İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Balıkesir’de partisinin yönetimindeki İvrindi Belediyesi'ni ziyaret etti. İvrindi Belediye Başkanı Önder Lapanta'nın ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette Dervişoğlu’na Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, TBMM İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, İstanbul Milletvekili Mustafa Cihan Paçacı, Bursa Milletvekili Hasan Toktaş, İl Başkanı Hasan Fehmi Yörük ile il ve ilçe yöneticileri eşlik etti.

Burada konuşan Dervişoğlu şunları söyledi:

- "Daha önce verilmiş sözüm vardı. Gecikmiş de bir ziyaret oldu belki ama kalben her zaman yanında olduğumu biliyor belediye başkanımız. Ayrıca büyükşehir belediye başkanımız da milletvekillerimizle birlikte bize çok güzel bir ev sahipliği yaptılar, bize güzel duygular yaşattılar. Kendilerine de çok teşekkür ediyorum. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum.

- Balıkesir'deki tek belediyemiz, bizim tarafımızdan bakıldığında nazar boncuğumuz burası. Önder Başkan göreve geldiği andan itibaren bölgeye, halkıyla kaynaşmışlığın ne olduğuna dair dışarıdan bakıldığında bize çok farklı duygular yaşatan bir siyasi karakter aynı zamanda.

- Diğer belediye başkanlarıyla alakalı da elbette güzel duygular yaşıyoruz ama kendi kentinde, kendi beldesinde vatandaşlarıyla bu denli kaynaşmış olması da onun nazar boncukluğunun yanında bir hizmet ehli kişilik olarak temayüz etmesine de sebep teşkil ediyor. Ben kendisiyle birlikte onu bu makama taşıyan İvrindili hemşehrilerime de çok teşekkür ediyorum. Cenab-ı Hak ‘emaneti ehline verin’ diyor. Geldim, gördüm ki emanet ehlini bulmuş."

"BAŞKANIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ"

İvrindi Belediye Başkanı Önder Lapanta'nın yanında olduklarını kaydeden Dervişoğlu, “Aşılması gereken bütün problemlerle alakalı olarak başkanımızın yanında olacağız. Tabii siyasette kuvvete bağlı ve büyük zorluklarla karşı karşıya olunduğunu yakinen biliyoruz. Ayrıca bu iktidarın kendisinden olmayan belediyelere nasıl bir muameleye tabi tuttuğuna da şahit oluyoruz, milletimiz de şahit oluyor. Her türlü zorluğa rağmen Balıkesir’de, İvrindi’de sorunların üstesinden gelebilmek adına müşterek tavır sergilemeye de devam edeceğiz” diye konuştu.

"BALIKESİR'İN BELEDİYE BAŞKANI"

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın'ın da ziyaretlerinde eşlik etmesine değinen Dervişoğlu, “Büyükşehir Belediye Başkanımızın da bugün bizlerle olması, bize refakat etmesi çok kıymetli. Bizim mecliste mesai arkadaşlığımız var, aynı dönemde mecliste çalıştık. Geride bıraktığımız dönemle alakalı da işlerin yolunda gitmesi açısından yaptığı çok büyük fedakarlıklar vardır, onun da şahidiyim. O sebeple teşekkür ediyorum. Sadece bir siyasi partinin belediye başkanı değil, milletin belediye başkanı, Balıkesir'in belediye başkanı, bizim de büyükşehir belediye başkanımız. Zaten bu şuurda olanların yakalarında parti rozeti de yok” ifadelerini kullandı.

"OPERASYONLAR ÇOK SEVİYESİZ BİR BOYUTA DOĞRU EVRİLİYOR"

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Dervişoğlu, belediyelere yönelik operasyon süreçlerinin çok seviyesiz bir boyuta doğru ilerlediğini kaydederek şunları söyledi:

- "Belediyelerle, kayyumlarla, operasyonlarla alakalı görüşlerimizi açıkladık. Ama bu iş çok seviyesiz bir boyuta doğru evriliyor. Sadece belediyelere yönelik değil, artık belediyelerde sorumluluk üstlenmiş insanların ailelerine yönelik birtakım olumsuz müdahaleler ve operasyonlar da söz konusu oluyor. Bunların tamamını kınıyoruz. Şahsen kınıyorum. İYİ Parti olarak üzerimize düşen sorumluluğun icabını yerine getiriyor ve söylenmesi gerekenleri söylüyoruz.

- Özellikle bu süreçte hiç kimse yargılanamaz değildir, hiç kimse sorgulanamaz değildir. Bunlar olabilir ama ailelere kadar meselenin indirilmesi, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin her yere nüfuz etmesi kabul edilebilir değildir. Yargının araçsallaştığına dair artık emareler netleşmiştir. Daha da ötesi, bütün bunların siyasi saiklerle gerçekleştirildiğine dair kanaatler pekişmiştir. Demokrasiyi, hukuku, hakkı, adaleti, eşitliği savunan herkesin buna demokratik sınırlar içerisinde göstermesi gereken tepkiyi göstermesi bir mecburiyettir.”

