Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe ve kesin hesap görüşmeleri devam ediyor.
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, üniversitelerin niteliğinin azaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
- "Bugün artık birçok rektörün profesör olması bile tartışılıyor. Çok sayıda örnek var. Biri de sizsiniz Sayın Bakan. Şimdi siz konuşmanızda akademik kadro sayısının hızla arttığından söz ettiniz. Ama nitelik konusuna hiç değinmediniz. Birkaç şeyi söyleyeyim. AKP iktidarı döneminde akademik kadrolar için dil barajı aşağı çekildi.
- Doktora sonrası doçentliğe başvuru süresi kaldırıldı ve doçentlik sınavlarında kolokyum kaldırıldı. Bunların sonuçları gerçekten uzun yıllar boyunca çok olumsuz bir şekilde yüksek öğretime yansıyacak. Dosya üzerinden yapılan birçok atamanın sorumlu olduğu her geçen gün görünüyor. Çok sayıda doçent oldu ama maalesef çok sayıda bilim insanının varlığından söz etmemiz mümkün değil.”
Pala, Türkiye’deki üniversitelerin, dünya sıralamasında gerilemesinin araştırılması gerektiğini söyleyerek, “Çağdaş ülkelerde bir üniversite dünya sıralamasında bırakın böyle yüzlerce sıralamada geriye düşmesini bir iki sıra geriye düşse büyük bir tartışma çıkar. Oysa ne YÖK, ne siz Sayın Bakan bu konuyu ciddi bir şekilde gündeme getirip bunun kök nedenlerini ortaya koyup çözmek için bir çaba içerisinde maalesef değilsiniz” dedi.
"O TALİMATI KİM VERDİYSE ONU BURADAN KINIYORUM"
CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Eğitim-İş Sendikası’nın, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine tepki için bugün bakanlık önünden TBMM’ye yapmak istediği yürüyüşün güvenlik güçleri tarafından önlenmesine tepki gösterdi.
Konuyu komisyona taşıyan Tahtasız, "Az önce Milli Eğitim Bakanlığı’nın önündeydik. Eğitim-İş Genel Başkanı ve 50 civarında öğretmenimiz vardı. Ve o öğretmenlerimiz ne istiyordu? Çocuklarımızın iyi eğitim almasını, okula aç gitmemesini ve MESEM uygulamasının kapatılmasını, ücretli öğretmenliğin son bulmasını... Siz, kendi öğretmenlerinize yürüme hakkı ve kendi Milli Eğitim Bakanlığınıza girmesini engellediniz Sayın Bakan. Apar topar Güven Park'a kadar polis seçtiğinde öğretmenlerimizi maalesef derdest ettirdiniz Sayın Bakan. O talimatı kim verdiyse onu buradan kınıyorum" dedi.
"MÜLAKAT MAĞDURLARINA 'MEGALOMAN, TERBİYESİZ, AHLAKSIZ’ DEDİNİZ"
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu ise mülakat mağduru öğretmenlere ilişkin konuştu. Türkoğlu, şunları kaydetti:
- "Bakın, mülakat mağdurları meselesinde ne dediniz biliyor musunuz? Sizi millet şöyle hatırlıyor Sayın Bakan: ‘Megaloman, terbiyesiz, ahlaksız’ dediniz. Bir yıl boyunca her gün ağlayarak hak arayan mülakat mağdurlarına. Ondan sonra bununla ilgili dile getirenlere, milletvekilleri için de ‘geri zekâlıya anlatır gibi anlatıyorum’ dediniz. Halen bu sözlerinizin arkasında mısınız? Ben şimdi hepsi bir tarafa, Allah için şunu bir daha sorayım ya. Yani hangi değer yargısı sizin için kıymetliyse Sayın Bakan, Sayın YÖK Başkanı, kıymetli bürokratlar; Allah için şuna bakar mısınız ya?
