Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'nde bulunan Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetti, 133 kişi yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78'er kez 'Olası kastla öldürme' suçu ile 'Olası kastla kasten yaralama' suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası istendi.

BİLİNÇLİ TAKSİRLE YARGILANANLAR

İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

İLK GÜN 9 SANIK SAVUNMA YAPTI

Dava için Bolu Sosyal Bilimler Lisesi içerisinde yer alan spor salonu, 700 kişilik mahkeme salonuna dönüştürüldü. Mahkeme salonu, kamera sistemlerinden alt yapısına kadar son teknoloji ile donatıldı. Duruşma öncesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, Türkiye'nin merakla beklediği davanın ilk duruşması dün başladı. Duruşmanın ilk gününde; Gazelle Otel Resort Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir, uygunluk değerlendirme şirketi olan FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi'nin çalışanı tutuksuz sanık Aleyna B., aynı şirketin yetkilisi tutuksuz sanık Ali A., teknik personeller tutuksuz sanık Bayram Ü., tutuklu Tahsin Pekcan, tutuklu Hüseyin Özer ile Bolu İl Özer İdaresi Genel Sekreteri tutuklu Sırrı Köstereli, Genel Sekreter Yardımcısı tutuklu Bünyamin Bal ve İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü tutuklu Yeliz Erdoğan, savunma yaptı.

İKİNCİ GÜNDE DE YOĞUN İLGİ

İlk günü saat 00.08'de sona eren duruşmanın görülmesine bu sabah 09.15'te yeniden başladı. Hayatını kaybeden 78 kişinin aileleri ve oteldeki yangından sağ kurtulanlar ile çok sayıda vatandaş, duruşmanın görüldüğü salona ikinci günde de akın etti. Davaya katılacak olanlar, polis kontrol noktasından geçirildikten sonra alana alındı.

YANGIN YERİNE BİR DAHA GİRMİŞLERDİ

Yangında hayatını kaybeden Alp Mercan'ın ablası Avukat Nihan Ece Mercan Hasarpa "Kardeşim ve arkadaşı Yiğit, insanları kurtarmak için çıktıkları yangın yerine bir daha girmişti. Dün bizim için zor bir gündü, aileler için. Ben avukat olarak katılabildim, kardeşleri kabul etmedikleri için.

Duruşmanın ilk günü bence gergin başlamıştı. Ama inanıyorum ki adalet yerini bulacak. Bizden hukuken korkmaları gereken onlar. Tırnak kadar sorumluluğu olan bütün bakanlıkların da yargılama sürecinin devam edileceğini inanıyoruz" dedi.

EMİR ARAS SÜREKLİ UYUKLUYOR

Nihan Ece Mercan Hasarpa "Bugün beklentimiz, otel sahibinin kendisinin ve yönetim kurulunun dinlenmesi. Zor bir gün olacak. Sanıklar içeri girdiğinde benim vekil tarafında oturuyorum ama hepsinin gözlerinin içine bakarak içimden 'Başka canım yok, başka Alp yok' diyorum. Gözlerini kaldırıp bakmalarını bekliyorum ama yüzlerini bile kaldıramıyorlar. Hatta Emir Aras kendisi sürekli uyukluyor. Emir Aras duruşma sürecinde uyukluyor" dedi.

'YÖNETİCİ OLDUĞUMU KABUL ETMİYORUM'

Sanık Gazelle Otel Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir’in savunması alındı. Özdemir, savunmasında yaşananlardan dolayı çok üzgün olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“Yönetici değilim, bana yöneticiler tarafından dar kapsamlı vekaletname verildi. Borçlanma yapamam, bankadan para çekemem, araç alıp satamam. Bu nedenle otel yöneticisi değilim. Otel yönetiminden habersiz işlem yapamam. O nedenle yönetici olduğumu kabul etmiyorum. Grand Kartal Otel’e yılda birkaç kez giderim. Otele kafe açılacağı söylendi ve yangın ruhsatı alınması gerektiği söylendi. Ben de Emir Bey’e söyledim ve Bolu Belediyesi’ne müracaat ettim. Kafenin ismi yerine otelin ismini yazdım.

