Mahir Bağış / NEFES

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında sahte diploma skandalıyla ilgili olarak sert açıklamalarda bulundu.

Bilindiği üzere kamu kurumu yöneticilerinin e-imzalarının kopyalanarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde bu işlemin elektronik sertifika sağlayıcı iki kuruluş aracılığıyla gerçekleştiği belirtiliyor.

Sahte e-imzalar sayesinde, aralarında köklü üniversitelerin de olduğu çeşitli kurumlarının sistemlerine izinsiz giriş yapıldığı ve usulsüz diploma düzenlendiği kaydediliyor.

Fotoğraf: Selahattin Sönmez / NEFES
Fotoğraf: Selahattin Sönmez / NEFES

Sahte diploma konusunun açıkça bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu belirten CHP'li Emir, İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına özel olarak tepki gösterdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Biz başlattık soruşturmayı' diyorlar. Tabii siz başlatacaksınız, kim başlatacak? Bir İçişleri Bakanı 'Soruşturmayı biz başlattık' der mi arkadaşlar? Zaten sen başlatacaksın. Ama niye geç başlattın? Niye derinleştirmiyorsun? Niye olayın büyüklüğünü açıkça ortaya koymuyorsun?

Ulusal güvenlik krizidir bunun adı. 3-5 kişi devletin en mahremine girdiyse başka istihbarat örgütleri nerelere girmiştir? Var mı bu sorunun cevabı? Senin diploma merkezlerine, e-Devlet'ine, BTK'nın içine eğer 3-5 organize suç örgütü girdiyse istihbarat örgütleri orada cirit atıyordur. Bunun hesabını sen ver bize."

TAM SAYI TARTIŞMASI

Emir, PKK’nın silahlarını bırakmasının ardından atılacak yasal adımların hazırlanması için kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu hakkında da konuştu.

Emir, şunları kaydetti:

"Tam sayı ilk gün söylediğimiz gibi 51’dir. 51 sayısı nasıl bulunacaktır sorusunun cevabı Sayın Meclis Başkanımızın atacağı adımlarla ortaya çıkacaktır. Bu konu Meclis Başkanımızın uhdesindeki bir konudur.

ANAYASA ÇALIŞMASI ASLA OLMAYACAK, KIRMIZI ÇİZGİMİZ BUDUR”

Oraya toplumsal barışı, huzur inşa etmek için, terör son bulsun bir daha anaların gözyaşı akmasın, demokrasi mücadelesi vermek üzere, hukukun üstünlüğünün olduğu bir ülke yaratmak üzere oturduk.

‘Anayasa konuşacaklar’ diyenlere bir kez daha söylüyoruz, bizim olduğumuz komisyonda bir anayasa çalışması asla olmayacak, yapılamaz, bizim kırmızı çizgimiz budur.

Yönerge büyük oranda bizim taleplerimiz yaşam geçmiştir. Komisyonun oluşumuyla ve gündemiyle ilgili bütün partilerin gündeme katkı vereceği metne yazılmıştır.

Komisyonun amacının Türkiye’de terörü bitirmek üzere atılacak adımları belirlemek ama aynı zamanda özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti mücadelesi vermek olduğunu da oraya yazılı olarak geçirdik. Bütün çalışmalarımız tam tutanak altında ve yazılı basının takibinde olacak.

Her şey halkımızın gözünün önünde olacak. Kararlar nitelikli çoğunlukla alınacak. Biz 3’te 2 isterdik 5’te 3 oldu ama burada sayılardan daha önemli gerçekliklerdir.

CHP sert çıktı: Var mı bu sorunun cevabı? - Resim : 2
Fotoğraf: Selahattin Sönmez / NEFES

'ÜYE TAM SAYISI 51 KİŞİDİR'

En çok sorulan soru, komisyon tam sayısı kaçtır? İlk gelen taslakta katılanların 5’te 3’ü gibi bir ifade var, oysa komisyonun tam sayısının 5’te 3’ü olması gerektiğini söyledik ve yönergeye geçti.

Tam sayı ilk gün söylediğimiz gibi 51’dir. 51 sayısı nasıl bulunacaktır sorusunun cevabı Sayın Meclis Başkanımızın atacağı adımlarla ortaya çıkacaktır. Bu konu Meclis Başkanımızın uhdesindeki bir konudur. Ama ilk günden söylediğimiz gibi üye tam sayısı 51 kişidir.”

YAŞ KARARLARI

YAŞ kararlarını değerlendiren Emir, şöyle devam etti:

"Genelkurmay Başkanının daha süresi varken kadrosuzluktan emekliye sevk edildiğini ve Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu’nun getirildiğini öğrendik. Kim bu Bayraktaroğlu? Teğmenler atılmaya çalışırken Askeri Yüksek Disiplin Kurulu’na baskı yapan Selçuk Bayraktaroğlu, o gün yaptıklarının mükafatını almaktadır.

Kara Kuvvetleri Komutanı olan kişi Metin Tokel’i, Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı dönemindeki ziyaretindeki sözlerinden anımsıyoruz. Ziyaretinden çok mutlu olmuş, onur duymuş ama bu onuru bütün ruhunda ve tüylerinde hissetmiş. Bunlar liyakatsizliktir, siyasetin bütün varlığıyla ordunun içine girmiş olmasıdır."