"BUZ GİBİ BİR KUL HAKKI VAR YA"
- 2023 KPSS puanlarıyla 2024 yılında mülakata aldığınız ve elediğiniz öğretmenleri... Örneğini vereyim: Din kültürü ve ahlak bilgisi için 1594 öğretmen alımı gerçekleşecek. Bu sayının üç katı çağırılıyor. Erzurum ilinde 75 öğretmen bu kontenjan içerisinde olup mülakata giriyor, 74’ü atanıyor. Ama ne yazık ki Bursa’da girenlerden, aynı kontenjanda olup orada 23 kişi atanabiliyor. Niye biliyor musunuz? Herkese aynı puanları verdiler. Mahkeme belgeleri ortaya çıktı. Burada buz gibi bir kul hakkı var ya.
- Siz kul hakkından korkmuyor musunuz ya? Bin 600 tane hak kazanmış, mağdur öğretmeni bu devlet bu hakkını vermekten aciz mi ya? Tavassut istemiyor, torpil istemiyor, ayrıcalık istemiyor. Bir ton hayal kurdular. Çoluk çocuk, anne baba, kış boyunca burada, bir yıl boyunca Milli Eğitim Bakanlığının önünde ağladılar. Bu memleketin evlatlarına bunları niye çok görüyorsunuz? Bunu düzeltmeyi düşünüyor musunuz ya? Buradan bir şey kaybetmezsiniz. Buradan ancak size büyüklük çıkar; hatadan geriye dönmek çıkar."
CHP'Lİ YAMAN: ÖZEL YURT VE KİRALARDAKİ YÜKSEK TUTARLAR ÖĞRENCİLERİ CİDDİ BİR BARINMA KRİZİ İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKMIŞTIR
CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman ise üniversite öğrencilerinin ekonomik ve sosyal sorunlarına dikkat çekti. Yaman konuşmasında "Artan yaşam maliyetleri, gelirlerdeki düşüş ve barınma sorunları nedeniyle birçok genç üniversite eğitimine devam edemez hale gelmiştir. Bunun yanı sıra kamu yurtlarındaki kapasite yetersizliği, özel yurt ve kiralardaki yüksek tutarlar öğrencileri ciddi bir barınma krizi ile karşı karşıya bırakmıştır" dedi.
"BUGÜN ARTIK GELECEK KAYGISI VE EKONOMİK SIKINTILARLA BİRLİKTE ÜLKEMİZDE ÖĞRENCİLER DERİN SORUNLAR YAŞAMAKTADIR"
Öğrencilerin temel harcama kalemleri karşısında zorlandığını vurgulayan Yaman, "Yükseköğrenim gören gençlerin pek çok ihtiyacı artan enflasyon oranlarıyla birlikte çok daha maliyetli hale gelmiş; barınma, market ve dışarıdan yemek gideri, fatura ödemeleri, kırtasiye, kişisel bakım, ulaşım gibi temel harcama kalemleri karşılanamaz noktaya ulaşmıştır. Bugün artık gelecek kaygısı ve ekonomik sıkıntılarla birlikte ülkemizde öğrenciler derin sorunlar yaşamaktadır" diye konuştu.
Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtlarında yaşanan kapasite sorununa değinen Yaman, öğrencilerin özel yurt ücretlerini karşılayamadığını söyledi. Yaman, "Birçok öğrenci kamuya ait Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı öğrenci yurtlarında yer bulamamaktadır. Özel öğrenci yurtlarında ise maddi olanaksızlıklar nedeniyle talep edilen yüksek ücretleri ödeyemedikleri ve artan kira ücretleri nedeniyle de evde kalmalarının mümkün olmadığı çoğu durumda görülmektedir" dedi.
