İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

NOW TV'ye konuşan Dervişoğlu "İhanetin zaman aşımı yoktur" şeklindeki çıkışı hakkında "Bu bir hukuki gerçekliktir. Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatları, birinci açılım sürecinde doğrudan doğruya bu süreçle ilgili suç duyurusunda bulundular. Ama o suç duyurusunun eksik bir tarafı vardı, isimlendirilmiştir. Dolayısıyla o dönemde bir takipsizlik kararı verildi. Şimdi bana da ‘Böyle bir süreç yaşanıyor. O zaman sen de bir suç duyurusunda bulun’ diyorlar. Böyle bir şey yaparsak karşılaşacağımız şey takipsizlik kararıdır. Bu takipsizlik kararını onlara yaşatmak istemiyorum. O duruma vurgu yapmak için ‘ihanetin zaman aşımı yoktur’ vurgusunu yaptım. Zamanı gelince bütün bunlarla alakalı yapılması icap eden işler ya da başlatılması gereken süreç mutlak surette gerçekleştirilecektir" dedi.

Devlet Bahçeli’nin darağacı çıkışı hatırlatılan Dervişoğlu, "Kimse kimseye ‘seni darağacına göndereceğiz’ demiyor. Bu hamasi bir konuşma. Hiç kimsenin darağacına götürülmesi gibi bir eylemin tarafı olmam. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni darağacına götürüp asmaya kalkışanlara karşı siyasi mücadelemi veririm. Türkiye'yi ve Cumhuriyeti yok etmeye çalışan bir adımı engellemeye çalışıyorum ben. Bu işin nihai hedefinin Cumhuriyetsiz bir Türkiye, Türksüz bir Cumhuriyet olabilme riskine işaret ediyorum" ifadelerini kullandı.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE'Yİ KİM İSTEMEZ?"

"Terörsüz Türkiye’ye karşı mısınız?" sorusuna Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:

- Terörist Türkiye'ye karşı olmak için Türk vatandaşı olmamak lazım. Ben Türk vatandaşıyım ve bu Cumhuriyetin vatandaşı olmakla iftihar ediyorum. Bu kabil sorularla da ayrıca ilk defa karşılaşmıyoruz. 2011’de başlatılan birinci açılım sürecinde de ‘analar ağlasın mı?’ diye bizi suçluyorlardı. Hatta onun öncesinden Ergenekon-Balyoz sürecinde ‘darbeci misin?’ diye sürece karşı çıkanları suçluyorlardı. 2010 anayasa değişikliği sürecinde ‘demokratikleşmeye karşı mı çıkıyorsun?’ diye suçluyorlardı.

- 2017 referandumunda da sistem değişikliğinin son derece büyük tehlikeleri beraberinde getireceğini söylediğimizde ‘FETÖ’cü müsünüz?’ diyorlardı. Terörsüz Türkiye’yi kim istemez? Ama teröristlerin yol göstericiliğinde tanzim edilmiş bir sürecin, devletle teröristi eşitlemesini vesile olabilecek olumsuzlukları da beraberinde getireceğine ve Cumhuriyet’in değerlerini tehdit altına alacağına işaret ediyorum. Bunu yapmaya devam edeceğim."

Süreç kapsamında bir rol dağılımı yapıldığına vurgu yapan Dervişoğlu, "Bir tarafta AK Parti, bir tarafta MHP, bir tarafta da DEM var. Şimdi bunlara cani başı Öcalan eklendi. Artık bu ittifaka Cumhur İttifakı demek mümkün değildi. Bu ittifak tarihe Öcalan ittifakı olarak geçecektir" dedi.

Sürece yönelik işaret ettiği tehlikelerin diğer siyasi partiler tarafından nasıl görüldüğü sorulan Dervişoğlu, şöyle konuştu:

- siyasi partiler en başından itibaren tuzağa düşmeyip, sürecin geleceğini doğru okumayı becerebilmiş olsalardı; bu komisyon kurulmayacak ve bu süreç meşruiyet kazanamayacaktı.

İMRALI ZİYARETİ

"İmralı’ya neden gizli saklı gidildi" sorusu üzerine Dervişoğlu, "Ben en başında ‘Memleketin gidişatından utanıyorum’ dedim ya; bunlar da netice itibariyle bir utanç duygusuyla böyle bir şeyi gizli kapaklı yapmayı tercih etmiş olabilirler. Fotoğraf çekilmemiş. Ayrıca görüşmenin sonuçları hala paylaşılmadı" dedi.

