Kamçatka Yarımadası açıklarında meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki deprem, Pasifik kıyısındaki birçok ülkeyi alarma geçirerek ciddi tsunami uyarılarına yol açtı.
Ancak tsunami dalgalarının beklenenden daha küçük olması, bu tür büyük depremlerin her zaman yıkıcı tsunamilere neden olmayabileceğini ortaya koydu.
Peki bu kadar büyük bir deprem neden dev bir tsunamiye neden olmadı?
Deprem, dün yerel saatle saat 11:24’te Kamçatka açıklarında, deniz tabanının 20,7 kilometre derinliğinde meydana geldi. Bu tür sığ ve büyük ölçekli depremler genellikle yıkıcı tsunamiler oluşturma potansiyeline sahip.
Nitekim 1952 yılında aynı bölgede gerçekleşen 9.0 büyüklüğündeki deprem, yakınlardaki bir Rus kasabasını silip süpürmüş, Hawaii'de ise ciddi zarara neden olmuştu.
Bu nedenle ilk aşamada Japonya’dan Hawaii’ye, Güney Amerika’dan ABD’nin batı kıyılarına kadar geniş bir bölgede acil tahliyeler başlatıldı. Japonya’da milyonlarca kişi kıyı bölgelerinden uzaklaştırıldı. Hawaii’de bazı bölgelerde 1,5 metreyi aşan dalgalar kaydedildi. Ancak felaket boyutunda bir yıkım yaşanmadı.

UYARI SİSTEMLERİNİN ETKİSİ
Peki tsunami neden beklenenden daha küçük oldu? Uzmanlara göre, bu sorunun yanıtı depremi oluşturan fayın özelliklerinde yatıyor.
Oregon Üniversitesi’nden deprem ve tsunami uzmanı Diego Melgar, “Herhangi bir uyarı sisteminin devreye girmesi bile başlı başına bir başarı hikayesidir” diyor.
Tsunamiler, devasa dalgalar olmasa da büyük yıkıma neden olabilir. Bu nedenle, erken uyarı sistemlerinin hızlı çalışması ve insanların zamanında tahliye edilmesi, can kaybını büyük ölçüde engelledi.
Deprem, Petropavlovsk-Kamçatskiy kentinde binalarda hasara yol açarken, Kuril Adaları'nda yer alan Severo-Kurilsk kasabasında tsunami dalgaları 5 metreyi buldu. Limanlar ve birçok ev zarar gördü ya da tamamen yok oldu.
'JAPONYA'DAKİ DEPREM ÜÇ KAT ŞİDDETLİYDİ'
Deprem uzmanı Judith Hubbard (Cornell Üniversitesi), Kamçatka depremiyle 2011’de Japonya’da tsunami sonucu binlerce kişinin öldüğü 9.1 büyüklüğündeki felaketi kıyaslamanın yanıltıcı olabileceğini söylüyor. Çünkü Richter ölçeği doğrusal değil, yani 9.1 büyüklüğünde bir deprem, 8.8’den neredeyse üç kat daha fazla enerji açığa çıkarıyor.
Ayrıca tsunamilerin dalga boyları, deniz tabanının şekli (batimetri), kıyıların eğimi ve yapısı gibi birçok faktöre bağlı olarak değişebiliyor. Örneğin, koylar dalgaları büyütebilirken, adalar dalgaları kırarak etkisini azaltabilir.
Uzmanlar, tsunami uyarı sistemlerinin etkinliğinin bir kez daha test edildiğini ve başarılı olduğunu vurguluyor. Derin okyanus basınç sensörlerinden oluşan uluslararası ağ, bu güncellemelerin hızlı yapılmasını sağladı ancak bu ağ halen sınırlı ve bazı karmaşık dalga yapılarının tam olarak izlenmesini zorlaştırıyor.