'BİZ BU EKSİKLİKLERİ YAPAMAYIZ' DEDİ

Kafenin yabancı dilde bir adı vardı. Emir Aras, ‘Bizim 2007 yılından bu yana ruhsatımız var bizi niye denetliyorlar, bunu iptal edin’ dedi. Ahmet Demir'e ilettim o da ‘yeniden müracaat edilecek’ dedi. Emir Aras ‘bizim 2007 yılından bu yana iş yeri açma ruhsatımız var. Biz bu eksiklikleri yapamayız’ dedi. Ahmet Demir'e de bu konuyu söyledim bana ‘iptal edin’ dedi.

'BEN İŞÇİYİM'

Bolu Belediyesi’ne tekrar kafe için denetim müracaatı yaptık. Bunu da Emir Aras'ın bilgisi ile yaptım. Benim denetlemeye katılma yetkim yoktu. Ben kendime ait muhasebe işlerini yaparım. 2 otelin maaşları bordrolarını düzenlerim. Çok yoğunum. Halit Ergül, kontrolün Emir Aras'ta olduğunu ve altında da Zeki Yılmaz olduğunu söylemiştir. Benim işim personel ve vergilerdir. Benim idari işim yoktur. Ben işçiyim, yönetim kurulu başkanı Halit Ergül'dür. Benim karar alma, imza atma yetkim yoktur ve imza atma yetkim yoktur. Ben tahliyemi talep ediyorum.”

'YANGIN EĞİTİMİ VERİLMEDİ'

Mahkeme başkanının sorusu üzerine Özdemir “Otel çalışanlarına yangın eğitimi verilmedi. Tatbikat yapılmadı. İş güvenliği uzmanı yoktu. Ece Kayacan iş güvenliği uzmanı olarak Gazelle Otel'de çalıştı. Kübra Demir, iş güvenliği uzmanlığı olarak var mı bilmiyorum. Springler var mı yangın söndürme sistemleri var mı bilmiyorum. Yangından sonra havale ve EFT yapılıp hesapların boşaltılmasına ilişkin bilgim yok” diye konuştu.

"STANDART DIŞI BİR UYGULAMA GÖRMEDİM"

Davada, tutuklu sanık gaz tesisatı teknik servisi sorumlusu Muharrem Şen’in savunması alındı. Şen savunmasında, şunları söyledi:

- "Proje sorgulama yetkim yoktur. Proje sorgulasam da ben mühendis değilim, anlayamam. Projedeki kusurlar benim alanım değil. Ben bana verilen talimatla bakım yapan teknik servisim. LGP’nin flexinin dış izolasyonun yanması gaz kaçıracağı ve yanacağı anlamına gelmez. Gazı tutan borunun içindeki hasır teldir. Erime derecesi 1400 derecelerdedir. Çöp kutusunun yanmasıyla eriyecek bir şey değil. Ayrıca alarmın devreye girmemesi, gaz kaçağı olmadığı anlamına gelir.

- Yaptığım son kontrolde alarm cihazları sorun anında gazı otomatik kesmekteydi. Diğer tesisatta ve flexi borularda sorun görmedim. Proje çizme, onaylama imal etme yetkim yoktur. Ben otele 2022'de bir kez gittim. LPG tankının kapağını değişseniz de olur, değişmeseniz de 2 ay sonra tekrar gidip onu değiştirdim. Başka bir eksik olsa onu da yapardım.

- 2024'te de tekrar gittim ama kimseyi göremediğim, yetkiliye ulaşamadığım için otele giremedim, kapalıydı. Boruları herkes değiştirebilir, gittiğimde standart dışı bir uygulama görmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum."