Dervişoğlu, terör örgütünün hiçbir emelinden vazgeçmediğini vurgulayarak, "’Üniter yapıyla ilgili problemimiz kalmadı’ demiyor. ‘Vatandaşlık tanımıyla ilgili bir problemimiz kalmadı’ demiyor. ‘Dil birliğiyle ilgili bir problemimiz kalmadı’ demiyor. Bu örgüt Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden sürekli istiyor. Bu ülkeyi yönetenler de doğrudan doğruya bu beklentileri karşılayacaklarına dair birtakım kapalı beyanlarda bulunuyor. Bunun nereye gittiğinin görülmesi gerekir" şeklinde konuştu.

"Yaşananlar sonrasında Öcalan serbest mi kalacak" sorusu üzerine Dervişoğlu, "Atılmak istenen adımın sonucu budur. Bu talep de artık alenileşmiştir. Abdullah Öcalan denen cani, Ankara'nın Aşağı Ayrancı semtinde oturmuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelebilmesi için öncelikle özgürlüğüne kavuşmuş olması lazım. Bunlar hep cümleler arasına gizlenmiş şifreler. Sadece İYİ Partililer değil; Adalet ve Kalkınma Partililerin, Milliyetçi Hareket Partililerin içinde de bu gidişata karşı çıkan çok sayıda arkadaşımız olduğunu biliyorum" diye konuştu.

Sürece AK Parti ve MHP’den de karşı çıkanların olduğu yönündeki açıklaması hatırlatılan Dervişoğlu, "Yakından tanıdığımız milletvekilli arkadaşlarımız var. Bu gidişatın doğru olmadığını, halka bunun hesabının verilemeyeceğini söylüyorlar" ifadesini kullandı.

"ÖZEL, KİM OLDUĞUNU AÇIKLAMALI"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, AK Partili bir yetkiliden kendilerine gizli İmralı ziyareti teklifi geldiği yönündeki açıklamaları sorulan Dervişoğlu, "Bunun kim olduğunu Sayın Özel'in açıklaması lazım. İkinci olarak, gecikmiş bir açıklama. Oraya gidilmeden bunun kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Demek ki bir gizlilik içinde yürütülüyor. Gizlilik içerisinde yürütülen her şeyin arkasında gizli bir plan vardır. Bütün bunların saklanmadan kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Herhangi bir siyasi hesap üzerine cümle kurulmaması gerekir. Böyle durumlarda ana fikrin her zaman Türkiye'nin geleceğiyle şekillendirilmesi gerekir. ‘Böyle böyle geldi’ denildiğinde sadece bu sürecin ne kadar ki kirli olduğunun, ama bu kirliliğin gizlilikle yönetilmesi gerektiğinin altı çizilmiş oluyor" şeklinde konuştu.

"ONUN İÇİN SALIN GİTSİN DEDİM"

"Cumhurbaşkanı’nın, alacağı kararlar noktasında; başkasının baskısına muhatap kılınsın da istemiyorum" diyen Dervişoğlu sözlerini şöyle tamamladı:

- Görülen ve anlaşılan odur ki, Cumhurbaşkanı’na bazı hususlar dayatılıyor. Gördüğüm bu. Milletin de gördüğü bu. ‘Kimse gitmezse ben giderim demek’ aslına bakarsanız; ‘Kimseyi göndermezseniz beni durduramazsınız’ demektir. İşte onun için salın gitsin dedim. Ondan sonra isimlendirmeye çalıştılar. Dedim ki; İmralı yolcusu kalmasın. Bilerek kuruyorum cümlelerimi. Türkiye’yi içinde bulunduğu bu sıkıntıdan kurtarabilecek adımların doğru bir biçimde atılmasının önünü açmaya çaba sarf ediyorum.

- Milletimin de beni anlamasını istiyorum. Türkiye'de bu tek adamlığın sadece Türkiye'yi değil, tek adamı da felakete götüreceği endişesini yaşıyorum. Onu baskı altında tutacak, onu baskı altında bırakabilecek, kararlarını etkileyebilecek adımların atılmasının da engellenmesinden yana bir tavır sergiliyorum. Onun için de doğru anlaşılmak istiyorum. Onun için zaten merkez siyaset diyorum, ortak akıl diyorum.

"KILIÇDAROĞLU'NUN YAPTIKLARI ŞAŞIRTICI GELMEDİ"

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son çıkışı sorulan Dervişoğlu, "İsmini vermekten imtina ettiğim kişinin yaptıklarına bakarak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları bana şaşırtıcı gelmedi" yanıtını verdi.