Kıbrıs seçimleri, çözüm sürecinin işleyişi, Rusya ve Çin ile ittifak gibi birçok konuda AKP-MHP arasında fikir ayrılığı yaşandığı ileri sürülürken 29 Ekim resepsiyonuna da katılım sağlanmaması çatlak iddialarını güçlendirmişti.
Önemli açıklamalarda bulunacağı ifade edilen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Konuşmasının başında MHP'nin ev ziyaretleriyle seçmenle buluştuğu çalışmalarına değinen Bahçeli "Her kapıyı çalacağız, her gönlü kazanacağız ya dertlere çare ya da ortak olacağız. Cumhur İttifakı’nın hedeflerini açıklayacağız, sorunları dinleyecek çözüm yolu bulmanın arayışında olacağız. Dertleri dinlediğimiz gibi aynısıyla derman olmanın gayretinde olacağız. Biz her haneye huzur ve bereket penceresini açacağız. Sorunlar yumak yumak olsa da biz varız ve her zaman milletimizin hizmetindeyiz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'yız" dedi.
Ardından Sudan'daki katliama değinen Bahçeli "Sudan'ın el-Feşir şehrinde sivillere uygulanan zulüm tek kelimeyle katliamdır. Maruz kaldıkları vahşet Gazze'yi aratmayacak düzeydedir. Gazze'de olan ve yaşanan aynısıyla budur" ifadelerini kullandı.
İsrail'in ateşkes kararı sonrası 254 sivili katlettiğini bildiren MHP lideri, ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın, Bahreyn'de katıldığı bir forumda Türkiye ve İsrail arasında savaş olmayacağı, Hazar'dan Akdeniz'e kadar iş birliği görüleceği yönündeki sözlerini eleştirdi.
ABD ELÇİSİNE TEPKİ: YERİNİ YURDUNU BİLMELİ
Bahçeli "Görev yaptığı ülkeye politik rota çizme densizliğine heves eden bir sefirin ileri düzeyli akıl tutuklamasıdır. Ülkemizde görev yapan dış misyon yetkililerinin yerini yurdunu bilmesi lazımdır. Had ve hudut aşımına asla girmemeleri asıldır, kaçınılmazdır. Soykırımcıların defteri dürülmeden Türkiye, Filistinlilerin hukukuna yüz çeviremez" dedi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack 1 Kasım'da Bahreyn'de düzenlenen Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) forumunda konuşan Barrack, "Türkiye ve İsrail birbiriyle savaşmayacak" demişti.
Barrack, Türkiye ve İsrail arasında "çok uzak olmayan gelecekte" bir ticaret anlaşması imzalanabileceğini de ileri sürmüştü.
"ZEHRİN DEĞİL BALIN PEŞİNDEYİZ"
Bahçeli; çözüm süreci ve Cumhur İttifakı'na ilişkin de dikkat çeken mesajlar verdi.
- Biz doğru yerden doğru mevziden bakar ne gördüğümüzü söylüyoruz. Baktığımız yer milletimizin hassasiyet çizgisidir. Biz aklımızı kullanarak inancımızın ve irademizin bayraktarlığı altında toplanarak önümüze çıkan engelleri teker teker aşacağız. Aynı yerde bulunmak, aynı nitelikte olmanın göstergesi değildir. Aynı suyu içen arı bal verirken yılan zehrini döktü. Bizin zehirle işimiz yok biz balın peşindeyiz.
- Maksadı bulanık, iddiası güdük, itibarı sönük kimi çevrelerin Terörsüz Türkiye sürecini sabote etme çabası, bizim nazarımızda yok hükmündedir. Terörle anılan bir ülke olmaktan hızla kurtuluşun adım adım ilerlediği şu günlerde Terörsüz Türkiye seferini durduracağını zannedenlerin üzerinde durdukları zemin kaydıkça daha da çirkefleşmeleri beklenen bir durumdur.
- Ancak temkin ve tedbiri de elden bırakmıyor, ihtiyatlı iyimserliğimizi sonuna kadar muhafaza ediyoruz. Bölücü terör örgütünün örgütsel varlığı lağvedildikten sonra örgüt elemanlarının SDG/YPG’ye silahlarıyla birlikte katılmalarını, bu terör örgütü yapılanmasının Suriye merkezi yönetimiyle entegrasyon müzakereleri devam ederken ayrı bir tümen kurma taleplerini milli güvenliğimize doğrudan bir tehdit olarak değerlendiriyoruz.
- Fesat zihniyeti yeniden hortlak gibi yeniden dolaşmaya başlamış. Fitnenin, fesadın borusunu çalanlar terörün yanında hizalanan aymazlar korosudur. Ok yaydan çıkmış, hedefe kilitlenmiştir. TBMM'de kurulan komisyon çalışmalarının sonuna gelmiştir. Bu komisyon yapıcı, verimli, sorumlu toplantılarını gerçekleştirmiştir. Ümit ediyorum ki bu kapsamda belirlenecek yol haritası mucibince hukuki, siyasi ve demokratik atılımlar geniş ve gerçekçi mutabakat düzleminde temin edilecektir. PKK'nın kurucu önderliğinin son düzlükte görüşü alınmalı, günlerdir yapılan kısır tartışmalar sonlanmalıdır.
"EDİRNE - İMRALI ARASINA MAYIN DÖŞEMEK SURETİYLE..."
