HAŞİM KILIÇ / NEFES
22. Ankara Kitap Fuarı’nın açılışına katılan Eski TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, israf konusunda AKP’yi sert bir dille eleştirdi.
Arınç, Bursa’da yaptığı bir konuşmaya atıfta bulunarak “Biz devlet olarak, hükümet olarak maalesef israfın içindeyiz. Söylediğim 10 sene öncesidir, şimdiyi tasavvur edin. Ama son cümle olarak da şunu söylemiştim, bir atasözüne dönüştü. Eğer devlet israftan vazgeçer ve israf etmezse vatandaştan vergi almaya bile gerek kalmaz demiştim.”
Arınç, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, fuarın açılışına katılmamasını da eleştirerek, “Eğer bu toplantı bir turizm fuarı olsaydı, mutlaka en üst düzeyde temsilcileri burada görürdünüz. Kültür Bakanlığı'nın Turizm Bakanlığı ile birleştirilmesine hep karşı çıkmışımdır. Umarım, bu yakında gerçekleşir” diye konuştu.
22. Ankara Kitap Fuarı, ATO Congresium’da başladı. Fuarın açılışına katılan isimler arasında Bülent Arınç da yer aldı.
Arınç, fuarın 22’nci kez düzenlenmesinin kendisi açısından güzel bir tesadüf olduğunu belirterek, “Bu 22.si Ankara Kitap Fuarı'nın, ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 22. başkanıyım. Yani 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılıp da Gazi Mustafa Kemal Atatürk ilk meclis başkanı olduğundan bu yana ben 22. sıradayım. Bu benim için önemli, çünkü aynı şerefli ve onurlu görevi yapmak bana da kısmet oldu. Elimden geldiğince Meclisimizin itibarını muhafaza etmeye, hatta yükseltmeye gayret ettim.” dedi.
AKP’NİN KIRIK NOTU
Kendisinin israfa karşı olduğunu ifade eden Arınç, AKP’ye eleştirilerde bulundu. Arınç, şunları söyledi:
- Meclis başkanlığım döneminde ‘tasarrufçu başkan’ diye anıldım. Özel hayatımda da aile hayatımda da devlet hayatımda da israfın ne kadar kötü olduğunu bilen bir insanım. Hatta 2012 yılında Bursa’da bir davette yaptığım konuşmada Allah’ın emrini hatırlatarak şunu söylemiştim: ‘Yiyiniz içiniz, fakat asla israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez.’ O dönem AK Parti iktidarının da başarılı günleriydi.
- Bizim karnemize bakıyorum; sağlıkta pekiyi, ulaştırmada çok iyi, başka alanlarda çok iyi ama bir kırık notumuz var, o da israftır. Devlet olarak, hükümet olarak maalesef israfın içindeyiz. Bu sözlerimi 10 sene önce söylemiştim, şimdiki durumu siz tasavvur edin. Son cümle olarak da şunu eklemiştim; bu artık bir atasözüne dönüştü: ‘Eğer devlet israftan vazgeçer ve israf etmezse, vatandaştan vergi almaya bile gerek kalmaz.’
"KAĞIDI GERİ DÖNÜŞTÜRMELİYİZ"
- Özellikle kâğıt konusunda hep şunu vurguladım: Kâğıt kutsaldır. Çünkü kâğıda yazılanlar çok önemlidir. Bunu dindar olmaya gayret eden bir insan olarak söylüyorum. Kâğıdın bizim inancımızda da toplum hayatımızda da sosyal hayatımızda da çok önemli bir yeri vardır. Emin olun, bizim zamanımızda teksir kâğıtları vardı. Ön yüzünü doldururduk, arka yüzünü de doldururduk. Bir kenara atmaz, ona hürmet ederdik.
- Ben şu anda evimde, ailem de şahittir, küçücük bir kâğıt parçasını bile çöpe atmayan bir insanım. Onlara değer veriyorum. O yüzden özel kutulara gönderiyorum ki kâğıt yeniden değerlendirilsin. Dünya kâğıt piyasası neredeyse altın piyasası kadar hareketlidir. Dolayısıyla bizim dışarıdan kâğıt ithal etmek yerine kendi kaynaklarımızla geri dönüşümü sağlamamız gerekir.
"UMARIM KÜLTÜR BAKANLIĞI KENDİ İSMİYLE KURULUR"
Fuarın açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılmamasını da eleştiren Arınç, şöyle konuştu:
- Eğer bu toplantı bir turizm fuarı olsaydı, mutlaka en üst düzey temsilcileri burada görürdünüz. Ama bu bir kültür fuarıdır. Ben dobra bir insanım, açıkça söylüyorum: Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü olduğum günlerde bile Kültür Bakanlığı’nın Turizm Bakanlığı ile birleştirilmesine karşı çıkmıştım. Kültür ayrı bir şeydir, çok daha özelliklidir, çok daha önemlidir.
- Turizm elbette önemlidir, maddi yönü itibariyle. Ama kültür bizim varlığımızdır. Kültürü olmayan, medeniyete dayanmayan hiçbir millet ayakta kalamamıştır. Bin yıllık geçmişten bahsediyoruz. Ama bin yılın eserlerini okuyacak, anlayacak bir kültür inşa edemedik. Umarım bu sözlerimin etkisi zamanında görülür. Hatta yakın zamanda Kültür Bakanlığı yeniden kendi ismiyle, güçlü haliyle kurulur. Turizm Bakanlığı da kendi yolunda devam eder.
