Gezi Parkı davasında 2022'de 18 yıl hapis cezasına çarptırılan, 14 Mayıs 2023'te düzenlenen parlamento seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden çıkarılmayan Can Atalay, kendisi hakkındaki son gelişmeleri yorumladı.

Kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında yayınladığı mesajda sözlerine "Anayasa ve Anayasa Mahkemesi Kararları ve bağlayıcılığı açıktır. 'Yok' denilince yok olmazlar. TBMM, Anayasa’nın askıya alınması haline ısrarla ortak edilmektedir. Bu zorlama o denli çaresizdir ki hiç dikiş tutmayacak yalanlara 'hukuk' denmeye çalışılmaktadır" diye başlayan Atalay, şöyle devam etti:

"Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim;

Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan üç ayrı karar ile; milletvekilliğimin düşürülmediği, hiç düşmemiş olduğu, seçimlerin gerçekleştiği tarihten bu yana, seçilmiş bir milletvekili olarak –AYM kararında geçen tabir ile- 'hukuk aleminde karşılığı olmayan kararlarla fiilen cezaevinde tutulduğum' defalarca kez tescillenmiştir.

'İTİBAR ETMEYİN'

Ne dediği anlaşılmayan, AYM kararı yokmuş gibi davranan, bunu yapmaya çalışırken de lehime olan AYM kararından bile 'karar ortadadır' şeklinde bahseden kişi ve kurumların söylemlerine itibar etmeyiniz.

Ortada bir hukuki tartışma yoktur. Bir hukuki görüş ayrılığı da olamaz. Anayasa’nın bağlayıcı hükümleri ve Anayasa Mahkemesi’nin kararları açıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını ve haysiyetini koruma ve Anayasal düzene uyma sorumluğu, Meclis Başkanı’nın omuzlarındadır.

Kendisine önerim, daha önce kamuoyuna açık şekilde beyan ettiği 'Meclisin tavrı nettir, Can Atalay’ın meclis kütüğüne kaydı yapılmış, komisyonlara dahi seçilmiştir.' şeklindeki beyanlarını hatırlaması ve bu “net tavrın” gereğini yerine getirmesidir.

'MECLİS YOK SAYILMAK İSTENDİ'

'Olay', Meclis Tutanaklarını sansürleme ve tahrife kadar gelmiş, yetkisiz kişilerce Meclis çalışmasının 'yok hükmünde' olduğu notları düşülmüştür. Meclis, kuruluşunun 102. yılında bir kez daha yok sayılmak istenmiştir.

Tam da bu nedenle Meclis Başkanı’nın bir diğer görevi, başkanlık ettiği Yüce Meclis’in tutanaklarının tahrifatını engellemektir.

KARACA'YA TEŞEKKÜR ETTİ

Sn. Gülizar Biçer Karaca, Gazi Meclis’in haysiyetini koruma iradesi göstererek, bugüne dek yaşatılan Anayasa tanımazlığa bir son vermiş ve TBMM Başkanlık Divanı, Anayasa Mahkemesi’nin Meclis Genel Kurulu’ndan saklanan ilgili kararlarından birisini okumuştur.

Kendisine şahsen ve beni seçen Hatay halkı adına teşekkür ederim. AYM Kararı’nın okunmasıyla yaratılan fiili durum sona ermiştir. Nokta.

Bitti denilen 'Can Atalay Olayı'nın bitmediği ve Anayasa’ya uyulmazsa derinleşerek süreceği bir kez daha görülmüştür.

Şimdi de Anayasanın açık hükümleri hiçbir dayanağı olmayan 'usul' tartışması içinde kaybedilmeye çalışılıyor.

NUMAN KURTULMUŞ'A ÇAĞRI

Anayasa Mahkemesi kararı aylarca TBMM Genel Kurulu’ndan kaçırıldı. Hangi yasa, kurul, hangi usul kime böyle bir yetkiyi veriyor? Meclis Başkanlık Divanı Anayasa’nın amir hükmünün gereğini yaptı. AYM’nin Meclis’e yazdığı hükmü Meclis’te okudu.

Görevini ihmal edenler usul tartışmasına girişeceklerine bu durumu değerlendirmeli, gereğini yapmalıdır.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a seçilmiş bir milletvekili olarak çağrımdır:

AYM hükmü okunmuş, tutanaklara geçmiştir. Diğer kurumların, ilk derece mahkemesinin, adli yargının Anayasal yükümlülükleri ve yapması gerekenler sonraki konulardır. Tahliye ve yeniden yargılama süreçleri elbette ki devam edecektir.

'HEMEN YARIN ADIMI TBMM KÜTÜĞÜ'NE KAYDEDİN'

Ancak, sizin Meclis’in haklarını savunma göreviniz gereği doğrudan, hemen, yarın yapmanız gereken adımı TBMM Kütüğü’ne kaydetmenizdir. Konuyu, Meclis’in yapması gerekeni bir yana bırakarak, 'Can Atalay’ın Tahliyesi' tartışmasına dönüştürmek görevden kaçınmaktır.

Bugünün konusu Anayasaya dönüş yolunda bir adım atılması, TBMM’nin Anayasa’ya ve Anayasal düzeni askıya almaya yönelik tutumunu terk etmesi ve TBMM Kütüğü’ne kaydımın gerçekleştirilmesidir.

TBMM Başkanı’nın görevi, sorumluluğu ve Anayasal yükümlülüğü budur."

'CAN ATALAY OLAYI' HAKKINDA KISACA

14 Mayıs 2023’te toplam 894 bin 424 oyun geçerli sayıldığı Hatay'da tercihini Can Atalay'dan yana kullanan seçmen onun Gezi davası nedeniyle tutuklu olduğu cezaevinden çıkıp Meclis’te haklarını savunurken görmeyi bekliyordu.

Ancak işler öyle ilerlemedi.

Atalay’ın maruz kaldığı süreç Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kere hak ihlali kararı vermesi, buna karşın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin daha önce benzeri görülmemiş bir biçimde dosyayı Yargıtay 3. Dairesi’ne göndermesiyle hukuk krizine döndü. Daire AYM kararının tanımadı.

30 Ocak 2024’e gelindiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın yönettiği Genel Kurul’da Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Bu başka bir polemiğin kapısını araladı. Çünkü okunan Yargıtay’ın Can Atalay’ı mahkum eden kararı değil onunla ilgili başka bir hükümdü. Bu duruma CHP itiraz etti. AYM’ye başvurdu.

22 Şubat 2024'teki Genel Kurul toplantısında başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme oy çokluğuyla karar verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Kararın gerekçesi Ağustos 2024'te yayınlanmıştı.

AYM oy çokluğuyla Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğuna karar vermiş, tartışma bir kez daha alevlenmişti.

Muhalif birçok siyasetçi o tarihten bu yana hukukun gereğinin yapılmasını söylüyor.

Son olarak TBMM Başkanvekili Gülizar Karaca Biçer, daha önce Meclis Genel Kurulu'nda okutulması engellenen Anayasa Mahkemesi'nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını TBMM Genel Kurulu'nda okuttu.

Bu adım AKP kanadının tepkisini çekse de konuyla alakalı herhangi bir resmi işlem yapılmış değil."