MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1999 yılından bu yana İmralı’da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan için yaptığı “Meclis kürsüsünde terör örgütünün lağvedildiğini açıklasın, umut hakkından yararlansın” teklifiyle başlayan ‘süreç’ devam ediyor.
Bu kapsamda 28 Aralık’ta Öcalan’la bir araya gelen DEM Parti milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, peşinden yanlarına Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Ahmet Türk’ü de alarak Meclis’teki partileri bilgilendirmişti.
Geçen hafta TBMM turunu sonlandıran heyet, dün Kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’la bir araya gelmişti.
Bugünkü duraklarıysa Kocaeli oldu.
Heyet, saat 12.20 sıralarında eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ı ziyaret etmek için Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gitti.
Görüşmenin ardından açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder şöyle konuştu:
'HAZIR ŞEKİLDE BEKLİYORUZ' DEDİ
- "Figen Yüksekdağ sürece dair yarın kendi hesabından bir açıklama yapacak. Ama size iletmemizi istedi ki, 'sürecin tam olarak yanıbaşında, onlara ne düşerse seve seve yerine getirmeye hazır şekilde bekliyoruz' dedi.
- 5 sene önce bu cezaevinden tahliye olmuştum. Yine burada konuşmuştuk. Bunu şunun için söylüyorum. 10 yıl bu ülke ağır bir zaman kaybetti. Yerine konulması imkansız olan 2 şey yitip giden canlar ve zamandır.
- Bu çatışmalı süreçte hayatını kaybeden sağlığını kaybeden bütün şehitler ve gaziler bütün ülkemizin onurudur. Hepimizin onlara ağır bir sorumluluğu ve borcu vardır.
'HEPSİNİN ACISINI YÜREĞİMİZDE HİSSEDİYORUZ'
- Onlara vereceğimiz en büyük armağan bu çatışmalı süreci sonlandırmak ve barışla taçlandırmak olacaktır. Hayatta olan herkese destek hayatını kaybedenin geride bıraktığı yakınlarına bir yoldaş olmak hepimizin, toplum olarak boynumuzun borcudur.
- Biz bu ciddiyette ve samimiyetteyiz. En çok da biziz. Çünkü bu konuda yüreği yanan, birinci dereceden sıkıntı çeken bedel ödeyenler de bizleriz. Hepsinin acısını yüreğimizde hissediyoruz ve rahmetle anıyoruz.
- Barışa gelince şehitlerimize ve gazilerimize borcumuzun altını böylece çizdikten sonra barış çocuklarımızın gözüne bakarak kurmak zorunda olduğumuz bir şeydir.
- Çünkü çocuklar hiçbir dahillerinin olmadığı çatışmalı bir mirası bu ülkenin çocukları haketmiyorlar. Onlara barış içinde bir ülkeyi hazırlamak ve bırakmak zorundayız. Çok spekülatif tartışmalar oluyor. İnanın silah kadar zarar veren bir dil bu.
'TEK RİCAMIZ BU TOKSİK DİLİN BİR KENARA BIRAKILMASI'
- Ülke bölünecek, çift bayrak, çift dil falan... Gündemimizde ne böyle bir şey var ne de bunu tartıştık. Böyle bir şey yok. Kurmaya çalıştığımız barıştır.
- Bu konuda fikrini değiştiren herkesle görüşmeye, süreci anlatmaya, önerlerini, eleştirilerini dinlemeye de hazırız. Hem parti olarak hem de biz heyet olarak. Tek ricamız bu toksik dilin bir kenara bırakılması."
Yüksekdağ, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda ‘Kobani davası’ olarak bilinen, 16 Mayıs 2024’te karar çıkan davada ‘devletin birliğini ve ülkü bütünlüğü bozmak’, ‘suç işlemeye tahrik’, ‘terör örgütü propagandası’ ve 'seçim yasaklarına aykırı hareket etmek’ suçlarından 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
DEM heyeti, Demirtaş ile görüştüGündem