Ölüm döşeğinde en yaygın 7 pişmanlık
Onlarca kişinin ölüm anına tanıklık eden hemşire, ölüm döşeğinde en sık duyduğu pişmanlıkları anlattı. Uzmanlara göre bu pişmanlıklar, sağlıklı kişiler için hayatta önemli bir rehber.
15 yıl boyunca yaklaşık 300 hastanın son anlarında yanında bulunan “Laura M." isimli hemşire, ölüm döşeğinde en sık duyduğu pişmanlıkları paylaştı.
İngiliz Daily Mail gazetesine konuşan Laura, yaşamlarının sonuna yaklaşan kişilerin korkularını, itiraflarını ve pişmanlıklarını not ederek bunların yedi ortak başlık altında topladı.
Hastaların ölümden değil “gerçekten yaşamamış olmaktan” korktuklarını söyleyen Laura'ya göre ölüm döşeğinde en çok yaşanan 7 pişmanlık şöyle:
1. Daha çok sevmeliydim
Hemşireye göre birçok hasta, nazik olmayı seçmedikleri anlardan pişmanlık duyuyor. İkinci Dünya Savaşı gazisi 92 yaşındaki George’un, kardeşiyle kırk yıllık küslüğüne dair söylediği “Tartışmayı ben kazandım ama bir ömrü kaybettim” sözleri bu pişmanlıkların en çarpıcı örneklerinden biri.
2. Sevincimi hep erteledim ve o ‘sonra’ hiç gelmedi
Emekli bir mühendisin, “Yoksul olmaktan o kadar korktum ki, korkuyla zengin oldum” sözleri Laura’nın hafızasına kazınmış. Biriktirdiği parayı harcamaya fırsat bulamadan emekli olduktan üç ay sonra hayatını kaybeden hasta, mutluluğu ertelemenin anlamsızlığını gözler önüne seriyor.
3. Affetmek, oksijenden bile daha çok rahatlattı
Öfke ve küskünlükle bir ömür geçiren birçok hastanın, ölüm yaklaşınca affetmeyi seçtiğini söyleyen Laura, bir hastasının ayrı düştüğü oğlunu affettikten yalnızca yarım saat sonra huzur içinde öldüğünü aktarıyor. Uzmanlara göre affetmemek başkalarını değil, insanın kendisini zehirliyor.
4. Hayattaki en güzel şeyler bedavaydı ama ben çok meşguldüm
Hastaların başarılarından veya sahip oldukları eşyalardan değil, doğanın sesleri, sevdiklerinin kokusu gibi küçük ama değerli anlardan bahsettiğini söyleyen hemşire, bir CEO’nun ölüm döşeğinde dile getirdiği “Meşgul olmayı canlı olmak zannettim” sözlerini paylaşıyor.
5. Denememek en büyük pişmanlıktır
Pek çok hasta, cesaret edemediği şeylerin kendilerini çok üzdüğünü söylüyor. “Başarısız olmaktan değil, hiç denememekten pişman oldum” diyen hastalara göre, insanı en çok “yapmadıkları” yaralıyor.
6. Var olmak en büyük hediyedir
Laura’ya göre hasta odasındaki en acı ses, boş bir sandalyedeki titreşen telefonun sesi. Pek çok hasta, hayatları boyunca aileleri yanlarındayken bile akılları başka yerde olduğu için pişmanlık duyuyor. Bir baba, “Evimdeydim ama asla gerçekten orada değildim” sözleriyle bu duyguyu özetliyor.
7. Gerçek huzur, rol yapmayı bıraktığında gelir
Birçok kişi, başkalarının beklentilerine göre yaşamak zorunda hissettiği için pişman oluyor. Laura, son günlerinde peruk takmaktan vazgeçip “Artık rol yapmayacağım” diyen bir hastanın hikayesini aktarıyor.