DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında gündemde yer alan konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasında infaz yasasına geniş yer ayıran Hatimoğulları, şunları kayda geçirdi:
- "Bakın biz barışı konuşurken, bu konuda birçok yasamanın yasama faaliyetinin barışa hizmet eder bir şekilde olmasını beklerken ne yazık ki bugün görüşülmeye başlanacağını düşündüğümüz yargı paketinde Kovid Yasası'nın çıkacağına dair bilgiler paylaşıldığı halde son anda bunu iktidar geri çekti.
- İşte bu nedenle insanlarda güvensizlik dediğimiz olay gittikçe artıyor. Sürecin hukuki altyapısının kurulmamasının yarattığı güvensizlik varken bizler barış ortamını nasıl inşa edeceğiz? Bu çok büyük bir soru olarak durmuyor mu karşımızda?
- Bakın on binlerce mahpus bayramı evinde geçirmek için hayal kurdu. Aileleri burada şimdi bu salonda. Onlar kendi yakınlarıyla bir bayramı kutlayacaklarını bekliyorlardı. Bunun hayalini kurdular ve insanların hayallerini kursaklarında bıraktılar. Buna hiç kimsenin hakkı yok.
- Milyonların umudu AKP'nin kaygılarına kurban edilmemelidir. Bu toplumun kaygısı bütün siyasi partilerin kaygılarından daha önemlidir. 86 milyon yurttaşımızın kaygısı ortak kaygılarımız bir siyasi partiyi aşar, aşmalıdır da. Bu sürecin siyasal, sosyal ve psikolojik eşitlere ihtiyacı olduğunu sürekli söyledik.
'HALA FIRSATIMIZ VAR'
- Mesela bakın Anayasa Mahkemesi'nin önünde tarihi bir fırsat duruyor. İdare Mahkemesinin Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla AYM'ye gönderdiği kayyum yasası derhal lağvedilebilir. Sürecin önü bu şekilde açılabilir.
- Bu konulara yaklaşım pozitif olmak durumundadır. Sürecin ciddiyetini, sürecin geri dönülmezliğini göstermek için güçlü, sembolik adımlara ihtiyaç vardır. Bu adımlardan biri Kovid Yasası'ydı, infaz paketinin genişletilmesiydi ama bunlar olmadı. Fakat önümüzde hala Genel Kurul'a gelecek ya bu yasa.
- Önümüzde hala bir fırsat var. Buradan mağdur ailelerle birlikte biz bu kürsüden çağrımızı yine diyoruz. Hala bir fırsatımız var ve bu fırsatı değerlendirelim. Kovid Yasası'nı hep birlikte oy birliğiyle parlamentodan geçirmek zorundayız.
'TALEPLERİMİZ LÜTUF DEĞİL'
- En güncel durum olan bu infaz düzenlemesinde sağlıklı bir karar alınması bizlerin genel anlamda barışa ilişkin olan toplumun psikolojisi bakımından önemli katkılar sunacağını unutmayalım.
- DEM Parti olarak görüşmeler başladığı ilk andan itibaren komisyon aşamasında da vekillerimiz sabaha kadar çalışarak taleplerimizi tek tek sıraladı. Ben onları sizlerin huzurunda bir kez daha Türkiye'deki bütün yurttaşlarımız bilsin diye bir kez daha burada tekrarlayacağım.
- Arkadaşlarımızın, partimizin talebi net olarak şuydu. Kovid Yasası'nda istisna tutulan tüm suçları kapsayacak şekilde bu yasa yeniden düzenlenmelidir. TMK'deki koşullu salıverme yasakları kaldırılmalıdır. Yaşlı mahpusların konutta infazları TMK'ya eklenmelidir.
- Hasta mahpusların tahliyesine engel olan toplum güvenliği bakımından tehlikelilik şartı kaldırılmalıdır. Ağırlaştırılmış müebbetleri her düzenlemenin istisnası olma halinden çıkarılmalıdır. İnfaz düzenlemesine ilişkin taleplerimiz lütuf değil. Bu bir gereklilik, bu bir insan hakkı.
- Bu barış sürecinin ruhuna uygun bir temel insan hakkıdır. Bu yasa taslağı Genel Kurul'a gelecek bir kez daha altını çizmek istiyorum ve çağrımızı iktidar partisine buradan bir kez daha yöneltmek istiyorum. Hala saatler kalan bizler bu bayrama çifte bayram şeklinde geçmesini sağlayabiliriz. Gelin Kovid Yasası'nı ekleyelim, oy birliğiyle geçirelim.
Hapishanede tutsak bulunan bütün yoldaşlarımıza, buradan ismini zikredemeyeceğim devrimci, sosyalist, yurtsever siyasetçiye, seçilmişe, aydına, yazara, gazeteciye, sevgili Can Atalay, Çiğdem Mater, Osman Kavala, Tayfun Kahraman, Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer, Bekir Kaya, Ayşe Gökhan, Leyla Güven, Semra Güzel, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'a hepsine selam ve sevgilerimizi iletiyoruz."