"ÜLKEDE VE ÜNİVERSİTELERDE NEFRET DİLİNİN YAYGINLAŞTIĞINI GÖRÜYORUZ VE ASLA BU ORTAMI KABUL ETMİYORUZ"
Yaman, üniversite kampüslerinde yaşanan şiddet olaylarına da değinerek, "Öte yandan üniversite kampüslerinde son dönemde yaşanan palalı sopalı saldırılar özgür ve güvenli olması gerekli akademik ortamı ağır biçimde tehdit etmektedir. Hacettepe ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi ile Cebeci Kampüslerinde yaşanan organize şiddet olayları gerekli önlemlerin zamanında alınmaması nedeniyle sürekli tekrarlanmaktadır. Saldırılara uğrayanların değil, saldırganların korunduğu izlenimini yaratacak biçimde öğrenciler ve akademisyenler adeta hedef haline getirilmiştir. Ülkede ve üniversitelerde nefret dilinin yaygınlaştığını görüyoruz ve asla bu ortamı kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
"TERCİHLERİNİZ, BAKANLIĞINIZIN FIRSAT EŞİTLİĞİNDEN YANA OLMADIĞINIZI AÇIKÇA GÖSTERMEKTE"
"2026 yılında da bütçeden en büyük payı alan bakanlık olmaktan övünseniz de biz gerçeği biliyoruz" diyen CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ise şunları kaydetti:
- "Bütçenizin gayri safi yurt içi hasılaya oranı 2026 yılında yüzde 2,51'e gerilemişse, bütçenizin yüzde 83'ü personel gideri için ayrılmışsa, bütçenizde eğitim yatırımlarına ayrılan oran yüzde 8,25'e gerilemişse; eğitim hizmetlerinin kalitesinin artmayacağı, eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük haklarının verilmeyeceği ve çocukların temel haklarının çiğneneceği açıktır.
- Sayın Bakan, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamayan, toplumsal cinsiyet eşitliğini tanımayan, kamucu eğitim anlayışını benimsemeyen, bilimsel ve laik eğitim anlayışından uzaklaşan bir Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulanmasından çıkacak sonuç elbette ki suça sürüklenen çocuk sayısının, mağdur çocuk sayısının, uyuşturucu kullanan çocuk sayısının, MESEM’lerde ölen çocuk sayısının, dışı kalan çocuk sayısının, erken yaşta zorla evlendirilen çocuk sayısının, çocuk yaşta doğmaya zorlanan kız çocuğu sayısının, çocuk işçi sayısının artması olacaktır.
- Bunlardan en fazla sorumlu olan bakanlık da sizin bakanlığınızdır. Bu tablo karşısında Milli Eğitim Bakanı olarak çözüm için tercihleriniz önemlidir. Sizin tercihleriniz bakanlığınızın fırsat eşitliğinden, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, kamusal, bilimsel ve laik eğitimden yana olmadığınızı açıkça göstermektedir.
"SADECE AFFINIZI İSTEYİN YETER"
- Bakanlığınız MESEM’lerde meydana gelen kazalara ilişkin şeffaf veri paylaşmamakta, soru önergelerimize ise çelişkili cevaplar vermektedir. Açıklamalarınızda MESEM’lerde meydana gelen 'ölümlü iş kazası sayısı' ifadesini kullanmanız, 'iş kazasında ölen çocuk' dememeniz de ayrıca düşündürücüdür. 2016 yılından bu yana MESEM kapsamında 10'u ölümlü bin 273 iş kazasının meydana gelmiş olması durumun vahametini ortaya koymaktadır.
- Hal böyleyken bakanlık, 2024-2028 stratejik planında iş piyasasıyla uyumlu pansiyonlar kurulmasının hedeflenmesiyle eğitim çağındaki çocukları çalışma yaşamının vahşi pazarına daha da iteceğinizi göstermektedir. Eğitimde fırsat eşitliği anlayışı yok edilmişken 'eğitime erişimi artırdık' demeniz kabul edilemez.
- Sayın Bakan, eğitim emekçilerinin ücretlerini yoksulluk sınırının üzerine çıkartın. Ataması yapılmayan öğretmenleri kadroya atayın. Dini vakıf ve tarikatlar ile yapılan protokolleri iptal edin. Eğitim yatırımlarını iki katına çıkartın. Yükseköğrenim bütçesini en az iki kat artırın. Tüm öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlayın. Özel okullara teşvik ve kaynak aktarımını durdurun. Mülakatları kaldırın. Bakanlığınızın eğitim politikasını kamucu, laik ve bilimsel eğitim dayanaklı hale getirin. Diyeceğim de tam tersini yaptığınızdan sadece affınızı isteyin yeter."