İSG UZMANI: O OTELE HİÇ GİTMEDİM

Daha sonra savunması alınan tutuklu sanık İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Ece Kayacan, şunları belirtti:

- "Grand Kartal Otel’e yapılan atamam, Gazelle Otel’e yapılan atama ile 10 saniye farkla yapılmış. Sistemde Grand Kartal’a 10 dakikalık atamam yapılmış. Ben o otele hiç gitmedim. Böyle bir atamam olduğunu bile soruşturma aşamasında öğrendim.

- Sigortam Gazelle’den yapıldı. Yasa gereği önce sigorta, ardından İSG ataması yapılıyor. Eskiden sistemsel bir açık nedeniyle benim Grand Kartal’a atamam yapılmış ancak bu sistemdeki hata 2022'de düzeltildi. Bu atamanın nasıl yapıldığını da bilmiyorum.

- Yasa gereği benim oraya İSG hizmeti vermem sigortam yapılmadığı için mümkün değil. Grand Kartal Otel’de İSG uzmanı olarak çalışmadım. 2021'den beri Gazelle otelde İSG uzmanıyım. Gözaltına alındıktan sonra istifa ettim. 10 dakikalık atama süresince sigortam olmadığı için atamanın bir anlamı yok. Ancak olsa bile 1 kişilik süredir.

- Çünkü biz, iş yerinde 10 dakikayı 1 kişiye ayırırız. 10 dakikalık atamada kış döneminde 1 kişinin çalışıyor olması mantıklı değil. Hiç gitmediğim ve personeli görmediğim bir yerde böyle bir rapor hazırlayamam. Grand Kartal’a turistik amaçla bile gitmedim. Suçlamayı kabul etmiyorum, hayatımda gitmediğim bir otel."

İSG UZMANI: GAZELLE OTEL'DE İSG UZMANLIĞI YAPTIM

Tutuksuz sanık İSG uzmanı Kübra D., savunmasında, şunları belirtti:

- "2014-2020 yılları arasında Gazelle Otelde İSG uzmanlığı yaptım. Pandemi sürecinde oteller kapanınca sözleşmemi feshettim. Ben Grand Kartal'da 1 kez bulundum. Grand Kartal'da İSG uzmanı olarak görev yapmadım. Denetimde bulunmadım. Gazelle Otel personeline eğitim verdim. Ama hangi personel Grand Kartal'a çıktı, gitti bilmiyorum.

- Eski ifademde Grand Kartal Risk Değerlendirme Kurulu'nda görev yaptım dediğimde Gazelle'yi kastetmiştim. Ben Grand Kartal'da hiç görev yapmadım. Sigortam oradan hiç ödenmedi. Eğitimleri Gazelle Otel'de veriyordum. Kendi geçmiş çalışmalarımı da incelediğimde Grand Kartal hiçbir yerde yok."

"KİMSE SUÇU ÜSTÜNE ALMIYOR"

Yangın kızı Lalin ve eşi Ceren’i kaybeden Rıfat Doğan, duruşma salonu dışında yaptığı açıklamada, sanıkların, avukatlar tarafından hazırlanmış halde kendilerine verilen ifadeleri okuduğunu ifade ederek, "Sanıklar, avukatların hazırlamış olduğu A4'te, yazıcıdan çıkma ifadelerini okuyarak ifade veriyorlar. Ama tabii ki müşteki avukatların soruları karşısında afallıyorlar ve bilmiyorlar ki gerçeklerin gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Biz adalete güveniyoruz. Yargıya güveniyoruz. Herkesin hak ettiği cezayı alacağına inanıyoruz. Duruşmada kimse suçu kabullenmiyor. Burada tek suçlu zannediyorum ölen 78 tane can. Tek suçlu biziz. Orada olup öldüğümüz için. Kimse suçu üstüne almıyor zaten" dedi.

