CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının başında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dönük 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında hazırlanan 3 bin 739 sayfalık iddianameye değinen Özel, eleştirilerini sıraladıktan sonra "Yarından tezi yok bu iddianamenin kabulüyle birlikte tutuksuz yargılamalar yapılmalıdır" dedi.
Özel, devamında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Bizim iki konuda samimi beklentimiz vardır. Bir yargılama hızla tekamül ettirilmeli. Yargılama başta TRT olmak üzere tüm televizyonlardan canlı olarak yayınlamalıdır. Türk milleti olan biteni görmelidir" şeklindeki teklifinden memnuniyet verici olduğunu söyledi:
"Biz 9 Mayıs 2025'te duruşmaların TRT'de bir kanaldan tamamıyla yayınlanması için kanun teklifi verdik. Bu kanunu bu hafta çıkaralım. Hodri meydan."
Ana muhalefet lideri "Bu milletin parasını biz yemedik, ama yiyen varsa Allah bin belasını versin" diye de ekledi.
Özel'in açıklamalarının kalanında öne çıkanlar şöyle:
'TÜRKİYE BİR YAS ÜLKESİ HALİNE GELDİ'
Maalesef bir yas ülkesi haline geldi Türkiye. Her gün bir başka acı haber ve geçmişteki bazı acı haberlerin de daha adaletle adalete kavuşamayan aileler yüzünden halen daha yüreklerin yandığı konuklarımız oluyor burada. Bizim de yüreklerimiz onlarla birlikte yanıyor.
Rojin Kabaiş'ın değerli ailesi annesi Aygül Hanım, babası Nizamettin Bey kardeşi Ömer aramızda. Ayşe Tokyaz'ın annesi Halime Hanım ve ikiz kardeşi Esra aramızda.
Rojin üniversiteyi okumaya gitmişti. Kaybolduktan 18 gün sonra 15 Ekim 2024'te cansız bedeni bulundu.
Dosyada halen tek bir tutuklu yok. Ailenin adalet mücadelesi devam ediyor. Ayşe hepinizin bildiği gibi Ayşe Tokyaz defalarca beni koruyun dedi. Polise gitti, savcılığa gitti, koruma talep etti. Maalesef korunmadı ve meslekten ihraç edilmiş bir polis tarafından katledildi.
Küçükçekmece'de katledildi. Çok hazin bir şekilde Eyüp Sultan'da yol kenarına bir valiz içinde bedeni bırakıldı. Bu acıya dayanmaya çalışan annesi ve ikizi burada.
4 ay sonra dün iddia kabul edildi. İki sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet talep ediliyor. Hem bu davayı haksız indirimler yapılmamasını, öyle iyi haldir bilmem ne olmamasını, en ağır cezanın alınmasını hem de Rojin'in dosyasında titizlikle çalışılmasını ve bir an önce sorumluların bulunmasını talep ediyoruz.
Burada Rojin ve Ayşe onların acılı aileleri sadece birer temsilci, birer sembol. Yüzlerce, binlerce, on binlerce yüreği yanık anne eş, çocuk, baba aramızda yaşıyor.
Maalesef bunlarla mücadele etmek için öyle birer birer vaka bazında yapılması gerekenler elbette var ama bütünsel bir yaklaşım gerekiyor. Yapıldı mı? Vallahi yapıldı. Bu meclis komisyonlar kurdu. Bu konuyu çalıştı. Uluslararası düzeyde çalıştı.
Getirdiler mecliste iki elimizi kaldırarak destek verdik. Ve İstanbul Sözleşmesi'yle birlikte Türkiye'de elbette bıçak gibi kesilmedi ama kadın cinayetleri, kadına karşı şiddet noktasında ilk daha başvurunun yapıldığı emniyetten ya da sokaktaki bekçiden, polisten savcısına kadar, istinafa kadar, yüksek yargıya kadar bir farklılaşma, burada şiddetle mücadele yasalarının çıkarılırkenki kararlılık umut veriyordu.
