MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Ekim 2024'te DEM Parti sıralarıyla el sıkışmasıyla başlayan, PKK'nın silah bırakması ve Meclis'te komisyon kurulmasıyla ilerleyen 'süreç' devam ederken Cem Vakfı'ndan dikkati çeken bir açıklama geldi.

"Alevi inancı; özünde barış, sevgi ve kardeşlik değerlerini temel alır. Bu bağlamda, toplumsal uyumun ve hoşgörünün güçlendirilmesine yönelik her türlü yapıcı girişimi kıymetli bulduğumuzu ifade etmek isteriz" denilen açıklama, şöyle devam etti:

"Ülkemizde kalıcı barışın tesis edilmesi, tek bir canın dahi zarar görmediği bir gelecek inşa edilmesi ve toplumun tüm kesimlerinin huzur içinde bir arada yaşaması en içten temennimizdir.

Bu çerçevede, Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarını, Cumhuriyet'in temel ilke ve değerleri doğrultusunda sürdürüldüğü takdirde, toplumsal barışa katkı sunabilecek bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Ancak, son otuz yılda tamamen kendi imkânlarıyla, yurtdışı kaynaklara dayanmaksızın kurumsallaşmış Alevi örgütlenmeleri olarak; 'Terörsüz Türkiye' hedefiyle oluşturulan bu komisyonun gündeminde Alevi toplumuna ilişkin konulara yer verilmesini, Aleviler adına yorum yapılmasını ya da telkinlerde bulunulmasını uygun bulmadığımızı özellikle belirtmek isteriz.

Bu vesileyle kamuoyuna açıkça ifade etmek isteriz ki; söz konusu komisyonda Alevi toplumunun bilgisi, rızası ve onayı doğrultusunda temsil yetkisi almış herhangi bir milletvekili bulunmamaktadır. Hiçbir siyasi partiye veya milletvekiline, Alevi toplumu adına görüş bildirme ya da temsil etme yetkisi verilmemiştir.

Aleviler, Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin "İncinsen de incitme" öğüdünü rehber edinmiş bir inanç topluluğudur. Alevilik, insanı merkeze alan, barışçıl bir anlayışı esas alır.

Aleviler Türkiye Cumhuriyeti'nin asli kurucu paydaşıdır. Ulus-devlet bütünlüğünden yanadır. Çoğulcu, laik ve demokratik hukuk devleti yapısından asla vazgeçmezler. Toplumsal farklılıkları da kültürel zenginlik olarak kabul ederler.

Öte yandan, terör ve şiddet olaylarının mağduru olarak binlerce canı şehit vermiş olan Alevilerin; güvenlik, terör veya çatışma merkezli müzakerelerde taraf olarak gösterilmesi ya da bu alanla ilişkilendirilmesi, toplumumuz nezdinde derin üzüntü ve rahatsızlık yaratmaktadır."