TARIK IŞIK / LEFKOŞA
KKTC’de 19 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favori adayı Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman NEFES’e konuştu. Kıbrıs sorununun “Federasyon” ile çözülebileceğini söyleyen Erhürman, “Kıbrıs’ta çözüm olacaksa iki toplumlu, iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyon çerçevesinde olacağını biliyoruz” dedi. Erhürman, KKTC’den aldığı diploması iptal edilerek Cumhurbaşkanlığı yarışının dışına çıkarılmaya çalışılan Ekrem İmamoğlu ile olarak da “Geri alma işlemi, dolandırıcılık gibi bir şey yoksa 60 gün içerisinde yapılır, 35 sene sonra değil. Dolayısıyla bana göre işlem hukuka uygun değil” değerlendirmesini yaptı.
YERLEŞKE FAZLA BÜYÜK
Aralarında NEFES’in de bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplandıran CTP lideri Erhürman, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yeni açılan ve eleştiri konusu olan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin ne olacağı sorusuna, “Tamamen Cumhurbaşkanlığı binası olarak kullanılmak için fazla büyük. Dolayısıyla onun içerisinde bilim insanlarının, sanat insanlarının, kadınların, gençlerin etkinliklerinin de yapılabileceği, Kıbrıs Türk halkının evi olarak kullanılacak” cevabını verdi.
FORMÜL: FEDERASYON
Kıbrıs çözümüne yönelik iki devletli siyaset anlayışı yerine federasyonu desteklediğini belirten Erhürman, şunları söyledi:
- Federasyon bizim açımızdan Kıbrıs sorunu çözülecekse bunun nasıl olacağını gösteren formülasyon, bir bilgi. Öyle ifade ediyorum ben bunu. Federasyon bir bilgidir. Neyin bilgisidir? Biz çözüm istiyoruz ve çözümün, eğer çözüm olacaksa bu ülkede bunun iki toplumlu, iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyon çerçevesinde olacağını da biliyoruz. Olmayacaksa olmaz. Ama olacaksa böyle olacağını biliyoruz. Nereden biliyoruz? Bu işin müzakereler tarihinden biliyoruz.
- Ama iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federasyon bir ezber cümledir. Bunun altını nasıl dolduracaksınız diye sorduğunuzda Annan Planı tabii en yakın ve en kompakt, yani içeriği doldurulmuş örnektir. Orada bu şöyle tanımlanır. İki tane kurucu devlet vardır ve bu iki kurucu devlet eşittirler. Anayasa, federal devlete yani merkezi yapıya bırakılacak olan yetkileri sayar. Geriye kalan tüm yetkileri, kurucu devletlerdedir. Onlara kalır ve kurucu devletler bu yetkilerini egemence kullanırlar.
- Yani federal devlet o yetkilerin kullanımına müdahale edemez. Burada iki ayrı devlet var. Bir de merkezi yapı var diyebilirsiniz. Bu daha çok konfederasyona benziyor. Ama bana sorarsanız, gevşek federasyon diye tanımladığım bir yapıdır.
"RUM TARAFINDA YAŞAYAN BİRİ OLSAM..."
Hidrokarbonla ilgili şu ana kadar Kıbrıs Rum Devleti'nin kasasına bir kuruş düşmedi. Elektrik çok büyük sorun. Rumlar için de bizim için de. Rum tarafında yaşayan biri olsam mesela 30 yıl sonra bu ada nasıl bir ada olur diye düşünsem; bu ada sürekli diken üstünde. Sürekli gergin bir ada olacak. Kıbrıslı Rum olsam, bu işin sürdürülebilir olmadığını düşünürüm.”
"TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINA UYGUN"
Türkiye’nin stratejik çıkarlarına da federasyon yapısının uygun olduğunu belirten Erhürman, “İki kurucu devlet var, bir de merkezi yapı var, adını ister federal yapı koyun, ister konfederal yapı koyun” diye konuştu. Erhürman şunları söyledi:
- Siyasi eşitlik temelinde Kıbrıslı Türklerin iradesi dışında karar alınamayacak. Peki bu Türkiye'nin stratejik çıkarlarına uygun olan benim söylediğim mi yoksa iki ayrı devlet olsun biri tanınsın, biri tanınmasın mı? Bu iki ülkenin de çıkarlarına uygundur. Bunu samimiyetle Türkiye ile konuşalım.
İMAMOĞLU’NUN DİPLOMASI
CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 1990’da Girne Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaparak aldığı diplomasının “şaibeli” olduğu gerekçesiyle iptal edilmesine ilişkin soru üzerine Tufan Erhürman, şu cevabı verdi:
- Ekrem İmamoğlu olayının patlaması ve Türkiye'de bunun Kuzey Kıbrıs'taki üniversite üzerinden konuşulması elbette hiç arzu etmediğimiz bir şey. Çünkü bu ekstradan itibarımızla ilgili bir sıkıntı olarak Türkiye'ye yansımış olabilir. Ekrem İmamoğlu topluma mal olmuş biri, onun ismi üzerinden bunun tekrar piyasaya gelmiş olması da bizi o anlamda buradaki itibar açısından mutlu eden bir şey değil.
- Ben idare hukukçuyum. Bu konu da idare hukukunun alanı. Geri alma işlemi, dolandırıcılık gibi bir şey yoksa ve yok hükmünde değilse işlem 60 gün içerisinde yapılabilen bir şeydir. İptal davasını Türkiye'de ancak 60 gün içerisinde açabilirsiniz.
- İdari işlemin tebliğinden itibaren 60 gün geri alma işlemi de yok hükmünde olma işlem veya bir dolandırıcılık olmadıkça yükümlendirici de değilse 60 gün içerisinde yapılabilir. Yani 35 sene sonra geri alma işlemi yapılmaz yok hükmünde değilse şayet. Türkiye'deki İdare Hukukçularından da benim bu söylediklerimden farklı bir şey söylediğini duymadım. Dolayısıyla bana göre işlem hukuka uygun değildir. Hukukçu olarak yorumum bu.
Ersin Tatar, NEFES'e konuştu: İki devletli çözümden geri dönüş yokGündem
Diploma iptali İmamoğlu'na tebliğ edildiGündem