- İmralı ile Edirne ihtilafı çıkarmanın arayışında olan bazı medya kuruluşlarının nereye hizmet ettiklerini çok iyi biliyoruz. Öcalan ve Demirtaş'ın arasına mayın döşemek suretiyle Terörsüz Türkiye adımlarını kösteklemeye çalışanların hazımsızlıklarını görüyor, kimsenin bu oyuna gelmeyeceğini değerlendiriyoruz.
- Komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı'ya giderek ilk ağızdan e ilk elden mesajları alması süreci güçlendirecektir. MHP böyle bir heyete katılmaya hazırdır. İmralı bugüne kadar sözünü tutmuş, açıklamalarının arkasında durmuştur.
CUMHUR İTTİFAKI AÇIKLAMASI
- Şunu da herkesin bilmesinde yarar görüyorum; Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur ittifakı arasında Terörsüz Türkiye hedefi etrafında ne bir görüş ayrılığı ne de siyasi bir ihtilaf asla, kat’a söz konusu değildir. Ne tuhaf bir garabet haldir ki, Cumhur İttifakı’nda sürekli kriz izi sürüyorlar. Çatlak var demekten bıkmadılar, cam çerçeve kırıldı demekten usanmadılar, koptu kopacak, bitti bitiyor yalanlarından hiç dönüş yapmadılar.
- Biz çeliğe su verdikçe, biz vatan ve millet aşkında tek yürek oldukça, CHP’sinden diğer muhalefet partilerine, yarım porsiyon aydınlardan fikri saplantı içinde sarkaç gidip gelen fuzuli yorumculara, bir kısım köşe yazarıyla sosyal medya tetikçilerine kadar niyet okuyucuları papatya falı açıyorlar. Çünkü 15 Temmuz’un karanlık gecesinde kutup yıldızı misali parlayıp meydanlarda anıt gibi kurulan böylesi ahlaki ve fazıl bir siyasi ittifaka bünyeleri alışkın değil, akılları almıyor, seciyeleri bir türlü yetmiyor.
- Eniği cücüğü, ipsizi sapsızı, yandaşı yoldaşı Cumhur İttifakı çöktü çökecek derken ne hikmetse yorgunluk emaresi göstermediler. Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin tüzel kişiliği, dünya görüşleri, siyasi mazileri, küresel gelişmeleri ve Türkiye’yi yorumlama biçimleri tabiatıyla faklıdır, bu da son derece doğaldır. Fakat Cumhur İttifakı’nın hepsinden önemli, belki de inatla üzeri örtülmek istenen bir özelliği ise Türkiye ve Türk milleti sevdasının aşılmaz kalesi, hesabi değil hasbi ve harbi birlikteliğin serdengeçti iradesi olmasıdır.
"İDDİA SAHİPLERİNİN HEPSİ ÇUVALLADI"
- Cumhur İttifakı bayraktır, vatandır, millettir, dünyayı Türkçe okuyan, ihanete ve zulme kahramanca direnen Kızılelma ruhu, İ’la-yı Kelimetullah şuurudur. 29 Ekim tarihinde Anıtkabir’e niye gitmemişim, Külliye’deki Cumhuriyet resepsiyonunu neden protesto etmişim. Yok Kıbrıs politikasında derin anlaşmazlık varmış, yok gözünün üstünde kaşın varmış, yok öyleymiş yok böyleymiş. Geçiniz beyler geçiniz, iddia sahiplerinin hepsi çuvalladı, yine ters köşeye yattı, zahmet olmazsa sahte ve kaotik görüşlerinizi Cibali Karakolu’na gidip anlatın.
- Galata Köprüsü’nü satarken yakayı ele veren Sülün Osman hayatta olsaydı bu kadarına da pes doğrusu diyerek tasını tarağını topladığı gibi terki diyar eylerdi. 29 Ekim’de Anıtkabir’e gitmemizin nedeni insani bir halden kaynaklanmış olamaz mı? O gün için özel bir durumla muhatap kalmamız ihtimal dışı mı? Bundan dolayı belki de turnusol kağıdı gibi kimin kiminle iş çevireceğini, ne söyleyeceğini, kafasının içindeki spekülasyonların deşifresi için bir imtihan vesilesi, bir test vetiresi, bir öğrenme veçhesi olarak görmüş ve düşünmüş olamaz mıyız?
"ANITKABİR'E GİTMEYİP KOŞA KOŞA RESEPSİYONA KATILANLAR..."
- Anıtkabir’e haydi gidemedik, peki resepsiyona katılınca bu defa da Anıtkabir’i protesto etmiş gibi takdim edilmeyecek miydik? Anıtkabir’deki törene gitmeyince resepsiyona katılmak ne kadar doğru, dengeli ve isabetli bir davranış olarak değerlendirilirdi? Peki Anıtkabir’e gitmeyip de koşa koşa resepsiyona katılanları, boy boy fotoğraf karesi servis edenleri görmemek ayıplı ve alçalmış bir çifte standart değil midir?
- Ben az söyledim, tezvirata ve tefrikaya yatırım yapan güruh çok anlasın, eğer anlayabilirse, eğer takatleri yeterse. Tilkiye sormuşlar, seni tavuk çiftliğine müdür yapalım mı? “Güleceğimi tutamıyorum, maaş falan da istemem, gönüllü çalışırım” diye cevap vermiş. Malum ve mahut çevrelerin 29 Ekim’deki tablodan mütevellit zannederim güleceklerini tutamadıkları da aşikârdır.
DEMİRTAŞ SORUSUNA YANIT: TAHLİYESİ HAYIRLI OLUR
Toplantı sonrası gazetecilerin Selahattin Demirtaş ile ilgili sorularını yanıtlayan Bahçeli, "Hukuki yollar sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır" dedi.