İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına dair süreçte başlayan protestolarda çok sayıda öğrenci tutuklandı. Öğrencilerin duruşmaları devam ederken bugün Anadolu Adliyesi 77. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yine öğrenciler hakim karşısına çıktı.

İstanbul Kadıköy'de 8 Nisan'da düzenlenen "Gençlik Dayanışma Konseri" sırasında gözaltına alınıp tutuklanan Esila Ayık kronik kalp ve böbrek hastası olmasına rağmen tahliye edilmedi. 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle yargılanan Esila Ayık'ın duruşması bugün 2,5 saat geç başladı.

'ORADA BULDUĞUN BİR DÖVİZİ ALDIM'

Kimlik tespitlerinin ardından Esila Ayık savunma yaptı ve katıldığı etkinliğin gösteriden ziyade bir dayanışma konseri olduğunu belirtti.

"Belçika'da fotoğrafçılık öğrencisiyim. Bu konsere de fotoğraf çekmek amacıyla gittim. Konserdeki heyecanla benim de bir fotoğrafım olmasını istedim. Oradan bulduğum bir dövizi aldım. Fotoğraf çektirdim" diyen Esila Ayık'a hakim bu sırada "Elinize aldığınız şeye bakmadınız mı ne yazıyor burada diye, bakmadınız mı, çocuk değilsiniz. Başkasının neden fotoğrafınızı çekmesine izin verdiniz?" diye sordu.

'SUÇ OLDUĞUNU BİLSEM YAPMAZDIM'

Esila bu soru üzerine savunmasına şöyle devam etti:

"Birinden fotoğrafımı çekmesini istedim. Dövizi aldığım kişiyi tanımıyorum. Elimde 5 dakika bile durmadı. Suç olduğunu bilsem böyle bir şey yapmazdım. Üniversitede öğrenciyim. Sınavlarıma giremedim. Böbrek ve kalp rahatsızlığım var. Cezaevi koşulları hastalığım için uygun değildir." dedi.

'KALBİNDEN FENALAŞIP ACİLE KALDIRILDI'

Esila Ayık'ın avukatı Göksun Canberk Uluğ da "Esila’nın sağlık durumu kritik. Kalbinden fenalaşıp acile kaldırıldı. 50 kişilik koğuşta kalıyor. Aynı tuvaleti banyoyu kullanıyorlar. Böbrek rahatsızlığı var. İdrar yolu enfeksiyonu kapma ve böbrek rahatsızlığının ilerleme durumu söz konusu" dedi, tahliyesini istedi.

Tutuklu sanık Arda Öğüşlü savunmasında "Oraya sabah Kadıköy’de bir konser olduğunu öğrenince konser amacıyla gitmiştim. Arkadaşım Mehmet Efe ile orada buluştuk sonra bizim okuldan gelen tanıdığım bir kişi geldi bu pankartı hazırlamış. Bize vermişti tutarsınız diye. Pankartı biz hazırlamamıştık.

Pankartın üstüne baktım yazılı ifadelerin bir suç oluşturma ihtimali olduğunu düşünemedim. İnsanlar pankart olanların fotoğrafını çekiyordu ben de pankartı elime aldım. O dövizi tekrar verdikten sonra konser alanında gürültünün artması sebebiyle rahatsızlık duyduğum için ayrıldım. Sonrasında gözaltına alındım.

'SINAVLARIMA GİREMEDİM'

Ben öğrenciyim yüzde 50 burslu okuyorum. Ekim aynının sonralarına doğru annem ve babam boşandı bu da beni olumsuz etkiledi. Psikolojik tedavi gördüm, ilaç kullandım. Aksilik filan vardı ona rağmen üniversitede başarılı bir not ortalamasına sahibim. Yüzüm bazı fotoğraflarda kapalı bazılarında açık. Olay günü güneş gözümü rahatsız ettiği için gözlük taktım. Baf’ı da rüzgardan etkilenmemek için taktım. Rüzgar esmediği zaman da yüzümden çıkardım.

Sınavlarıma giremedim. Psikolojik tedavimi cezaevinde düzgün bir şekilde alamadım. Tedavim açısından ilaçlarımı tam zamanında alamıyorum. Ben çok sevdiğim bir bölüm oluyorum hatta en büyük hayalim kendimi geliştirerek ülkemi temsil etmek. Sınavlarımdan mahrum kaldım. Sınavlarıma girmek istiyorum, sene tekrarı yapmak istemiyorum" dedi.