TUTUKLU GENEL MÜDÜR DAMAT SAVUNMA YAPTI

Duruşmada otel sahibi Halit Ergül'ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal A.Ş.’nin Genel Müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ın savunması alındı. Aras’ın savunması öncesi salonda güvenlik önlemleri artırıldı. Polisler katılımcılar ile sanıklar arasında etten duvar örerken, jandarma personelleri sanık kürsüsünün etrafını sardı. Müşteki ve mağdur yakınları ile sanıklar arasında gerginlik ve sataşmalar olduğu görüldü.

Sesi ağlamaklı şekilde söze başlayan Emir Aras, “Öncelikle bu facia dolayısıyla çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum” dedi. Bu cümle üzerine salonda uğultu oluşurken, sözlü atışmalar yaşandı.

"DAMAT OLMAMDAN DOLAYI HERKES BİR ŞEY DANIŞIR"

Daha sonra savunmasına devam eden Emir Aras, şunları söyledi:

- "Olanları düşünmediğim tek bir an bile yoktur. Olay gününe ilişkin hususları açıklamak için ilk önce şirketteki görevimi izah etmek istiyorum. Evlendikten sonra şirkette çalışmaya başladım. Otellerin bilgi işlemleri ve tanıtımlarını yapıp kurumsal satış için acenteleri geziyordum. Yarı zamanlı Bolu yarı zamanlı İstanbul’daydım. Resmiyetteki genel müdürlük vasfım 2015'te silah ruhsatı almak için verilmiş, verildikten 1 ay sonra silah ruhsatı başvurum olmuştur. Fiilen genel müdürlük yetkilerim yoktur.

- Benim görevim network, bilgisayar güvenliği, internet güvenlik duvarı, kamera sistemi, grup satış, grup fiyatları, menülerde ekleme-çıkarma, konaklama fiyatlarında aksiyon alma durumlarını yapıyordum. Genel zam yapacağımda da onay alırdım. Bunun dışında her şeyi kayınpederimin onayıyla yapardım. Onun dediği dışında bir şey yapmazdım. Otelde olduğum zamanda damat olmamdan dolayı bana herkes bir şey danışır. Bildiğim alanımda bir şeyse cevap verir, değilse kayınpederime sorardım. Ben otelde yarı zamanlı duruyordum. Tatil dönemlerinde uzun durduğum oluyordu."

"SÖYLEDİKLERİ EKSİKLİKLERİ KAYINPEDERİME WHATSAPP’TAN YAZDIM"

Emir Aras, denetim yapıldıktan sonra kendilerine bildirilen eksiklikleri kayınpederi Halit Ergül’e bildirdiğini ifade ederek, şunları söyledi:

- "16 Aralık 2024 günü kayınpederim bana Turizm Bakanlığı’ndan denetime geleceklerini, hazır bulunmamın iyi olacağını söyledi. Ben de Zeki beye ‘bana da haber verin’ dedim. Daha önce de kayınpederimin isteğiyle eşlik ettiğim olmuştu. Mehmet Salun ve Zeki bey ile birlikte denetçilerle oturduk. İstenen evrakı getirdiler. Eksik olan bazı evraklar getirilmedi. Odaları dolaşmak istediler. Duman dedektörü yangın dedektörü gibi her şeye tek tek baktılar. Kapalı kapı bırakmadılar. 12’nci kattan aşağıya müşterinin olmadığı tüm odalara teker teker bakıldı. Personel odalarına da baktılar. Her odada duman dedektörü, yangın merdiveni yangın tüplerine baktılar.

- Ben 7’nci kattan sonra ayrıldım. Denetim bitince beraber otururuz deyip yanlarından ayrıldık. Saat 15.00’a kadar inceleme yaptılar. Söyledikleri eksiklikleri kayınpederime Whatsapp’tan yazdım. Çamaşırhanede halının değişmesi, engelli odasının 2’nci kattan 3’ü kata taşınması gibi şeyler söylediler. Bunların hepsini kayınpederime gönderdim. Denetçiler, ‘bunlar yapıldığında fotoğrafları gönderin’ dediler. Saat 16.00 gibi ofisime geçtim. Oraya Mehmet Salun ve İdris geldi. Bana itfaiyenin raporu olduğunu, eksiklikler olduğunu söyledi. Ben de ilk kez itfaiye raporuyla karşılaştım. Daha önce hiç katılmamıştım.

