Boston Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Chenyang “Leo” Lin, New Hampshire’da yaptığı bir yolculukta birkaç sincabın ağaçlar arasında koşturmasını ve yol kenarındaki tarlaları fark etti. Basit ve sıradan görünen bu anların belleğinde kalıcı yer edinmesi, hafızanın nasıl işlediğine dair sorular doğurdu.
Lin’in danışmanı Dr. Robert M.G. Reinhart, “Hafıza pasif bir kayıt cihazı değildir. Beynimiz neyin önemli olduğuna karar verir ve duygusal olaylar, kırılgan anıları geriye dönük olarak güçlendirebilir” dedi.
DUYGUSAL ANILARIN MANYETİK ETKİSİ
Science Advances dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, duygusal veya dikkat çekici (“salient”) deneyimler, hemen öncesinde veya sonrasında yaşanan nötr olayların hafızada daha güçlü bir şekilde yer etmesine neden olabiliyor. Bu durum, beynimizin günlük hayatın bulanıklığı içinden sıradan anıları seçip kalıcı hale getirmesinin mekanizmasını açıklıyor.
Araştırma ekibi bu süreci “dereceli önceliklendirme” olarak tanımlıyor. Yani hafızamız benzerliklere duyarlı, ancak bu etki her anı için aynı güçte işlemiyor. Örneğin, hayatımızı değiştiren bir haber aldığımızda, o sırada dinlediğimiz şarkıyı veya giydiğimiz kıyafeti hatırlama ihtimalimiz, rastgele bir günün detaylarını hatırlamaktan çok daha yüksek.