Aksaray’da 60 yıldır şapka dikip satan ve kentte dönemin son şapkacısı olan Mustafa Mollaoğlu (80), mesleğini ilk günkü aşkla yapmaya devam ediyor.

Bulgaristan doğumlu olan Mollaoğlu, 1957 yılında henüz 14 yaşındayken İstanbul’a giderek başladığı mesleğini tam 60 yıldır sürdürüyor.

Dikiş makinesinin başında yaşamını sürdüren usta Mollaoğlu, “Bir ömür boyu başka bir iş yapmadım, hep kasket diktim. İmalat işi o kadar zor ki, sabahtan akşama kadar meşgulsün. Başka işlerle uğraşamazsın. 60 yıldır hep kasket imalatı yaptım, başka iş bilmem” dedi.

İstanbul’da 1957-1964 arasında çıraklık yapan ve askerden sonra Aksaray’a dönüp kendi atölyesini kuran usta Mollaoğlu, o günden bugüne, kendi emeğiyle binlerce şapka ürettiğini belirtti.

Bir meslek daha unutulmaya yüz tuttu: Keşke eleman yetiştirseydim - Resim : 1

Mollaoğlu, şunları kaydetti:

"El emeği şapkaların fiyatı 350 ila 500 lira arasında değişiyor. Kepler 100 ila 250 lira, hazır gelen keçe fötrler ise 600 liraya kadar çıkıyor.

Artık en büyük sorun fiyat değil, ilgi eksikliği. Eskiden kasket giyen çoktu, şimdi azaldı. 400 lira vereceğine 100 liraya kep alıyor insanlar, haklılar da. Ekonomik şartlar herkesi zorluyor.

Bugüne kadar benden şikâyet eden olmadı. Tek elden yapıyorum, kaliteli kumaş kullanıyorum, emeğimi esirgemem. O yüzden müşterim memnun olur."

'MAKİNEYE İP TAKAMIYORUM ARTIK, GÖZLER GÖRMÜYOR'

Şapka yapımının inceliklerini de anlatan Mollaoğlu, şöyle konuştu:

“Tek bir şapka, kumaşından astarına kadar bir buçuk saatte hazırlanır. Biz önce kumaşı keseriz, tepe kısmını dikeriz, astarını hazırlarız, sonra buhar ütüsünden geçirip satışa sunarız.

Hepsi el emeği. Emeklerimle satışa hazır hale getiriyorum. Makineye ip takamıyorum artık, gözler görmüyor. Yanımda yardım edecek biri yok. Yaşlılığın verdiği zorluklar var. Galiba diyor ki hayat, ‘Artık biraz elini çek işten.’ Ama gönlüm bırakmak istemiyor."

'KEŞKE BİR ÇIRAK YETİŞTİRSEYDİM'

Aksaray’da el sanatlarına olan ilginin azlığından yakınan usta Mollaoğlu, "Keşke bir eleman yetiştirseydim. Onun başında durur, işi yürütürdüm. Ama olmadı. Aksaray’da sanata rağbet yok. Benim en büyük üzüntüm bu. 60 yıl çalıştım ama benden sonra bu iş yapılmayacak. Bu, bir sanatkâr için çok büyük kayıp" dedi.