Türkiye İstatistik Kurumu (TÜKİ) ekim ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Enflasyonun aylık yüzde 2.55 olduğu olduğu bildirildi.

Gelişmeyi yorumlayan vatandaşlar, bunun gerçek hayatla bağdaşmadığını söylediler. Diyarbakır'da emekli Mustafa Mermutluoğlu şunları kayda geçirdi:

"Farkı pazarda ve çarşıda görüyoruz. Bugün 10 liraya aldığım ürünü yarın 10 liraya alamıyorum. Bu kadar basit. Buna rağmen kalkıp enflasyon yüzde 35’tir, yüzde 25’te tutacağız demeleri bana inandırıcı gelmiyor.

Yaşamaya zorluklarla adapte olmaya çalışıyoruz. Yapabilecek bir şey yok. Maaşımız belli. Allah yardımcımız olsun. Devletten bir beklentimiz yok. Bana gerçekçi yaklaşsalar ben de bir vatandaş olarak ben de gerçekçi yaklaşacağım. Ama bana gerçekli gelmiyorlar.

Cebimden çıkan para belli, aldığım maaş belli, geçim derdim belli. Bunu kendilerinin görmemesi mümkün değil. Onlar için hayat hoş."

"Bize kirayı yüzde 35 artırın diyorlar. Peki enflasyon yüzde 35 mi? Kiradan başka geliri olmayan vatandaş ne ile geçinecek?" diye soran Mermutluoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Kiracı ile ev sahibini karşı karşıya getiriyorlar. İşin yoksa git dava aç. Bugün sulh hukuk mahkemelerinde kira davaları almış başını gidiyor. Bu gidişle pek düzeleceği görünmüyor.

Şu an sebze ve meyvenin yaz sezonunu bitirdik. Daha yoğun fiyat artışlarının olacağı döneme geldik. Bolluğun bittiği döneme geldik. Olaya pek iyimser bakamıyorum."

'VERGİLER ALIP BAŞINI GÖTÜRDÜ'

Pazar esnafından Hasan Baskın ise yüksek enflasyon nedeniyle insanların alım gücünün düştüğünü belirterek, yüksek vergi oranlarına tepkilerini şu sözlerle dile getirdi:

“Vatandaşın alım gücü olmayınca esnaf da kazanamıyor. Sonuç çok kötü. Ürün pahalılığı nedeniyle satışlarımızda düşüş yaşandı. Kazanamıyoruz. Vergiler de alıp başını götürdü. Bir araba almak istediğinde devlete de bir tane almak durumundasın. Bunu herkes biliyor. Başka bir şey demek istemiyorum."

'ADIM ATACAK HALİMİZ KALMADI'

Pazar esnafı Sedat Biçer ise enflasyon artışı nedeniyle son bir yılda tüm ürünlerin fiyatının yüzde 100 arttığına dikkati çekerek şunları söyledi:

"Vergilerden dolayı artık adım atacak halimiz kalmadı. Enflasyon artışı nedeniyle ürünlerde yüzde 100 artış yaşandı. Gelirimiz de ise geçen yıla oranla yüzde 60 oranında düşüş yaşandı. Tezgahımı 30 bin liraya dolduruyorum ama akşama kadar ancak 8 bin liralık satış yapabiliyorum. Yani getirdiğimiz ürünün ancak üçte birini satabiliyoruz. Eskiden her gün mal alıyorduk şu an ise hafta en fazla iki kez alabiliyoruz. Bundan da belli oluyor ki vatandaşın alım gücü kalmadı."

'BİZİ KUZU GÖRMESİNLER'

Pazar esnafı Veysi Danış ise şöyle konuştu:

“Enflasyon rakamlarını nasıl değerlendirmemi bekliyorsunuz? Bir emeklinin 16 bin lira, bir asgari ücretlinin 22 bin lira maaş aldığı yerde vergilerin yüzde 25 artacağına ne demek lazım? Bu soruların yanıtının takdirini halka bırakalım. En büyük cevabı halk verecek.

Ama ben bunlara inanmıyorum, böyle bir şey yapmazlar herhalde. Yüzde 25 vergi artışıyla ülkeyi batırmazlar herhalde. Halkı batırmazlar, sizce öyle yapmazlar değil mi? Bu belki bir şakadır. Biz Türkiye’de çok şeyler yaşadık. Varlığı da yokluğu da gördük.

Bu varlık ve yokluk arasında tercihlerimizi dün varlıkta yaptığımız gibi bugün yoklukta tercihlerimizi yapacağız. Bizi yöneten insanlar, bu halkı kuzu görmesinler. Halk kuzu değildir. Halk belirli bir yere kadar referans tanır. Ama artık yeter. Elimdeki şire üzümünün fiyatı 150 lira. Elmanın 80 ila 120 lira arasında fiyatı değişiyor.

Bir emekli bunları alabilir mi? Torununa bir şey alabilir mi, onu sevindirebilir mi? Veya bir fakir ve fukaranın çocuğunu sevindirebilecek mi? Bir toplumun içinde yaşıyorsak, o toplum bazı gelenek ve görenekleri vardır. Misafirliğe gittiğinde eli boş gidemezsin. Bu paralarla bunları yapmak çok zor artık. Yetkililere sesleniyoruz yeter. Halkı düşünerek adımınızı atın.”