İsrail’in Cuma günü İran’daki nükleer tesisleri hedef alarak düzenlediği saldırılar, Orta Doğu’da daha geniş çaplı bir çatışmanın fitilini ateşledi. Son haftalarda artan gerilim, diplomasi ve savaş ihtimalleri arasında sıkışan bölgeyi uçuruma sürükledi.

İsrail’in bu sabah gerçekleştirdiği hava saldırıları, İran topraklarında son 40 yılın en ağır askeri hasarına neden oldu. 1980’lerdeki İran-Irak Savaşı’ndan bu yana ilk kez İran, tek bir günde bu denli yoğun bir saldırıya maruz kaldı.

İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) göre saldırılarda 200 savaş uçağı kullanıldı, 330’dan fazla mühimmat bırakıldı ve 100'ün üzerinde hedef vuruldu. İran medyası, İsrail'in Tahran'a düzenlediği saldırılarda 78 kişinin hayatını kaybettiğini, 329 kişinin de yaralandığını aktardı.

İsrail ve İran arasındaki gerginlikler uzun yıllar boyunca istihbarat operasyonları, siber saldırılar ve sınırlı çaplı suikastlarla sürdü. Ancak son iki yılda bu savaş, artık doğrudan askeri çatışmalara evrildi.

GERİLİMİN KİLOMETRE TAŞLARI

2023 yılında İran, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesine misilleme olarak İsrail’e bugüne kadarki en büyük balistik füze saldırısını düzenlemişti. Bu gelişme, taraflar arasında tam ölçekli bir savaşa ramak kala son anda durdurulan bir krize yol açmıştı.

2020 yılında İran’ın nükleer programının mimarı olarak bilinen Muhsin Fahrizade, Tahran yakınlarında suikast sonucu hayatını kaybetti. Aynı yıl, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın emriyle Bağdat’ta düzenlenen hava saldırısında öldürülmüştü.

Bunların yanı sıra Natanz nükleer tesisinde yaşanan patlamalar ve sabotajlar da İran’ın nükleer kapasitesini hedef alan önemli olaylar arasında yer aldı.

BUGÜNE KADARKİ EN GENİŞ KAPSAMLI SALDIRI

Ancak tüm bu gelişmelerin hiçbiri, İsrail’in son saldırısıyla ölçülemeyecek kadar sınırlı kaldı. Saldırının kapsamı, doğrudan İran’ın nükleer altyapısını, askeri liderliğini ve füze savunma sistemlerini hedef aldı.

MAYIS’TA BAŞLAYAN HAREKETLİLİK

Orta Doğu’da savaş ihtimali uzun süredir konuşuluyordu, ancak son haftalarda yaşanan gelişmeler çatışmanın kaçınılmaz hale geldiğine işaret etti. ABD’li yetkililere göre, Mayıs ayında Washington, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırı hazırlığında olduğuna dair yeni istihbarat elde etti. Bu sırada, Başkan Donald Trump yönetimi İran ile diplomatik bir anlaşma zemini arıyordu.

ABD PERSONELİNİ ÇEKTİ

Çarşamba günü ABD, Orta Doğu’daki çeşitli üslerde bulunan zorunlu olmayan personeli ve ailelerini tahliye etti. Yetkililer, kararın gerekçesini açıklamadı ancak Savunma Bakanlığı kaynakları, CENTCOM’un bölgedeki “gelişen gerilimi” yakından izlediğini belirtti. Başkan Trump da "Burası tehlikeli bir yer olabilir. Göreceğiz" diyerek bölgedeki risklere dikkat çekti.

İRAN NÜKLEER PROGRAMINDA GERİLİM

Perşembe günü Birleşmiş Milletler’in nükleer denetleme kurumu UAEA, İran’ın nükleer yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair bir karar aldı. Buna karşılık olarak İran, yeni bir uranyum zenginleştirme merkezi kurduğunu açıkladı ve “karşılık vermekten başka çaremiz yok” dedi. İran, nükleer programının barışçıl amaçlı olduğunu savunuyor; ancak yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum, nükleer bomba yapımında da kullanılabiliyor.

TRUMP’TAN SERT UYARI

Yine Perşembe günü Başkan Trump, İsrail’in İran’a saldırabileceğini söyleyerek, “Orta Doğu’da çok yakında büyük bir çatışma yaşanabilir” uyarısında bulundu.

CUMA SABAHI SALDIRI GERÇEKLEŞTİ

Cuma günü şafak saatlerinde İsrail, İran genelinde onlarca noktayı hedef aldı. İsrailli askeri kaynaklara göre, saldırıların odak noktası İran’ın nükleer programı ve uzun menzilli füze kapasitesiydi. İsrail ordusundan bir kaynak, CNN’e yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir günlük bir saldırı değil” ifadelerini kullandı.

HAFTA SONU DİPLOMASİDEN UMUT VARDI

İsrail saldırısından sadece iki gün sonra, Pazar günü Umman’da İran ve ABD arasında yeni bir nükleer müzakere turu planlanıyordu. Ancak saldırının ardından bu görüşmelerin akıbeti belirsizliğe sürüklendi. Uzmanlara göre, bu saldırı yalnızca taktiksel bir harekat değil, aynı zamanda bölgedeki güç dengelerini değiştirmeyi hedefleyen stratejik bir dönüm noktası. İran’ın bu saldırıya nasıl yanıt vereceği ve bölgesel müttefiklerinin devreye girip girmeyeceği, önümüzdeki günlerde çatışmanın seyrini belirleyecek.