İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, geçen yıl Aralık ayında Anadolu Yayıncılar Federasyonu'nda medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelmişti.

Yerlikaya, burada yaptığı açıklamada Türkiye'de 30 Kasım 2024 itibarıyla 4 milyon 171 bin kayıtlı düzenli yabancı bulunduğunu, bunlardan 2 milyon 938 binin Suriyeli olduğunu, 1 milyon 31 binin ikamet izinli, 201 binin uluslararası koruma altında olan göçmen olduğunu söylemişti.

YERLİKAYA'NIN KANAATİ: AVRUPA'YA GEÇTİLER

Yerlikaya, bunlarla ilgili adres güncellemesi yaptıklarını belirterek, "Tüm Suriyeliler ve yabancılarla ilgili adres tahkikatı yaptık. Tek tek adreslerini kontrol ettik. 731 bini adresinde bulunmadı. Bunlara süre verildi. 580 bini adresini güncelledi. 150 bin 327’sini bulamadık. Bunları Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı'na sorduk; 'bu ailelere en son ne zaman hizmet verdiniz?' diye. Bu ailelerin hiçbiri bir yardım almamış, çocukları okuldaymış almış, sağlık hizmeti almamış, bu aileler yok. Bu ailelerin nerede olduğuyla ilgili kanaatimiz Avrupa’ya geçtikleri yönünde" demişti.

CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen ise İran'da İsrail'in saldırılarının organize edilmesinde MOSSAD'ın İranlılar kadar göçmenleri de kullandığı iddialarına dikkati çekti.

Öztürkmen, dünyanın, İsrail'in İran içinde MOSSAD üzerinden yürüttüğü gizli operasyonları konuştuğunu ifade etti. İsrail'in İran'a saldırmadan önce yerel ajanları üzerinden çok sayıda suikast ve sabotaja imza attığını belirten Öztürkmen, Genelkurmay Başkanı dahil üst düzey komutanlar ile nükleer enerji alanında çalışan 20'ye yakın bilim insanının katledildiğini anımsattı.

'AFGAN GÖÇMENLER ROL ALDI' İDDİASI

Öztürkmen, şunları kaydetti:

"Yaşananlar İsrail'in MOSSAD üzerinden hedef ülkelerde nasıl çalıştığını gözler önüne serdi. Daha önemlisi ise MOSSAD'ın İran içinde kullandığı yerel unsurların büyük kısmının Afganistan kökenli göçmenler olduğu öne sürüldü. Yani MOSSAD, İran'da çok sayıda Afgan göçmeni devşirmiş, eğitmiş ve kullanmış.

- İran'da yaşanan bu manzara ülkemiz için alarm verici olmalıdır. Çünkü son 15 yıldır milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Suriye, Afganistan ve Pakistan'dan gelen ve bitmeyen bir sığınmacı sirkülasyonu içindeyiz. Kontrol edilemeyen milyonlarca insanla iç içe yaşıyoruz.

"KAYITSIZ VE KONTROLSÜZLER"

- İsrail'in İran saldırısından aylar önce, milli güvenliğimizi çok yakından ilgilendiren bu durumu TBMM gündemine taşımış, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya sorular sormuş ve Meclis Araştırma Önergesi vermiştim. Çünkü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 10 Aralık 2024 tarihinde yaptığı açıklamada Türkiye'deki 150 bin 327 Suriyeliye ulaşamadıklarını duyurmuştu. Bakan Yerlikaya’nın bu sözleri milli güvenliğimiz için çok ciddi bir sorunun itirafı niteliğindeydi.

- O gün Bakan Yerlikaya'ya; 'Bu kayıp Suriyeliler kimlerdir? Nereye gittiler ya da gittiler mi? İzini kaybettiren bu kişilerin hala Türkiye'de olmadıklarını nasıl garanti edebilirsiniz' diye sormuş ve şöyle seslenmiştim; 'Kayıtları sistemden düşürülen 150 bin 327 Suriyelinin arasında kimler var? Bunlar izlerini kaybettirdikleri için adeta dokunulmaz durumdalar. Daha kötüsü, yabancı istihbarat örgütleri tarafından kullanılmaya müsait durumdalar. Kayıtsız, adressiz ve kontrolsüzler'.

"UMARIM İRAN'DAN DERS ALIRLAR"

- İktidar yetkilileri o gün yaptığım bu uyarılara gözlerini kapattılar. Sorularımıza yanıt vermedikleri gibi araştırma önergemizi de AKP ve MHP oylarıyla reddettiler. Şimdi İsrail-İran savaşıyla birlikte bu tehlikenin ne kadar vahim bir düzeyde olduğu bir kez daha ispatlandı.

- Türkiye’de adreslerinde tespit edilemeyen ve nerede oldukları bilinmeyen 150 bin 327 kayıp Suriyelinin, olası yabancı istihbarat birimleri ve terör örgütleri tarafından kullanılma ihtimalleri göz önünde tutularak, yerlerinin ve yurt içindeki hareket adreslerinin tespiti milli güvenliğimiz için aciliyet arz etmektedir. Umarım yetkililer İran'da yaşananlardan ders çıkarıp hızlıca önlem alırlar.