Kobani davasında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yanı sıra HDP MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 36 kişi hakkında verilen hükme ilişkin 32 bin 630 sayfalık gerekçeli karar 13 ay sonra açıklandı.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gerekçeli kararının 13 ay sonra açıklanmasına ilişkin şu tepkide bulundu:
"Kobane davası olarak adlandırılan ve Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve siyasetçilerin yargılandığı davada Ankara Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını bugün itibarıyla açıkladı ve 32 bin 600 sayfalık bir gerekçeli karar açıklamış değerli arkadaşlar, 32 bin 600 sayfalık! Temyiz süreci sadece yedi gün, bu kararı avukatlar hangi süre içerisinde okuyacaklar?
Tutuklu olan arkadaşlarımıza, siyasetçilere bu nasıl tebliğ edilecek ve buna ilişkin olarak da nasıl bir gerekçeli temyiz layihası yazılacak? Bu sürenin uzatılması da mümkün değil. Mahkeme kararı tam on üç ayda yazdı. 32 bin sayfalık gerekçeli karar mı olur? 32 bin sayfa!
Değerli Arkadaşlar, bakın, biraz önce burada konuştum yargıya neden güven yok. On beş günde yazılması gereken karar on üç ayda yazılıyor ve şüphelilerin, avukatların buna cevap verme süresi sadece yedi gün."
DEM PARTİ: 'KOBANİ KUMPAS DAVASI' ÇÖKMÜŞTÜR
DEM Parti, yaklaşık 13 ay sonra gerekçeli kararı açıklanan Kobani Davası’na ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Kobanî Kumpas Davası çökmüştür! Türkiye siyasi tarihinin en kapsamlı kumpas davalarından biri olan Kobanî Davasında gerekçeli karar yaklaşık 13 ay sonra açıklanmıştır. Gerekçeli kararın 13 ay boyunca açıklanmaması, siyasi kumpasın devamı niteliğindedir. Bu durum, yargının siyasallaşmasının ve yargılama sürecine siyasi müdahalenin en açık göstergelerinden biridir. Bu süreçle birlikte arkadaşlarımızın tutukluluğu keyfi olarak uzatılmış, hukuksuz mahkûmiyet kararlarına karşı itiraz imkanı ortadan kaldırılmıştır.
Davanın ilk gününden bugüne arkadaşlarımız şahsında demokratik siyaset hakkı yargılanmıştır. Bu davanın rotası hiçbir zaman adalet olmamış; dava, siyaseti dizayn etme aracı olarak kullanılmıştır. Kobanî Kumpas Davasının siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından ilk günden beri dayandırılan bütün gerekçeleri boşa düşmüştür. Gerekçeli kararla bir kez daha Kobanî Kumpas Davasının tüm iddialar bakımından asılsız, hukuk dışı ve siyasi bir dava olduğu ortaya çıkmıştır. Arkadaşlarımız suç işledikleri için değil, demokratik siyaset hakkına sahip çıktıkları için cezalandırılmıştır.
'SİYASİ LİNÇ VE ALGI OPERASYONLARI ÇÖKMÜŞTÜR'
Dava boyunca yapılan olumsuz propagandalar, asılsız iddialar ve şaibeli mahkeme heyetleri siyasi bir mühendislik örneği olarak kayıtlara geçmiştir. Yasin Börü üzerinden yaratılmak istenen siyasi linç ve algı operasyonları çökmüştür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2020 yılında aldığı kesin kararla, Demirtaş’ın sosyal medya paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve şiddet olaylarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığı hukuki kesinlik kazanmıştır. AİHM’in bu bağlayıcı kararının derhal uygulanması, Türkiye’nin uluslararası hukuka bağlılığının bir gereğidir.
Türkiye’nin barış ve demokratik toplumun inşasını konuştuğu bu dönemde, başta Kobanî Kumpas Davası olmak üzere demokratik siyaset hakkının yargı eliyle engellenmesi artık tarihe karışmalıdır. Bu iklime geçiş için atılması gereken adım, başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere dava kapsamında tutuklu yargılanan tüm arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşmasıdır. Türkiye artık siyasi kumpaslarla değil, adaletin ve demokratik değerlerin hâkim olduğu bir ülke olarak anılmalıdır."
Kobani davasının gerekçeli kararı açıklandı: 32 bin 630 sayfaGündem