"İMRALI’YA EN ÇOK GİTMEK İSTEYEN KİM İSE, İMRALI FERİBOTUNA BİNDİRİP ONU GÖNDERMEK LAZIM"

Terörsüz Türkiye sürecinde “İmralı”nın işaret edilmesine ilişkin ise Dervişoğlu şunları kaydetti:

- "İmralı’ya en çok gitmek isteyen kim ise, İmralı feribotuna bindirip onu göndermek lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulmuş, aslında hukuki temeli olmayan bir komisyonun da bir toplantı yapacağını biliyorum. Bu toplantı ertelendi. Yapılan işin doğru olup olmadığına bakmıyor kimse; siyaseten işe yarayıp yaramadığına bakıyor. Mesela siyaset penceresinden bakanlara hayırlı olsun.

- Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milleti penceresinden meseleye bakıyoruz. Abdullah Öcalan denilen caniyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin eşitlenmesine asla rıza göstermeyiz. Ayrıca Abdullah Öcalan’ı Türkiye’deki Kürt kökenli kardeşlerimizin önderi gibi sunarak ‘PKK eşittir Öcalan, o da eşittir Kürtler’ denklemine sonuna kadar direneceğiz. Bu ülkede yaşayan bütün vatandaşların bir ve eşit olmasını temin ederek çabalarımızı sürdüreceğiz. Eşitsizlik etnik köken ayırmıyor, eşitsizlik fark ayırmıyor, eşitsizlik ve adaletsizlik hiçbir şekilde mezhep farkı da ayırmıyor.

- Mülakatta hakkı gasp edilerek elenmiş bir kişi Kürt’se de eleniyor, Türk’se de eleniyor, Alevi’yse de eleniyor, Sünni’yse de eleniyor. Emekli tenceresini kaynatamıyorsa Kürt de kaynatamıyor, Türk de kaynatamıyor, Alevi de kaynatamıyor, Sünni de kaynatamıyor. Haksızlık her yerde. Anayasanın vatandaşlara sunması gereken hukuku, adaleti ve eşitliği sunamadığı yerde bunlar tartışma konusu olur. 23 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. Terör 41 yıllık bir beladır. 41 yılın 23 yılında iş başında bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi’dir, Recep Tayyip Erdoğan’dır. O sebeple eğer bu süreç bir çözümsüzlükten kaynaklı bir süreçse, bu süreci çözümsüz hale getiren bu iktidardır, bu işin sorumlusudur.

- Onun için bütün yükü milletin üstüne yıkıp bir komisyon kurarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni suç ortağı yapıp bu sorumluluktan kaçamazlar. Kaçtıkları yere kadar kovalayacağız, iyi bilsinler. Abdullah Öcalan’la Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni eşitlemeyeceğiz. Ama eşitlenmek istiyorlarsa, bu sürecin mimarları var; onlar kendilerini Abdullah Öcalan’la eşitleyebilirler. Kimleri kastettiğimi anlamışsınızdır. Kim ki bu meselenin peşine düşüyorsa, o eşittir Abdullah Öcalan’dır.”

"BU GEMİ AZIĞA ALMIŞ OLAN İKTİDAR, DİLEDİĞİ HERKESE İSTEDİĞİ ŞEYİ YAPABİLECEĞİNİ ZANNEDİYOR"

TBMM Başkanlığı'na, aralarında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan'ın da bulunduğu 12 milletvekili hakkında 18 dokunulmazlık fezlekesi sunulmasına ilişkin olarak Dervişoğlu şunları kaydetti:

- "Dosyaları görmedim. Fezlekelerin yazıldığını biliyorum. Bunların işleme tabi tutulmasının, iç tüzük hükümlerine göre bir süreci var. Önce Karma Komisyona geliyor, dokunulmazlıkların kaldırılıp kaldırılmayacağına dair komisyonda karara bağlanıyor, akabinde TBMM’de oylanıyor. Bildiğim bir şey var: Bu gemi azığa almış olan iktidar, dilediği herkese istediği şeyi yapabileceğini zannediyor. Bu pencereden bakıldığında, onların gözünde Türkiye bir hukuk devleti değil, bir yargı devletiymiş gibi bir hissiyat oluşuyor.

- Sayın Cumhurbaşkanı da beyninin arka tarafındaki şeyi bir bakla gibi dilinin ucundan düşürdü. Türkiye ‘hukuk devletidir’ demiyor, dikkat edersiniz Cumhurbaşkanı; ‘Türkiye yargı devletidir’ diyor. Bu, bir cumhuriyeti yöneten ki o cumhuriyet demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir bir cumhurbaşkanının ağzına yakışan bir laf değildir. Yargıyı araçsallaştırarak herkesi baskı altına alabileceğini zannediyorsa, bu ülkede memleketi için, milleti için, bayrağı için, millî birlik ve beraberliği için yargılanmaya hazır milyonlarca insan vardır. Herkes bunu bilmek durumundadır.”