AYTUNÇ ERKİN / NEFES

Dün…

İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında “imar usulsüzlüğü” iddiasıyla soruşturma izni verdiği haberi basına yansıdı. Kararın, Ankara’nın Gölbaşı ilçesi Dodurga-İncek Mahallesi’ndeki bazı alanlara ilişkin imar planlarının, idari yargının iptal kararlarına rağmen uygulanmadığı iddiasına dayandığı öğrenildi. ABB tarafından yapılan açıklamada da söz konusu soruşturmanın “Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde yapılan usulsüz imar artışlarına engel olunması” nedeniyle başlatıldığı açıklandı. ABB’nin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu cümlelere kullanıldı:

“Söz konusu soruşturma; Melih Gökçek döneminde yapılan usulsüz imar artışlarına engel olunması nedeniyle başlatılmıştır. Herhangi bir usulsüz imar artışı söz konusu değildir. Aksine, Dodurga bölgesine verilen usulsüz imar artışının veto edilmesine ilişkin karar, bu soruşturmanın konusudur. Öte yandan, soruşturma izni sürecinde görev alan mülkiye müfettişiyle ilgili ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu mülkiye müfettişi; daha önce de Başkan hakkında soruşturma izni verilen başka dosyalarda görev almış, Gökçek ile bu konuda görüştüğü iddia edilmiş ve bu nedenle Yavaş tarafından hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Söz konusu mülkiye müfettişinin bu dosyada da yer aldığı anlaşılmıştır. Hukuki itirazlarımız yapılmaktadır.”

YAVAŞ NEDEN VETO ETTİ?

Bu açıklamanın ardından belediye kaynaklarını aradım ve “Ne oldu da soruşturma için talimat verildi?” sorusunu yönelttim.

Kaynaklarım bazı teknik bilgiler ve kronolijik bilgiler verdi: İncek’teki 90 hektarlık bir alanın “5000 metrekare parseller için Emsal:1.50, 10000 metrekare parseller için Emsal:1.75, Yükseklik en çok: Serbest” şeklindeki yapılaşma koşullarının Emsal: 0.30 ve Emsal: 0.50 olarak değiştirilmesine ilişkin 16 Mart 2018 tarihli ve 481 sayılı kararının iptali talebiyle Ankara 16. İdare Mahkemesi’ne 2018/1425 sayılı dava açılmış ve değişikliğin iptaline karar verilmiştir. Karara gerekçe olarak “Yapılan değişikliğin gerekçelerinin teknik gerekçelerinin açıkça ortaya konması gerektiği” ifade edilmiştir. Akabinde iptal kararına istinaden işlem tesis edilerek eski yapılaşma koşullarına geri dönülmesi için belediyeye başvuru yapılmış, yapılaşma koşulu Emsal: 1.50 olacak şekilde 9 Haziran 2022 tarihinde Belediye Meclis kararı alınmış ancak Mansur Yavaş tarafından bu karar hukuka ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle veto edildi.

Veto üzerine mahkeme kararlarına ve mevzuata uygun şekilde yapılaşma koşulları içeren yeni değişiklik Belediye Meclisi’nde kabul edildi. Bunun üzerine görevini yapan Yavaş ve yeni değişikliye onay veren meclis üyeleri hakkında soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı 21 Ekim 2025 tarihli ve 2025/385 sayılı kararıyla soruşturma izni verdi.

İMAR KANUNUNA AYKIRI

Belediye kaynakları ısrarla diyor ki: “ABB Meclisi kanuni ve adil gerekçelerle değişiklik yoluna gitti ama mahkeme tarafından bu gerekçeler yeterli görülmedi. Ancak mahkeme kararlarında yapılaşma koşulu değişikliklerinin ‘etraftaki yoğunluk kararlarıyla aykırılık oluşturmayacak şekilde, eşitlik ilkesi gözetilerek’ yapılması gerektiği de ifade edilmekte. Yavaş tarafından veto edilen ve mahkeme kararına uygun olduğu iddia edilen değişiklik, İmar Kanunu’na aykırı. Kaldı ki Yavaş’ın, kararları tekrar görüşülmek üzere Meclise iade etme yetkisi var. Başkan, hukuka aykırı olduğunu gördüğü kararları iade etmekle yetkili ve görevlidir. Karar mercii, yine karar organı olan Belediye Meclisidir.”

Cumhurbaşkanı da yatay mimariyi teşvik ediyor

Konuyu yakından takip eden bir isim de şu bilgileri paylaştı: “Eski yönetim döneminde verilmiş olan ve eşine rastlanmayan bu fahiş kat yükseklikleri, Mustafa Tuna ve AKP’li üyeler tarafından meclis gündemine getirilerek ortadan kaldırılmıştır. Çünkü bu uygulama, yaklaşık 500 bin nüfusun Eskişehir Yolunu kullanmasına, mevcut yoğunluğun daha da içinden çıkılmaz hale gelmesine sebebiyet verecektir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dahi her fırsatta yatay mimariyi teşvik etmesi karşısında bahsedilen yapılaşma koşulları ve kat yükseklikleri, Ankara’yı felç etmekten başka hiçbir amaca hizmet etmeyecektir. Bu nedenle CHP grubu, Gökçek döneminde de Tuna döneminde de mevcut yönetim döneminde de bahsedilen bu rant projesine karşı hep muhalif olmuştur. Nitekim veto akabinde, mahkeme kararlarındaki hususlar göz önünde bulundurularak, etraftaki yoğunluk kararlarıyla çelişmeyecek şekilde ve eşitlik ilkesi gözetilerek yapılan değişiklik Meclis tarafından kabul edilmiş ve haksız imar rantı engellenmiştir.”

MÜCADELENİN MÜKAFATI

Yavaş’a yakın isimler de soruşturma izni verilmesini şöyle değerlendirdi:

“Bu mücadelenin mükafatı olarak ise ne yazık ki Belediye Başkanı ve bazı meclis üyeleri hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçlamasıyla soruşturma izni verildi. Söz konusu karar, Ankara Büyükşehir Belediyesinin, ‘geçmişten gelen imar rantı alışkanlığına’ karşı mücadele azmini bir nebze dahi zayıflatmamaktadır. Bu hatalı karardan dönülmesi için gerekli yasal yollara müracaat edilecek. Kaldı ki CHP grubu, Gökçek döneminde de Mustafa Tuna döneminde de bizim dönemimizde de rant projesine karşı oy kullanmış durumdadır. “Rant veren değil ranta engel olana soru soruluyor işin özeti bu Aytunç Bey.”