- Eksiklikleri arkadaşlar anlattı. Duman dedektörünü restorana da istediklerini söyledi. Ben de hızlıca olabilecek eksiklerin yanına yapalım yazdım. Uzun sürecekleri de Kadir beye Whatsapp’tan attım. Ben arkadaşların tuttuğu müsveddeyi gördüm. Herhangi bir raporu görmedim. Kadir Özdemir’e ‘biz bunları 15 gün içinde nasıl tamamlayacağız’ dedim. O da bana denetimin yanlış yapıldığını, başvurunun geri çekilebileceğini söyledi. Mudurnu A.Ş. üzerinden başvurabileceğimizi söyledi. Geri çekelim mi dedi. Ben de sana döneceğim dedim. Durumu kayınpederime anlattım. O da itfaiye raporumuzun olduğunu, açılışta alındığını söyledi. Olmasa işyeri açılmazdı dedi. Ben de Kadir beye bizim raporumuz varmış deyince, o da var dedi. Öyleyse geri çekelim dedim. Daha sonra kim ne işlem yaptı bilmiyorum."

OLAY GÜNÜNÜ ANLATTI

Olay gününü de anlatan Emir Aras şunları söyledi:

- "720 numaralı odada eşimle kalıyordum. Kızım yan odadaydı. Saat 03.32 civarında, saati sonradan öğrendim, o an bilmiyordum. Eşim sesler geliyor dedi. O sıra telefonum çaldı. Titredim. Eşim dışarı bak dedi. Telefona cevap vermedim. O sıra eşime kızı al yangın var herhalde dedim. Telefonda İdris Erol, yangın var 4’üncü katta dedi. Ben de tamam deyip kapadım. Eşimin gelmesini beklerken tekrar telefonum çaldı. Arayan Nedim Türkmen'di ne oldu diye sordu. Yangın var hemen çıkın dedim. 1 dakika içinde eşim geldi. Ağzımızı burnumuzu kapatarak yangın var diye bağırarak koşarak aşağı indik. 6’ncı kata indik. Daha sonra 5’nci kattan dışarı çıktık. Eşimi ve kızımı bırakınca tekrar içeri girmek istedim ama duman ve kokudan yürüyemedim. Zeki beyi gördüm ve bağırdım alarm niye çalışmıyor diye o da ağlamaklı şekilde bilmiyorum dedi. Teknik ekipte hiçbir arkadaş Tahsin hariç kamera kurmayı bile bilmez. Ona da ben gösterdim.

- Yardım etme çabam yaptıklarımız, her şey kamera kayıtlarında görünecektir. 03.37 civarı dışardaydım. 03.38'de jandarmayı aramışım. Zeki bey yanında Şenol, kayak odasındaki arkadaşları gördüm. Onları görünce merdivenden kurtarma yapıldığını görünce ortak şirket elemanlarına koşun uzun merdivenleri alın dedim. Ben de aradım. Çatıya çıkmıştım, kayınvalidemi gördüm. Montuyla odanın içindeydi, onu gördüm iyi durumdaydı. Durumu acil değil diye ona gitmedim. O da bana iyiyim dedi. Ben çatıda kurtarma çalışmalarına yardım ettim. Jandarmayı aradığımızda ihbar geldiğini itfaiyenin yolda olduğunu söyledi. Biz bağırmaya başladık aşağı atlamayın diye. Üzücü bir olay oldu, biri atladı. Ambulans geldi. Ben de bu esnada sinir krizi geçirdim. Aşağıya indim. Diğer çatıya çıktım. 6’ncı katta baldızım vardı. Odada kimse olmadığını söylemişlerdi. Amacım kontrol etmek değil, diğer odalara ulaşmaya çalışmaktı. Kapıda yoğun duman vardı.

