Oyuncu ve sunucu Kenan İmirzalıoğlu'nun da öğretmeni olan Hanife Ünsal, yıllarını verdiği mesleğine duyduğu bağlılıkla dikkat çekiyor. 1963’te Ankara’da doğan Ünsal, edebiyata olan ilgisi sayesinde Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. Başkentte birçok lisede görev yaptıktan sonra 2007’de emekli olan Ünsal, eğitim hayatından kopmayarak bir süre özel kurumlarda ders vermeye devam etti.
Onlarca öğrencinin yetişmesinde rol alan Hanife Ünsal, oyuncu ve sunucu Kenan İmirzalıoğlu'nun öğrencilik yıllarını paylaştı.

ÖĞRETMENİNDEN ETKİLENİP EDEBİYAT SEÇTİ
İzmir'in Dikili ilçesine bağlı Çandarlı Mahallesi'ndeki evinde eşi Ali İrfan Ünsal ile yaşamını sürdüren Ünsal, mesleğe olan sevgisini ve İmirzalıoğlu'nun öğrencilik yıllarını anlattı.
Ünsal, edebiyat öğretmeni olma kararının lise yıllarında şekillendiğini belirterek, "Kurtuluş Lisesi'nde fen bölümünden mezunum. Edebiyat öğretmenim Ayşe Duvarcı'nın teşvikiyle branşımı değiştirdim. Okumayı çok seviyordum. 'Sen gel, fenden ayrıl, iyi bir edebiyatçı olursun.' diye beni yönlendirdi. Birlikte kitaplar okurduk." dedi.
Sabahattin Ali'nin kendisi için özel bir yere sahip olduğunu belirten Ünsal, Nazım Hikmet, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Yahya Kemal Beyatlı'nın eserlerini de severek okuduğunu söyledi.
Ünsal, mesleğini severek yaptığını vurgulayarak, "Okul önünden geçerken zil sesini duyunca içim ürperir, heyecanlanırım. Tatilden sonra okula döneceğim için öğrencilerden çok ben heyecanlanırdım, çok sevdim, severek yaptım. Bugün olsa yine severek giderim, derse girerim." diye konuştu.
"KENAN, DOĞAL BİR ÇOCUKTU"
Hanife Ünsal, 1990'lı yıllarda Kenan İmirzalıoğlu ile yollarının kesiştiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Genç bir öğretmendim. Ders zili çaldıktan sonra okul müdürümüz Fikret Yetişen, eli Kenan'ın omuzunda sınıfa girdi. Hepimiz kafamızı çevirip baktık. Kıvırcık saçlı, pembe yanaklı, güzel bir çocuktu. Kapıdan girer girmez Anadolu'dan gelmiş bir genç olduğu fark ediliyordu. Genelde cam kenarında, arka sıralarda otururdu. Kenan 'Görevimi yaparım, notumu alırım' anlayışında bir öğrenciydi."
Ünsal, öğrencisinin televizyon ekranındaki duruşunun lise yıllarındaki haliyle örtüştüğünü dile getirerek, "Kenan, doğal bir çocuktu. Öğrenciyken de yapmacık davranışları yoktu, neyse o kişiliğe sahipti." dedi.
İmirzalıoğlu'nun canlandırdığı karakterlerde öğrencilik yıllarından izler gördüğünü kaydeden Ünsal, "Deli Yürek'te çevresindekilere yardım edişi, ailesini sahiplenişi, zayıftan yana duruşu ve Kuşçu karakteriyle diyaloglarını çok hoşuma giderek izlemiştim." ifadelerini kullandı.
Ünsal, öğrencilerinin başarılarının kendisi için en büyük ödül olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Televizyonda görünce 'Bak benim öğrencimdi.' diyorsunuz. Binnur Kaya da bizim öğrencimizdi. 'Binnur da Kenan da bizim öğrencimizdi.' diye gurur duyuyoruz. Diyoruz ki kendi kendimize 'Bizlerden de bir katkı olmuş, bizi de güzel temsil ediyor.' Bunlar, bir öğretmenin en güzel mükafatı. Sokakta görüyorsunuz, biri geliyor 'Hocam, hocam' diyor. Tanımıyorsunuz. 'Ben şu sınıftaydım, şurada çalışıyorum.' deyince gururlanıyoruz. Kenan da gurur duyduğumuz öğrencilerimizden biri."