Maalesef bir seçim öncesinde bir grubun bir grubun siyasetin üzerine kurmaya çalıştığı baskıya, oradan gelecek 35.000 oya tamah eden birisi bu meclisin çıkardığı İstanbul Sözleşmesini gecenin bir yarısında attığı imzayla yaptığı bildirimle hukuken değil aslında, girildiği gibi çıkılır.
'SİZ BUNU YAPARAK KADININ ARKASINDAN DEVLETİ ÇEKTİNİZ'
Meclisin girdiği sözleşmeden, meclisin yürürlüğe aldığı sözleşmeden bir imzayla çıkamazsın ama oldu bitti yaptılar ve Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesinden çıkıldı güya.
Ne oluyor? Dediler ki ya öyle ama bu sözleşmeye göre çıkarılmış yasa var yasalar var. Onlar duruyor ya. O gün demiştim. Siz bunu yaparak kadının arkasından devleti çektiniz.
Rojin'in katillerini bulmak ya da Rojin'in katline engel olmak o günkü kadar arkasında devletin durduğu bir kararlılık yok artık. O noktaya geldi. Onun için buradan hiç öyle hamaset falan yapmaya gerek yok. Bir samimiyet göstermesi lazım siyasetin.
'SEÇTİĞİMİZ CUMHURBAŞKANI'NIN İLK İMZALARINDAN BİRİ OLACAK'
Ben buradan söylüyorum. Büyük bir mücadelenin içindeyiz. Ama 2 ay sonra ama çok kaçtılar 2 yıl sonra. O sandık gelecek. Cumhuriyet Halk Partisi mecliste çoğunluğu sağlayacak.
Eminim ki o gün mecliste bulunan bütün partilerin çok sayıda milletvekili de aynı kararlılıkta olacak ve bu Cumhurbaşkanının attığı o imza var ya bizim seçtiğimiz Cumhurbaşkanın atacağı ilk imzalardan biri İstanbul Sözleşmesini bu meclise tekrar onaylanmak üzere yollamak olacak. Söz veriyorum. Hayatın her alanında..
'TARLADA UCUZLAYAN ÜRÜNÜN MARKETTE PAHALANDIĞI TEK ÜLKE TÜRKİYE'
Tarlada geçen sene domates 35-45 lirayken bu sene 15-20 lira. Biber salatalık 40-45 lirayken bu sene 15-20 lira. Ama markete gidince geçen seneki fiyatın 3te biri değil yine enflasyonun üstünde gıda enflasyonu. Tarlada ucuzlayan ürünün markette pahallandığı ülke tek ülke Türkiye, tek ülke.
Önemli bir pazar olan Ukrayna'da domates ve salatalık ihracatımız uyguladığı vergiyi Zelensky yarın geliyor. Ama gelmeden %10'luk vergiyi çıkarmış %35'e. Bir türün gümrükleme maliyeti de arttı 2 kat, 16.000 dolara yükseldi.
‘İKTİDAR BUNU ÇÖZMEZ’
İktidarın bundan haberi var mı? Var. Çözer mi? Çözmez. Neden? Fakir sevmez, zengin sever. Sorun bir tane yandaş müteahhidin olsa dünyanın öbür ucuna giderler o sorunu çözerler.
Ama Denizlili pamuk üreticisinin, Konya'daki hububat üreticisinin Antalya'daki domates üreticisinin, narenciye üreticisinin, Maraş'taki fıstık üreticisinin, Rize'deki Trabzon'da Rize'deki çay üreticisinin, Trabzon'daki çay üreticisinin, Ordu'daki fındık üreticisinin sorunlarını çözmek akıllarının ucundan geçmez.
Neden? Çünkü Tayyip Bey devlet yönetmeye talip değil ki. Tayyip Bey şirket yönetmeye talip.
2018’DE ŞİRKET KURDULAR: KADAŞ
Öyle demedi mi 2018'de? 2018'de çıktı dedi ki, ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artık devleti hantal bir şekilde yönetmeyeceğiz. Şirket yönetir gibi yöneteceğiz.’