- Kapıyı açamadım. Dışarı çıkarken elimde de cam kesikleri oldu. Ben çatıda yardıma devam ettim. Orada yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. Herkesle beraber aşağıya indik. Bu esnada bir kişi sinir krizi geçirdi. Yapacak hiçbir şeyin mi yoktu gibi şeyler söyledi. Bir başka kişi de 3 evladımı kaybettim diye bağırdı. Aşağıya indiğimde sinir krizleri geçirdim. Beni bir yere götürdüler. Sonra duramayıp dışarı çıktım. Yardım etmeye çalıştım. Ondan sonra itfaiyeler geldi. Ben bu sırada penceredeki herkese karşı odadan birini alabiliyor musunuz diye söyledim. İtfaiyeler geldi, orada vuku bulan durum çok fenaydı. Onlar da bir şey yapmaya çalışıyorlardı. Onlara bina yapısını anlatmaya çalıştım.

- Bu kattan geçerseniz odalara ulaşabilirsiniz dedim, otoparka ulaşırsınız dedim. O saatten sonra elimden gelen bir şey yoktu. Her gelen ekibe anlattım. Elimden bir şey gelir diye orada bekledim. Jandarma görevlisine kameraların nerede olduğunu biliyorum, erişebiliriz alalım dedim. Kamera kayıtlarını alalım derken onların alması için söyledim. Kamera kayıtları kolay bir yerdeydi ve onlar kurtarılabildi. Güvenlik diye tabir ettiğimiz arkadaşın odasında da eski kamera kayıtları durmaktaydı. Onlar eski analog sistemdi, her bir kameradan anten gibi kabloyla çekiliydi. Taşımak kolay olmadığından orada duruyorlardı. Jandarma kriminalden bir kişiyle içeri girip kamera kayıtlarının yerini gösterdim ama almadılar oradan çıktık. Üst kattaki kameraları kurtaramadık.”

"VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM"

Vicdan azabı çektiğini belirten Emir Aras, şunları söyledi:

- "Üzerime atfedilen, bilerek isteyerek olası kastla öldürme suçunu kabul etmiyorum. Aklımın ucundan geçse, ne çocuğumu orada kaldırırım ne kendim kalırım, ne de birinin kalmasını kabul ederim. Ben otelde sürekli durmuyorum. HTS kayıtlarına bakılırsa, ben sömestire kadar otelin yarı zamanında otelde değildim. Birini suçlamak için söylemiyorum. Herkesin üzüldüğüne, kimsenin bunun olmamasını istediğine inanıyorum. Herkes benim görevim değil ben sorumlu değilim diyor. Ben kendi yaptığım işi detaylıca anlatabilirim. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksiklikleri bana Cemal ve İdris bildirirdi. Ben size her şeyi anlatacağım, vicdan azabı çekiyorum.

- O an ifade verirken bazı şeyleri hatırlayamadım. Cemal’le İdris yanıma geldi. Arkadaşlar benden talimat aldıklarını söylüyorlar. Aşçıya bile sorsanız belki yemeği yaparken Emir beye soruyoruz diyecekler. Peki ben otelde yarı zamanlı bile durmazken kimden talimat alıp işlemleri yapıyorlardı? Beni Kadir bey tanıtırken, genel koordinatörümüz veya Halit beyin damadı olarak tanıştırırdı. Genel müdür kartvizitim bile olmadı. Yetkisiz bir yetkiliydim. Bildiğim konuların hepsinde bildiğimde cevap verip ilgileniyordum. Cemal’le İdris bana eksiği bildirdiklerinde kimseden talimat almalarına gerek yoktur. Bir tadilat yenisi ile aynı fiyata geliyorsa o zaman soruyorlardı. Ben arkadaşlara sizi arayacağım diyorsam hepsi bilir ki arayıp Halit beye soracağım ama vasfımdan dolayı arkadaşlara ben bir sorayım demedim. Ama hepsi sorduğumu bilirdi. Ben yapılabilecek şeyleri yapın dedim. Yapılamayacakları da sordum.

