Gökbilimciler yeni bir süpernova türü olduğunu söyledikleri "SN2021yfj"yi gözlemleyerek bir yıldızın patlamadan önce içinde neler yaşandığını gözler önüne serdi.

Güneş'ten 10 ila 100 kat daha büyük olan yıldızlar katmanlı bir yapıya sahip oluyor. En dışta hidrojen ve helyum, içteyse karbon, oksijen, neon, magnezyum, silikon ve sülfür gibi şeyler bulunuyor.

En içteyse demir çekirdek oluyor. Ancak demiri kaynaştıracak enerji kalmadığında çekirdek çöküyor ve yıldız süpernovaya dönüşüyor.

NORMAL SÜPERNOVALARDAN FARKLI DAVRANDI

Ne var ki SN2021yfj, patlamadan çok önce hidrojen, helyum ve karbon tabakalarını kaybetmişti. Süpernovaya dönüşmeden hemen önceyse normalde dışarıdan görülmeyen silikon, sülfür ve argon katmanı açığa çıktı.

Patlama sırasında bu ağır elementlerden oluşan katman aydınlandı ve bilim insanları doğrudan gözlem yapma imkanı yakaladı. Nature dergisinde yayınlanan araştırmanın başyazarı Steve Schulze, "İlk kez bir yıldızın tamamen kemiğe kadar soyulduğunu gördük" dedi.

YAŞAMI BOYUNCA GÜNEŞ'İN ÜÇ KATI KÜTLE KAYBETTİ

Bu gözlem, yıldızların kütle kaybının düşündüğümüzden çok daha şiddetli ve karmaşık olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar yıldızın silikon ve sülfür kabuğunun ortaya çıkması için yaşamı boyunca Güneş'in üç katı kadar kütleyi kaybetmiş olabileceğini tahmin ediyor.

Bu gözlem, ders kitaplarındaki yıldız evrimi modellerinin eksik anlatıldığını da gözler önüne seriyor. Zira SN2021yfj, yıldızların çok daha farklı yollarla süpernovaya dönüşebileceğini gösterdi.

Dolayısıyla bu tip süpernovalara artık "Tip Ien süpernova" denilecek.

NEDEN ÖYLE DAVRANDIĞI BİLİNMİYOR

Öte yandan yıldızın neden böyle davrandığı bilinmiyor. Yıldızın katman kaybetmesinde partneri olan yıldızla etkileşimi, çok güçlü yıldız rüzgarları ya da yıldızın kendi kendini parçalaması mümkün olabilir.

Araştırmacıların tahmini ise yıldızın kendi iç şiddetiyle soyunmuş olması.

TESADÜFEN YAKALANDI

İlk kez Eylül 2021'de Kaliforniya'daki Zwicky Geçici Tesis'te tespit edilen yıldızın parlaklığı 2.2 milyar ışık yılı öteden artmaya devam etti.

Daha sonra Hawaii'deki Keck Gözlemevi bir spektrum yakaladı ve silisyum, sülfür, argon elementlerini doğrulayabildi. Araştırmacılar spektrum olmasa keşfin öneminin fark edilemeyebileceğinin altını çizdi.