'BİR SUÇ OLMAZDI ZİRA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜMÜ KULLANMIŞ OLURDUM'

Tutuklu sanık Mehmet Efe Erdoğan ise savunmasında "O gün oraya konser amacıyla gitmiştim. Oradaki konser anının heyecanıyla o kargaşada elime bir pankart geçti, pankarta bakmadan elime alıp 2-3 dakika belki de daha az tuttum. Bunun suç teşkil ettiğini bilmiyordum. Bir suç işleme kastım bile olsaydı bir suç olmazdı zira ben ifade özgürlüğümü kullanmış olurdum.

Ben tam burslu okuyorum. Özel üniversitelerin bursu için ortalama şartı vardır. Üniversite ortalamam yüksektir. Ortalamamın düşmesi halinde bursum kesilecek, yurdumdan çıkarılma durumum sözkonusu olacaktır. Ailemin üniversite eğitimimi karşılama durumu yoktur. Cezaevi şartları bana uygun değildir. Alerjik astım hastasıyım. Tedavim yapılmamıştır. Kararı sizin vicdanınıza bırakıyorum" dedi.

Mahkeme, tutuklu sanıkların tahliyesine karar vererek duruşmayı 19 Aralık Cuma günü saat 10.00’a erteledi.

“TEK TEMENNİM DİĞER ÖĞRENCİLERİN DE TAHLİYE OLMASI”

Tahliye olan öğrencilerden Esila Ayık bugün Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan çıkış yaptı. Babası Kemal Ayık ve ağabeyi Anıl Ayık’la uzun uzun sarılan Esila, tüm sevenleriyle kucaklaştı, teşekkür etti. Kavuşma ve özgürlük coşkusu sırasında bir ara yere de düşen Esila, babası ve ağabeyinin yardımıyla ayağa kalktı ve onlara sarıldı.

Fotoğraf makinesine ve sevdiklerine kavuşan Esila, basın mensuplarına şunları söyledi:

- "Bu anın hayalini kurdum. Bu an geldiği için o kadar heyecanlıyım ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Herkese çok büyük bir minnet duyuyorum. Herkese desteği için çok teşekkür ederim. Biz gençlerin geleceğe küstürülmemesi gerekiyor.

- Adalete olan inancımı kaybetmedim, hayal kurmaya devam ettim. Gençlerin hayal kurmaya devam edebilmesi gerekiyor. Tek temennim diğer öğrencilerin de tahliye olması.

“O KADAR ÇOK AVUKAT GELİYORDU Kİ BAZEN YEMEK YİYEMİYORDUK”

- Gazetecilere teşekkür ediyorum. Sesimizi siz duyurdunuz. Bir avukat ordusu bize çok büyük bir destek gösterdi. O kadar çok avukat geliyordu ki bazen yemek bile yiyemiyorduk. Başta kendi avukatlarım olmak üzere tüm ziyarete gelen avukatlara teşekkür ediyorum.”

Fotoğraf makinesi ile cezaevi önünde poz veren Esila, öğrencilerden birinin annesinin gönderdiği yaprak sarmasını da tattı.

Hasta tutuklu Esila Ayık tahliye edildi - Resim : 1

"BAŞTAN TAHLİYE OLMASIYDI, HİÇ YATMAMASIYDI"

Duruşmanın ardından adliye önünde Esila'nın avukatı Ümit Özkan, babası Kemal Ayık ve Anne Babalar Dayanışması açıklama yaptı. İlk açıklamayı yapan avukat Ümit Özkan şunları söyledi:

- "Zor bir süreç geçirdik açıkçası bu 36 günün 36’sı da her bir gününde değişik macerayla karşı karşıya kaldık. İlk beş altı gün ilacı verilmedi mecburen sesimizi yükselttik. Ardından tutukluluk incelemeleri üç gün içinde yapılır mahkemelerce. Dört tane tutukluluğa itiraz talebimiz oldu...

- İlaçları beş altı gün sonrasında verildiği tutukluluk incelemesi yapıldı ve süreç normal hukuki düzlemde incelenmeye başlayınca biraz tabii biz normal rayında iş gitsin diye sustuk. Çok şükür ki 36. günün sonunda adalet geç de olsa istediğimiz gibi olmasa da tecelli etti. Bizim isteğimiz öncelikli olarak baştan tahliye olmasıydı, hiç yatmamasıydı. O elimizde olmayan bir konu.

