Mahir Bağış / NEFES

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, 24 Ekim’de reddettiği CHP Kurultay Davası'nın gerekçeli kararını açıkladı.

Hatırlanacağı üzere söz konusu yargılama süreci, ana muhalefet için 'mutlak butlan', yani Özgür Özel'in Kemal Kılıçdaroğlu yerine genel başkan seçildiği kurultayın yok sayılması anlamına geliyordu.

Gerekçeli kararda “Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına…" ifadesine yer verilerek, davacıların ileri sürdüğü iddiaların soyut, delilsiz ve duyuma dayalı olduğu, iddiaların hiçbir somut belgeyle desteklenmediğini ve dava açma süresinin de çoktan geçmiş bulunduğunu ifade edildi.

YETKİ AYM’DE

Kongre ve kurultay süreçlerinin seçim kurullarının denetimi altında gerçekleştiği, bu nedenle adli mahkemelerin kurultayları iptal etme yetkisi bulunmadığı, bu konuda yetkili mahkemenin sadece Anayasa Mahkemesi olduğu belirtildi.

Gerekçede, “Açılan davada delegelerin iradelerin fesada uğradığına ilişkin kanaat edilemediği anlaşılmakla açılan davaların kabulüne karar verilemeyeceği anlaşılmakla” olduğu belirtildi.

DAVACI TARAF İSTİNAFA GİDİYOR

Gerekçeli kararın ardından davacı Lütfü Savaş’ın vekili Onur Yusuf Üregen, istinafa başvuracaklarını ve yargılamanın yeniden yapılmasını talep edeceklerini söyledi.

Mahkemenin gerekçeli kararında yer alan şu ifadeler ayrıca dikkat çekti:

"İfadeler incelendiğinde menfaat temin ettiği belirtilen delegelerin kongrede oy kullanma karşılığında pazarlık yaptığı, 'size oy verirsek bana ne vereceksiniz' şeklinde talepte bulundukları, oy kullanma karşılığında çeşitli taleplerde bulunan delegenin iradesinin fasada uğradığından söz edilemeyeceği, menfaat temin eden kişilerin ahlaki davranmadıklarının değerlendirilebileceği, ayrıca seçime hile karıştırma iddiasıyla Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. Maddesi uyarınca yargılanabilecekleri değerlendirilmektedir."

'MAHKEME AÇIK BİR BİÇİMDE ORTAYA KOYDU'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, kişisel X (eski adıyla Twitter) hesabında yayınladığı mesajda şu yorumu yaptı:

"Mahkeme; siyasi partilerin iç işleyişine, kurultay kararlarına ve demokratik iradesine adli yargının müdahale edemeyeceğini açık biçimde ortaya koydu.

Kararda, siyasi partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olduğu, kongre ve kurultay süreçlerinin seçim kurullarının denetimi altında gerçekleştiği, bu nedenle adli mahkemelerin kurultayları iptal etme yetkisi bulunmadığı vurgulandı.

Mahkeme ayrıca, davacıların ileri sürdüğü iddiaların soyut, delilsiz ve duyuma dayalı olduğunu; iddiaların hiçbir somut belgeyle desteklenmediğini ve dava açma süresinin de çoktan geçmiş bulunduğunu belirtti.

Bu karar sadece partimiz için değil; ülkemizdeki tüm siyasi partilerin örgütlenme ve demokratik irade hakkının yargı kararıyla güvence altına alınması anlamına gelmektedir. Başından bu yana söylediğimiz gibi sonuç değil süreç odaklı olan ve tek amacı Cumhuriyet Halk Partisi’nde karışıklık görüntüsü yaratma çabası taşıyan bu dönem artık geride kalmıştır.

Uzun bir süredir Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in bilgisi doğrultusunda kıymetli meslektaşlarımla yürüttüğümüz ve partimizin alınmaya çalışıldığı ablukaya ilişkin mücadelemizin haklılığı bir kez tescillenmiştir. Bu vesileyle; dava sürecinde bizlere güç veren, dayanışma ve desteklerini her daim hissettiren tüm yol arkadaşlarıma içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi, hiçbir tehdide, hiçbir baskıya, hiçbir yalana boyun eğmeden; adaletin, hukukun ve demokrasinin yolunda ilerlemeye devam edecektir."