İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, geçtiğimiz haftalarda Ödemiş’te çıkan orman yangınında en çok zarar gören Karadoğan Mahallesi’nde incelemelerde bulundu.

Başkan Tugay’a ziyaretinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zeki Yıldırım, Genel Sekreter Yardımcıları Çağatay Güç ve İsmail Mutaf ile ilgili daire başkanları da eşlik etti.

İzmir'de yanan köylerden su faturası alınmayacak - Resim : 1

Tugay, yangından etkilenen köylerin kış gelmeden afetlere dirençli şekilde yeniden inşa edilmesi için tüm birimlerin sahada olduğunu belirtti.

Mahallede köylülerle sohbet eden Başkan, “Kimsenin mağdur olmasına, sahipsiz kalmasına izin vermeyeceğiz. Biz buradayız” diyerek dayanışma mesajı verdi.

İzmir'de yanan köylerden su faturası alınmayacak - Resim : 2

Karadoğan’ın merkezinde vatandaşların taleplerini dinleyen Başkan Tugay, daha önceki ziyaretinde yanan evleri için gözyaşı döken küçük Aysima ile yeniden karşılaştı.

Bu kez gülümseyerek karşılanan Tugay, küçük kıza ev sözünü bir kez daha yineledi. Başkan, hasar gören evi yerinde inceledi.

İzmir'de yanan köylerden su faturası alınmayacak - Resim : 3

YIL SONUNA KADAR SU FATURASI KESİLMEYECEK

Köyde yaptığı açıklamada Tugay, yangından zarar gören mahallelerde yıl sonuna kadar su faturası alınmayacağını belirtti. Başkan, ahır, ev, dam ve tarım arazilerinde oluşan hasarların tek tek tespit edildiğini, hasarlı yapıların yerine yenilerinin yapılması için planlamaların başladığını söyledi.

İzmir'de yanan köylerden su faturası alınmayacak - Resim : 4

Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Başkan Tugay, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda bulunduğumuz köy, yangında en fazla hasar alan köylerden birisi. Hem insanlar şu an ne durumdalar, ivedi olarak nelere ihtiyaçları var, onları tekrar kontrol edelim diye geldik. Hem de bu köyde yanan evlerin, ahırların, yapıların, araç gereçlerin yerine konması lazım, onun için geldik.

Genel sekreterimiz, genel sekreter yardımcılarımız, daire başkanlarımız hepimiz buradayız. Kafamızda bir taslak plan var. Onu yeniden gözden geçirdik.

Bakanlıkla da, AFAD’la da konuşacağız. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ilgili birimleriyle tekrar bir konuşmamız gerekiyor. Ondan sonra bir görev paylaşımı yapalım diye konuşuyoruz. Niyetimiz ve amacımız kışa kalmadan bu yanmış olan evleri tamir etmek ve insanların tekrar normal yaşamlarına dönmelerini sağlamak."

“HEPSİNİ DAHA SAĞLAM YENİDEN YAPMAK İSTİYORUZ”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hasar gören tüm köylerde, tüm birimleriyle çalışma yürüteceğini söyleyen Tugay, “Köy yerinde planlama açısından dikkat edilmesi gereken yerler var. Bana kalsa eski evi, daha sağlam, daha iyi bir şekilde aynı yerde yapalım, teslim edelim diye düşünüyorum. İşin mevzuat ve hukuk tarafı var. O taraftaki konulara dikkat ederek çalışacağız. Bir taraftan Ödemiş Belediyesi’yle, diğer taraftan bakanlıkla çalışacağız. Her ne olursa olsun mümkün olan en hızlı şekilde insanlarımızın normal yaşamına dönmelerini sağlamak için evlerini, ahırlarını hepsini yeniden yapalım diyoruz” dedi.

"KARARLIYIZ"

Yanan yerlerin yanı sıra hasar görmeyen alanların da afetlere dirençli hale getirilmesi için çalışma yürüteceklerini ifade eden Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yanan zeytinleri yeniden dikmeyi konuştuk. Yanan kovanlar yerine yeni kovanlar vereceğiz. Bu kovanlardaki arılar için bal ormanları yapalım diye düşündük. İleride olabilecek yeni yangın tehlikelerine karşı yanmamış olsa da sağlam evlerin çatılarını değiştirelim, köyün çevresinde de olası yangınlara karşı bir emniyet kuşağı oluşturalım diye konuştuk.

Bunlar birçok kurumun koordinasyonuyla olacak. Açıkçası bizim ülkemizde bu tür işler yavaş işliyor ama benim bütün arkadaşlarımızı buraya getirerek yapmaya çalıştığım şey mümkün olan en hızlı şekilde bu çalışmaları yapmak üzere kendi kurumumuzun içerisindeki o motivasyonu sağlamak. Kararlılığımızı herkesin hissetmesini istiyoruz, onun için buradayız.

Bir taraftan yangının bıraktığı hasarı görmenin üzüntüsünü tekrar yaşıyoruz. Diğer taraftan vatandaşlarımızla konuştuğumuzda onlara yalnız olmadıklarını söyleyerek karşılıklı güven ilişkimizi geliştiriyoruz. Bizim bu konuda samimi olduğumuzu görüyorlar. Bundan sonrası, söylediklerimizi gecikmeden yapma zamanı. Çocuklara sözümüz, yaşlılara sözümüz, engelli insanlarımıza sözümüz. Kimsenin mağdur olmasına, sahipsiz olmasına izin vermeyeceğiz. Biz buradayız."