CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni (İBB) hedef alan dava sürecine atıfla sarf ettiği "Herkesi canı istediğinde 'Şu parti kapatılsın, kapatmıyorsa Anayasa Mahkemesi de kapatılsın' diyenlerin demokratlığını hatırlamaya davet ediyorum. Bir Stockholm Sendromu’na kapılmamaya, dün elinden zor kurtulduğumuz celladımıza aşık olmamaya davet ediyorum" ifadesi, muhalefet cephesinde tartışmaya yol açtı.

Ana muhalefet liderinin sözleri, son olarak AKP ve MHP'li vekillerle birlikte İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan'la görüşen DEM Parti'ye mesaj olarak yorumlandı.

'CELLADI ÇOK İYİ TANIRIZ'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Özel'in ismini anmadan "Celladına aşık olmak ya da Stockholm sendromu metaforunun bizler için kullanılması en hafif tabiriyle bir akıl tutulmasıdır. Bizler tarih boyunca bıkmadan, usanmadan, yılmadan bütün baskılara rağmen direnen devrimci, sosyalist ve yurtsever bir geleneğin temsilcileriyiz. Celladı da çok iyi tanırız" dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit de peşinden "Biz celladımızı iyi tanıyoruz ama buna rağmen herkesin çözüm için seferber olmasını istiyoruz. Bizim AK Parti ile süreci konuşmamız, ittifak halinde olduğumuz anlamına gelmez. Kimse AK Parti karşıtlığını çözüm karşıtlığına çevirmesin" diye konuştu.

ÖZGÜR ÖZEL, NEFES'E KONUŞTU: ALINGANLIK GÖSTERMİŞLER

Özgür Özel'se DEM Parti kanadının 'alınganlık gösterdiği' görüşünü dile getirdi.

NEFES Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'e konuşan CHP Genel Başkanı, şunları kayda geçirdi:

"Ben DEM Parti’yi doğrudan hedef almadım. Hangi siyasi parti olursa olsun diye başladım cümleme zaten. AKP’nin MHP’nin Kürt seçmenlere neler yaptığını anımsattım sadece. Alınganlık göstermişler. Canları sağ olsun.

Tülay Hanım’ın da dediği gibi muhalefet partisinin muhalefet partisiyle bu tür tartışmalar yaşamasını doğru bulmam. O nedenle bu tartışmayı sürdürecek değilim."

Ancak polemik burada bitmedi.

BAKIRHAN: HEPİNİZ BORÇLU ÇIKARSINIZ

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında şu ifadeleri kullandı:

"Biz en başından beri ortak paydaları büyütmeye çalışırken ana muhalefet partisinin lideri partimize ve tabanımıza bazı ithamlarda bulundu. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Özel, Kurultay kürsüsünden bize Stockholm sendromu teşhisi koyuyor.

'Celladına aşık olmayın' diyor. Biz de soruyoruz. Biz Meclis'te barış için yasa konuşurken her bir arkadaşımızla birlikte sokaklarda barışı toplumsallaştırmaya çalışırken siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler söylüyorsunuz Sayın Özel?

Kurulduğumuz günden beridir onurlu bir mücadele de veriyoruz. Halkımız barış içinde, eşit ve özgür yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendromla itham etmek demokratik siyaset midir? Kürt halkına saygı duymak bu mudur Sayın Özel? Sizlerin huzurunda kendisine sormak istiyorum. Biz bu coğrafyadaki halklar, inançlar, devrimciler, ezilenler, emekçiler olarak celladı çok iyi tanırız.

Cellatları mezarlıklarımızdan, faili meçhullerimizden, yakılmış köylerimizden direndiğimiz o zindanlardan çok iyi biliyoruz. Kimse bu hafızanın üzerine ucuz metaforlarla yaklaşmasın. Cellatlığımıza soyunan çok oldu, haklısınız ama bizi kurban yapmaya kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecek. Herkes çok iyi bilsin ki cellat defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız."

Siyasetçi, "Ana muhalefet partisi, süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa büyük yanlış yapar. 'Buradan iktidara yürürüm' stratejisini düşünüyorsa büyük kaybeder" diye de ekledi.

BAŞARIR: DEMİRTAŞ HALA CEZAEVİNDYSE, AHMET TÜRK GÖREVE İADE EDİLMEMİŞSE...

Bakırhan'ın sözlerine yanıt, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'dan geldi. Meclis'te düzenlediği basın toplantısında meseleye değinen milletvekili, Özel'in bahsettiği çerçevenin 'süreç' olmadığını söyledi:

"Genel Başkanı’mızın kastettiği şey şudur: 23 yılın sonunda milyonlarca insan açlık sınırının altındaysa, bu ülkedeki hakim, savcıların bile hukuki güvencesi yoksa, Türkiye’de büyük bir adalet sorunu varsa, büyük bir sefalet sorunu varsa, bir demokrasi sorunu varsa, 10 tane belediye başkanı açığa alınmış, kayyum varsa, beraat etmiş Ahmet Türk hala görevine iade edilmemişse, Selahattin Demirtaş AİHM kararına rağmen hala cezaevindeyse kimsenin takım tutar gibi parti tutmaması gerektiğini söylüyoruz.

Eğer 23 yıllık bu süreçte birkaç kez iktidar değişseydi AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı bu halka, seçilmişlere bu kadar fütursuz davranamazdı. Bunu alıp süreçle kıyaslamak doğru değil."