MERVE ŞİŞMAN / NEFES

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM’de “Terörsüz Türkiye” kapsamında kurulan komisyona davet edilmesi halinde bütün tecrübelerini ve bilgi birikimini paylaşacağını söyledi. Davutoğlu, “Bu tecrübeleri milletimle paylaşmak benim milletime borcumdur” dedi.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuşan Davutoğlu, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de tarihin en barbar ve zalimce soykırımının işlendiğini kaydetti. Türkiye’nin İsrail’e herhangi bir müeyyide uygulamadığını söyleyen Davutoğlu, “Bu soykırımı sadece ABD Başkanı Donald Trump durdurabilir. Türkiye, ABD üzerinde baskı kurarsa ateşkes şansı doğar” ifadelerini kullandı.

Meclis Genel Kurulunun Gazze’ye ilişkin olağanüstü toplantısının rutin bir gündem olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Bu mesele Türk milletinin onurudur, insanlığın onurudur. Hiç kimse Hamas’ı ve Filistinlileri işgal altındaki toprakları için mücadele ettikleri gerekçesiyle kınayamaz. Kudüs bizim meselemizdir” diye konuştu.

"KOMİSYONU DESTEKLİYORUZ"

Davutoğlu, bir gazetecinin, geçmişte Çözüm Süreci döneminde başbakanlık yaptığını hatırlatarak, “Komisyon sizi davet etti mi?” sorusu üzerine şunları söyledi:

“En başından beri bu sürece destek verdik. Terörsüz Türkiye, ülkenin bütün enerjisini kalkınmaya, eğitime ve dünyadaki etkisini artırmaya vermesi açısından önemlidir. Komisyonu destekliyoruz. Yeni Yol Grubu olarak davet edilmesi gereken isimlere dair bir liste sunduk. Eski TBMM başkanları, eski cumhurbaşkanları ve başbakanlar da bunun içindeydi. Komisyon, katkı sağlayacak herkesi çağırmalıdır. Eğer biz de davet edilirsek bütün bilgi ve tecrübemizi paylaşırız. Bu tecrübeleri milletimle paylaşmak benim milletime borcumdur.”

Komisyondaki “umut hakkı, genel af ve vatandaşlık tanımının güncellenmesi” tartışmalarına da değinen Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin tutumunu şu sözlerle özetledi:

“Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, herkesin gururla taşıyacağı bir kimlik olarak tanımlanmalı ve hiç kimse kendisini dışlanmış hissetmemelidir. Eğer mevcut düzenleme toplumun bir kesimi tarafından yeterli görülmüyorsa, dilimizin elverdiği ölçüde yeni bir tanımlama yapılabilir.”