsel maddeciliği çarpıtma idi...
Peki, Marksizmden kaçmak isteyenler bu tür ideolojik tartışmalar yaptı mı; ne gezer! Tek hedefleri; eziyetten-acıdan-parasızlıktan kaçıp sınıf atlamaktı. Ki, Popper’ı bile anlamadıklarını göstereceğim. Döneklik, fikir değil, karakter meselesi ülkemizde…
Yoksa… “İdeolojiler dönemi bitti”, “emperyalizm safsatadır” gibi pespaye görüşler nasıl bu derece kolay kabul edilebilirdi...
Ve bunlar, önce Turgut Özal ve sonra Erdoğan’ı keşfetti! “Açık Toplum” için başta Kemalizm olmak üzere tüm vesayetçi kurumlar/ulus devlet yok edilmeliydi. Bu dönme süreci onları FETÖ ve kumpaslarına arka çıkmaya kadar götürdü.
Popper’ın dediği “bilgide bir yanlış” değil, o süreçte Türkiye’de tek değil, yüzlerce yanlış yapılsa da bu sözde Poppercıların iktidara katıksız desteği sürdü. Popper’ı bile kullandılar aslında… Aradıkları dönekliklerine kılıf için göstermelik entelektüel zemindi…
Evet, hiç kavramadıkları Popper bile sadece kamuflaj idi…
CHP’nin olgunluğu
Erdoğan’ın otoriter iktidarı bir günde mi gerçekleşti?
Ergenekon - Balyoz süreci gibi anti demokratik onca uygulamaya “Hasan Abilerin” uzun süre koşulsuz destek vermelerinin, iktidarın güç yoğunlaşmasına katkısı olmadı mı?
Popper, bunların Erdoğan’a desteğinin rasyonel değil pragmatik olduğunu görse “çıkarın maskemi yüzünüzden” diye sert konuşurdu!
Evet, özünde Popper’ı referans alarak Erdoğan’a destek vermek Popper’ın ruhuna bile aykırıydı: Hani her iktidar sorgulanmalıydı! Hani her bilgi sorgulanmalıydı!
Aynı noktaya geliyoruz: Popper mı dediniz… Bilim felsefesi mi dediniz… İdeoloji mi dediniz... Geçiniz efendim geçiniz... Medya kurnazlar yatağı; Popper’ı bile bilmezler aslında.
Hangi örneği vereyim; Popper “hukukun üstünlüğünü” savundu. Sabah saat 04.00’te gözaltına alınan 83 yaşındaki hasta İlhan Selçuk’a yapılan FETÖ kumpasına gözünü kapatan Hasan Cemal nasıl “Poppercı” sanır kendini? Hayatları boyunca hiç okumadılar aslında. “Cilalı imaj devri” ürünü hepsi…
Öte yandan, gücün tekelleşmesine sundukları hizmet için öz eleştiri yaptıklarını duydunuz mu? Yok. Halbuki gelinen bu rejimden sorumlular.
Şimdi CHP mitinginde gözleri doluyor!
Hani CHP halktan kopuk, elitist, vesayetçi idi…
Hani Kemalizm statükocu öcü idi…
Hani “laikçi teyzeler” darbeci idi…
CHP aynı politik çizgisini sürdürüyor; demokrasi mücadelesi veriyor.
CHP’nin Hasan Cemal’e yönelik olgunluğunu İlhan Selçuk’un tavrına benzettim; “Gelsin kerata, ben onun kulağını çekerim, olur biter.”