- Bana denetimin yanlışlıkla alındığı, bizim raporumuz olduğu söylendi. Bolu’da hiçbir kamu kuruluşunu bilmem, kimseyi tanımam. Raporda bu değişikliklerin hiçbirine Zeki bey, Kadir bey, Ahmet bey de kendi başına karar veremezdi kayınpederime sormadan. Çünkü yapısal değişiklik gerektiriyordu. Kendi başına yapamazdı. Otele bir sürü şey alınıyor. Bana sormazlardı bile. Bana sordukları, bu içkiyi almayın tüketince menüden çıkartacağız. Ya da yeni bir ürün için araştırma yapalım fiyat alalım derdim. Telefonda kayınpederimle konuşurken turizm denetiminden haberi vardı. Bana eksik bildirildi mi diye sordu. Ben de eksiklikleri attığımı söyledim. Ben burada yanılgıya düştüm.

- Tek başıma karar veremeyeceğim bir konu. Bu işlemleri de daha önce yapmadım daha önce hiç şahit olmadım. İrfan Acar'ın tespit ettiği eksikliklerin maliyetli yapmayalım demedim. Hızla yapılacakları yapalım dedim. Kağıda yazdım. Ben çekilip çekilmeyeceğini bilmiyordum bile. Kadir bey çekilebileceğini söyledi. Kayınpederime sordum. Önce White Fox Kafe ile ilgili İbrahim Akpolat ile konuştuk. O işi yapmak istediğini, bilmediğini söyledi. İbrahim Akpolat bana birkaç yıl para alma tutarsa yenileriz dedi. Ben istemiyordum ama kayınpederime söyledim. Kayınpederim de kiracı boşalttı, bize de faydası yok. Kullanabilir dedi. Kadir beye İbrahimler alacak ne yapılması gerekiyorsa yapın dedim."

"AHMET DEMİR’İN BİRİLERİNİ ARAYIP ARAMADIĞINI BİLMİYORUM"

Mahkeme başkanı, Aras’a itfaiye eri İrfan Acar’ın otel ile ilgili belirlediği eksiklikleri diğer otelin müdürü Ahmet Demir’in bilip bilmediğini sordu. Aras, “Ahmet Demir ile bu konuları konuşmadım. Birilerini aradığını bilmiyorum” diye cevap verdi.

"KIZLAR HİÇBİR ŞEKİLDE OTELDEKİ İŞLERE KARIŞMAZDI"

Kayınvalidesi, eşi ve baldızının yönetim kurulunda olmalarına rağmen şirketin işlerine karışmadığını söyleyen Emir Aras, şunları söyledi:

- "Kızlar hiçbir şekilde oteldeki işlere karışmazdı. Tatillerde bazen gelir giderlerdi. Şirket işlerine karışmazlardı. Kayınvalidem de şirket işlerine karışmazdı. Ben hayatım boyunca İSG’ci 1 kez falan gördüm. Bir kez de Kartalkaya'da gördüm. Genel olarak ne zaman yangın tatbikatı yapıldı, bilmiyorum. Yangın ekibi kuruldu mu bilmiyorum. Akşam 22.30’dan sonra mutfak kapalı olurdu.

- Aşçıbaşı Reşat orası ile ilgilenirdi. Şirkette İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanı vardı. Otelde olup olmadığını bilmiyorum. Grand Kartal’da yangın alarm sistemi, duman dedektörü vardı. Sprinkler yoktu. Yangın alarm sisteminin kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Otel resepsiyonuna yangın sistemi eğitimi verildi mi bilmiyorum. LPG borusunda bildiğim bir değişiklik yapılmamıştır. İSG uzmanlarını tanımıyorum."