Türkiye ile Avustralya, gelecek yıl Birleşmiş Milletler bünyesinde yapılacak iklim zirvesi için ev sahipliği konusunda geri adım atmazken dikkat çekici bir iddia Avustralya medyasından geldi...
Avustralya medyası, etkinliğe ev sahipliği yapması durumunda bu zirvenin maliyetinin Avustralya'ya maliyetinin 2 milyar doları geçebileceğini aktardı.
Bu iddia ile ilgili net bir açıklama yapmayan Albanese, basın mensuplarının sorularına ise, "İddialar, iddialar. İnsanlar bazı rakamlar söylüyor ama kimden öğreniyorlar" diyerek sert çıkıştı.
Son dönemde Türkiye ve Avustralya etkinliğe ev sahipliği yapmak için bir dizi hamlede bulunurken, bir süre önce Albanese'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ikna etmek için bir mektup gönderdiği ortaya çıkmıştı.
Erdoğan'ın Albanese'nin "Adaylığı bırakın" çıkışına olumsuz yanıt verdiği de kaydedilirken Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong da 2 milyar dolarlık maliyet ile ilgili iddiayı yalanlamıştı. Wong, gelecek haftalarda COP31 olarak bilinen iklim zirvesini hangi ülkenin üstleneceğinin belli olmasını beklediğini dile getirmişti.
DİPLOMATİK KAYNAKLAR KONUŞTU
Avustralya'nın COP31'de eş başkanlık konusundaki tutum değişikliğine dikkat çeken diplomatik kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Avustralya Başbakanı Anthony Norman Albenese'e gönderdiği bir mektupta Türkiye'nin COP31'in eş-başkanlık modeliyle yürütülmesini çok taraflılığı güçlendirecek örnek bir adım olarak değerlendirdiğini vurguladığını aktardı. Türkiye'nin, iyi niyetli istişarelerle COP31'in başarısına katkı sağlayacak esnek formüller geliştirilmesine inandığı kaydedildi. Kaynaklar, uzlaşı sağlanamaması durumunda Türkiye'nin konferansa tek başına ev sahipliği yapmaya ve başkanlığı üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdi.
Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede rekabet yerine işbirliği ve kapsayıcılık ilkeleriyle hareket etmeye devam edeceğini, tüm tarafları yapıcı diyalog ve karşılıklı saygı temelinde süreci ilerletmeye davet ettiğini kaydetti.
Türkiye, 2026 yılında yapılacak COP31'e ev sahipliği yapmak için hazırlanıyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Ankara, COP31 ev sahipliği için yürüttüğü adaylık sürecinde işbirliği ve kapsayıcılık ilkelerini ön plana çıkarıyor.
Diplomatik kaynaklar, BM 80. Genel Kurulu kapsamında Avustralya ile yürütülen görüşmelerde taraflar arasında karşılıklı anlayışa dayalı bir zemin oluştuğunu, sürecin yapıcı diyalogla ilerlediğini aktardı. Bu çerçevede, her iki ülkenin başkanlık sürecini ortak biçimde üstlenmesi, üst düzey toplantıların ev sahipliklerinin paylaşılması ve müzakere süreçlerinin birlikte götürülmesi konusunda anlayış birliğine varılmıştı.
Kaynaklara göre, Avustralya Başbakanı Anthony Norman Albanese'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupta, daha önce üzerinde ilerleme sağlanan konuların reddedilmesi süreci başlangıç noktasına geri götürdü. Avustralya, eş-başkanlık modelinin BM kurallarında öngörülmediğini ve COP’u Pasifik odaklı gündemden uzaklaştırabileceğini gerekçe göstererek görüşmelerden uzaklaştı.
Kaynaklar, Türkiye'nin COP31'in eş-başkanlık modeliyle yürütülmesini çok taraflılığı güçlendirecek örnek bir adım olarak değerlendirdiğini, bu görüşün Erdoğan'ın Albenese'e gönderdiği cevabi mektupta da vurgulandığını belirtti. Türkiye'nin, iyi niyetli istişarelerle COP31'in başarısına katkı sağlayacak esnek formüller geliştirilmesine inandığı ifade edildi. Ancak diplomatik kaynaklar, uzlaşı sağlanamaması halinde Türkiye'nin konferansa tek başına ev sahipliği yapmaya ve başkanlığı üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdi.
PASİFİK'E ÖZEL HASSASİYET
Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin COP31'in odağında yalnızca belirli bir bölgenin değil, iklim krizinden en çok etkilenen kırılgan bölgelerin bulunmasını önemsediğini, bu çerçevede Pasifik'e yönelik özel oturumlar düzenlenebileceğini aktardı.
Türkiye'nin adaylığının yalnızca bölgesel bir tercih değil, ortak geleceğe yönelik küresel dayanışma çağrısı niteliği taşıdığı vurgulandı. Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede rekabet yerine işbirliği ve kapsayıcılık ilkeleriyle hareket etmeye devam edeceğini, tüm tarafları yapıcı diyalog ve karşılıklı saygı temelinde süreci ilerletmeye davet ettiğini bildirdi.