İmralı gezisi ve Kılıçdaroğlu!

24 Kasım gerçekten tarihe geçecek bir gün oldu!

Öncelikle AKP-MHP ve DEM Parti’den oluşan heyet İmralı’ya gitti ama ne gidiş… Önce usul meselesine bir göz atalım…

-Heyetin İmralı’ya gidişi ayrı bir alemdi; gidecek mi, gitti mi, yoksa yarın mı, öbür gün mü” gidecek belirsizliği arasında AKP’li üye Hüseyin Yayman bir TV’ye şu açıklamayı yaptı:

-Bu bilgi yanlış. Ben adaya gitmedim. Bilginin doğruluk payı yoktur. Önümüzdeki günlerde belli olacak…

Birkaç saat sonra ise 180 derecelik bir dönüş gördük.

-Ben, Feti Yıldız ve Gülistan Koçyiğit adaya gittik. Gerisi yalan ve algıdır!

Neydi yalan ve algı anlayamadım doğrusu; Yalanı söyleyen Yayman’ın kendisiydi. Gittiklerini açıklayan da kendisiydi!

Görüşmeyle ilgili de TBMM’ den yalnızca iki satırlık şu açıklama yapıldı:

-Görüşme neticesinde toplumsal bütünleşme, kardeşliğin pekiştirilmesi ve bölgesel perspektife yönelik sürecin pozitif ilerletilmesi açısından olumlu sonuçlar alınmıştır…

Siz bir şey anladınız mı? ben anlamadım valla!

Sırada ne var?

Anlaşıldığı üzere her şey kapalı yürütüldü…

Diğer bir deyişle kamuoyu yapılan görüşmeyle ilgili hiçbir şey bilmiyor… Üyeler komisyonda bilgi verecek. Görüşme kapalı olursa yine hiçbir şey öğrenemeyeceğiz! Umarım yanılırım…

Peki bundan sonra ne olacak? Bugüne dek bölük pörçük de olsa öğrendiklerimiz ışığında bakarsak şöyle olacak:

-Öcalan’ın “Umut hakkı” formülüyle ev hapsi ya da adada konforlu yaşamının önü açılacak!

Üzerinde çalışıldığını bildiğimiz af yasasıyla da teröristlerin “topluma kazandırılması” adı altında ceza indirimiyle salıverilmesi sağlanacak!

-DEM Parti’nin de cansiperane desteğiyle AKP’li Cumhurbaşkanı’na 3. kez adaylık ve seçilme şartının 40+1’e indirilmesi yolu açılacak!

-Tabii ki, anayasadaki “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” maddesi tartışmaya açılacak!

-PKK’nın Suriye’deki uzantısı terör örgütü tanımından çıkarılacak, siyasi muhatap sayılacak!

Nasıl buldunuz? hiçbir aşamasından doğru dürüst haberdar olamadığımız çözüm sürecinin sonuçları üç aşağı beş yukarı budur. Gerisi ise teferruattır…

-Başımıza örülen çoraptır yani!

Şu zamanlamanın güzelliğine bakın!

Yalnızca üç partiden oluşan İmralı heyetinin gezisinin sürdüğü zaman diliminde Kemal Kılıçdaroğlu isimli muhterem ortaya çıkıverdi…

Aylardır tek kelime etmeyen, tüm soruları yanıtlamayı reddeden Kılıçdaroğlu, tam da İmralı gezisi esnasında ortaya atılıp hem de İBB iddianamesi üzerinden ortalığı bir güzel karıştırmayı başardı…

Tabii, bu hafta yapılacak CHP kurultayını da unutmayalım! Peki ne dedi Kılıçdaroğlu:

-CHP rüşvetlerle yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz ve bunlarla bir araya gelemez, dedi!

-Üzerindeki iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, dedi!

-Hesap vermek her bir CHP’linin borcudur, dedi!

-CHP, aziz milletimizi ahlaki uyanışa davet eden bir parti olmalıdır, dedi!

Ehh, bu lafları iktidar kuyrukçuları da değişik sözcüklerle de olsa ifade etmişti ancak karşımızdaki CHP’nin 13 yıl boyunca genel başkanlığını yapmış kişi olunca iş değişiyor haliyle!

İmralı meselesine de el atan bu zat, “CHP kardeşlik sürecine öncü olmalıdır” başlığı altında partinin İmralı’ya gitmeme kararını da sert bir şekilde eleştirdi… Halbuki daha birkaç yıl önce “CHP İmralı’ya gidemez, gayrimeşrudur” diyen de ta kendisiydi!

Gerçi ben daha 2011 yılındaki genel seçim sonrası bu kişi hakkındaki düşüncelerimi açıkça yazmıştım. Dokunulmazlıkların kaldırılmasında, 2017 referandumunda mühürsüz zarfların YSK kararıyla geçerli sayılmasında, daha sonra koro halinde seçimlerin “şaibeli” olduğu söylendiğinde bırakın bir karşılık vermeyi, Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi, sesini bile çıkartmamıştı!

Ancak yine de sormam gerek:

-4 bin sayfalık iddianameyi okudu mu?

Pek sanmıyorum ancak yukarıdaki açıklaması nedeniyle çok büyük tepki gördükten sonra TGRT’ye yaptığı ikinci açıklamada aynen şöyle dedi:

-İddialar, iddianame ortada, ne söylememi bekliyorlar?

E madem bu denli iddialı açıklamalar yaptınız, hiç olmazsa kırıntı niyetine, mesela Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar ya da herhangi biri ile ilgili sarsılması olanaksız belgelere değinseydiniz! Ama yapmadınız; itirafçıların, gizli tanıkların söylediklerine itibar ettiniz. Zaten AKP’li Cumhurbaşkanı size her defasında “Bay Kemal” derken bu kez “Sayın Kılıçdaroğlu” diyerek hakkınızı teslim etti ve şöyle dedi:

-Görüyoruz ki, koyunlarında besledikleri yılandan rahatsız olmuş, isyan etmiştir!

Yazık mı desem, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir mi” desem bilemedim doğrusu!

-Tam da kurultay öncesi hem de ne büyük tesadüf… Neler göreceğimizi büyük bir merak içinde bekliyorum…

SON DAKİKA HABERLERİ

Ümit Zileli Diğer Yazıları