- 36. günün sonunda bugün bir beraat kararı beklerdik onu da yine dosya tam anlamıyla bitmediği için karar alamadık. Ancak sevindirici durum şudur ki hakkında herhangi bir adli kontrol kararı verilmeden Esila hakkında tahliye kararı, bir hakkın tahliye kararı verildi. Bu şunun için önemli. Esila yurt dışında okuyor, şayet bir yurt dışı yasağı veya başka bir onu yurt dışına çıkmaktan alıkoyacak adli kontrol tedbiri uygulansaydı bizim için hakikaten süreç devam ederdi. Cezaevinde kalmakla neredeydiyse eş değer bir durum olurdu.

"ARALIK AYINDA NETİCE OLUMLU SONUCU ALACAĞIZ VE BERAAT KARARINI ALACAĞIZ"

- O yönüyle mevcut durum bizim için olumlu bir durum. Adaletin ilk adımını adalete ilk adımımızı attık. Umuyoruz ki Aralık'ta son iki duruşma günümüz. Tarihini tam bilmiyorum çünkü orasını hiç dinlemedim inanın. Eğer Aralıkta bir beraat kararı alabilirsek çok memnun olacağız. Adaletin tecelli ettiğini göreceğiz. Biz onun için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bütün bu süreç içerisinde bizi yalnız bırakmayan bütün baromuz ve avukat arkadaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çok emekleri geçti. Bizim gidemediğimiz günlerde Esila ile görüştük, konuştular ve onun gerek sağlık gerek psikolojik durumuyla ilgili gerekli hassasiyeti onlarda gösterdiler ilgilendiler.

- Aynı şekilde sivil toplum örgütlerinden medyadan sizler özellikle birçok arkadaşımız sağ olsunlar gerekli ilgiyi gösterdi ve çok çalıştılar. Aynı şekilde çevreden yakından uzaktan siyasi parti lideri ve milletvekillerimizden çok gelen oldu. Değişik partilerden gelen oldu. Bir kısmı medyaya açıklama yaptı. Bir kısmı hassasiyetle yapmadı. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum gerçekten gerekli ilgiyi gösterdiler ve neticede olumlu bir sonuç şimdilik yeterli olmasa da bir sonuç aldık. Umuyorum ki hep birlikte Aralık ayında netice olumlu sonucu alacağız ve beraat kararını alacağız"

"KIZIM TAHLİYE OLDU SEVİNÇLİYİM, YALNIZ BURUK SEVİNÇ"

Esila'nın babası Kemal Ayık ise şu ifadelerle sevincini paylaştı:

- "Sevinçliyim, kızım tahliye oldu sevinçliyim. Yalnız buruk sevinç. İçerideki çocuklar anne babaların ne çektiğini ben kendim bizzat yaşadım. Zorluğunu çok iyi biliyorum. Burukluğum da oradan geliyor zaten. Çok sevinçliyim. Tamam kızım çıktı şuram bir rahatladı, ferahlandı, su serpildi ama buruk. O çocuklara üzülüyorm o sepepten.

- O çocuklara üzülüyorum. Onlar da çıksa yani suçsuz yere kimseyi atmayın hapse. Vallahi duruşma süreci benim için biraz zor geçti. Acaba ne olacak? Acaba ne olacak? Sürekli düşünüyorum zor geçti. Çok şükür böyle olduğu için yani böyle olduğu için dua ettim ama.

- Sabah kalktım namazımı kıldım Allah'ıma dua ettim. Allah'ım da duamı kabul etti. Dedim ‘Hasbinallah ve nimel vekil’ Allah'ım sen bize yetersin' dedim, 'senden başka sahibim yok' benim. 'Yardım edecek kimsem yok benim' dedim. 'Sen yardım edersin. Bana yardım et Allah'ım kızıma yardım et' dedim etti. Yani Allah yardım etti.

- Bu esnada Cumhuriyet Halk Partisi'ne sonsuz teşekkür ediyorum. Basına, avukatlarına, Canberk Bey, Ümit Bey bunlara da teşekkür ediyorum. Emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Şimdi tüm hepsi çıkması lazım bu çocukların ki herkes bir rahat nefes alsın."