O kırmızı Solskjaer'e
Beşiktaş'ın korkutuculuğu yok. Sıradan bir rakibe karşı üstelik.
Fiorentina’yı saymazsak Konferans Ligi ön
elemesinin en maliyetli takımısın. Ligde yer alsan da maliyetli
iki-üç takımdan biri olacaksın. Ama sahada hiçbir caydırıcılığın
yok. İşte yeni Beşiktaş...
Üç sezonda 10’a yakın hoca harcayan bir kulübün tabii ki teknik adamına sabır göstermesi gerek. Ama kime? Bu kadar saçma gollerin sürekli ve devamlı yenilmesi sadece futbolcu kalitesiyle açıklanamaz. Oyun kurgusu ve kadro seçimi hatalı. Oyuna müdahale eksik. İlk maçta sürekli defans arkası koşusu yapan rakibe üçlü savunma bu kadar kötü mü uygulanır? Real Madrid deplasmanına çıkmış gibi kadroyu tercih eden Solskjaer’i eleştirmeyelim mi? Taylan’ın sağ kanatta, Emirhan’ın sol kanatta kullanılmasının mantığını anlatın lütfen. Bir de oyunu Taylan üzerinden kurmaya çalışmak; yok artık!
İlk 45’i hücum varyasyonu yapabilecek üç buçuk oyuncuyla geçiren hocaya sabır gösterelim; gösterelim anam...
Uduokhai'nin karate darbesiyle ikinci yarı santrasının üzerinden saniyeler geçmişken kendini attırması, futbolcuların hocalarına tepkisinin bir izdüşümüydü sanki. Hakemin ilk yarıdaki saçma kararlarını gören bir savunmacı, kendini böyle bir müdahaleden sakınmalı ama nerede.
Arroyo'yu kadroya almamışsın ve kulübende sadece hücum karakterli Muçi var. Onun oyuna girişi de zerre etki etmedi. Kulübe zafiyeti hissedildi tabii ama bu kadar zayıf bir oyunun bahanesi de olmamalı.
Evet; finali kendi sahanda oynanacak Avrupa Ligi’ni ıskaladın. Adı ‘Köyferans’a çıkan Kupa 3’ün ön elemesini bile geçemedin. Sıra geldi kasımda Süper Lig’e mendil sallamaya. Geçmiş olsun.