Güçlü olan kazandı zayıf olan kaybetti
Göztepe deplasmanında sahaya çıkan on biri görünce çok az Beşiktaşlı ‘kazanırız’ demiştir. Tarihinin en maliyetli transfer sezonundan çıkan Beşiktaş değil, en önemli oyuncusu Romulo’yu satan Göztepe maçın favorisiydi. Neticede favori kazandı!
Fizikli, süratli, yere sağlam basan oyuncuları var Göztepe’nin ve dümdüz ezip geçtiler; son gaz. Yetenekleri kısıtlı ama taktik düzeni belli. Daha fitler. Rakiplerinin yanında ağabey gibi duran sarı-kırmızılı futbolcular korkutmuşlardır eminim.
Adı büyük ama futbolu zayıf, oyuncuları cılız, stoperleri hantal, hocası korkak olan kaybetti. Varlık gösteremediler. Hedefsiz bir Anadolu takımı gibi oynayan, laf olsun diye sahaya çıkmış kafası kesik tavuklar gibi koşan siyah-beyaz forma giymiş oyuncular en ufak bir inanmışlık kıvılcımı bile gösteremediler. Göztepe’ye rakip olamayan, Trabzonspor’a, Fenerbahçe’ye ve Galatasaray’a acaba ne yapacak? Yazık.
Ndidi ve Orkun alt tarafı iki eksik ama takımın tüm temposunu ayarlayacak nitelikte iki isim. Sergen Yalçın’ın takıma alışmaya başlamış Djalo’yu kesmesiyle birlikte aslında işleyen bir yeri daha bozmuştu. Bile bile lades.
Beşiktaş'ın sağ tarafı otoyol gibi kullanan ev sahibi, ilk 20 dakikada 2-0’ı buldu, biraz becerikli olsalar soyunma odasına dört farklı gidebilirlerdi. İkinci yarının başındaki beş dakikalık tempo ‘acaba’ dedirttiyse bile Gökhan’ın direkten dönen şutu buna yanıt gibiydi.
Farkı belirleyen gol ise Mert Günok döneminin artık bitmesi gerektiğini gösterir cinstendi. Sabra röveşatayı yapmış sevinmeye başlamıştı bile Mert kalkana dek...
Kötü savunmanın üzerine tüy diken kötü kalecilik... Sergen Yalçın’ın ilk döneminde gösterdiği Ersin Destanoğlu cesaretini yeniden beklemek artık.