Şirket kurdu. Adını biliyor musunuz? KADAŞ. Kuruluş yılı 2018. Şirketin adı KADAŞ. Sermayesi yoksuldan %89 zenginden %11 vergi alarak oluşturuluyor. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Erdoğan, Yönetim Kurulu üyeleri besledikleri, müdürler liyakate göre değil partiye sadakate göre atanıyor. İşçi 86 milyon hepimiziz. Teker teker bizi sağarak işlerine bakıyorlar.
Bu şirkette Ticaret Bakanı kendi bakanlığına Kandaş'tan dezenfektan alır. Devletin Kızılay'ı depremzedeye çadır satar. Dilovası'nda 3ü çocuk 6 işçi ölür ve işletme meclisin imtiyazlı şirketine ait çıkar. Bu KADAŞ'ta Milli Eğitim Bakanının 2018'de kurduklarında KADAŞ'ı Milli Eğitim Bakanının özel okulu olur. Şirket ya.
Turizm Bakanı'nın dünya kadar oteli ve turizm şirketleri olur. Sağlık Bakanı'nın özel hastanesi olur KADAŞ'ta. Gerçekten Tayyip Bey'i tebrik ediyorum. Bir şirkete bu kadar güzel isim konulur 2018'de Kandaş. Karadüzen Anonim Şirketi. Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin Kara düzeninin Anonim Şirketi. AK Parti'nin Kara düzeninde hayvancılıkta kendi kendine yeten Türkiye'yi sığır ithalatında dünya birincisi yaparlar.
Kendisinin, bölgesinin, Ortadoğu'nun, Balkanların tahıl ambarı ülkeyi saman ithal edecek hale getirirler. Et süt kurumunu ithalat ofisine çevirirler. Kurumun genel müdürü et ithalatı yaptığı şirketin hem ortağı hem yöneticisi. Et balık kurumu ithalata izin verir kendi genel müdürüne ticarette yol verir. Bu kara düzende vatandaşın ucuza et yemesini sağlayacak kurum bugün rantın nasıl paylaşıldığının ibretlik bir kurumu haline gelir.
'KADAŞ'A ÇÖKECEĞİZ, MİLLETİN YAPACAĞIZ'
Bu kadarcık şu kadarını söyleyeyim ki 2018'de KADAŞ kurulmadan AK Parti'nin kara düzenine geçmeden etin kilosu 43 liraydı. Bugün 900 lira. Besicilere destek vermek yerine 11 milyar dolarlık et ithal etti AK Parti'nin Kara düzeni. 1 kilo dana kıymanın dünyadaki ortalama fiyatı 7 dolar. Bakın AK Parti'nin kara düzenine bakın.
KADAŞ AŞ; Kara düzen Anonim Şirketi gururla sunar. Dünya ortalaması 1 kilogram dana kıyma, dünya ortalaması 7 dolar, 300 lira. Bulgaristan'da 6,5 dolar. 280 lira. Yunanistan'da 7,5 dolar, 320 lira. Almanya'da 7,5 dolar, 320 lira. Macaristan'da 9 dolar, 385 lira. Türkiye'de 21 dolar, 900 lira dana kıyma. AK Parti'nin kara düzeni beyler.
AK Parti'nin kara düzeni bayanlar. Ve öyle bir noktadayız ki, öyle bir noktadayız ki şuradaki Hans Türkiye'deki emeklinin aldığının 15 katı maaş alıyor ama o 7,5 dolara dana kıyma alırken Türkiye'de 16.000 lira emekli maaşı verdiğine 900 liradan dana kıyma satıyorlar. AK Parti'nin kara düzeninin sonu gelene kadar bu KADAŞ'a hani her yere söküyorlar ya iktidara gelelim ben de bir şirkete çökeceğim.
İlk işimiz Cumhurbaşkanımızla birlikte AK Parti'nin Kara düzenin Anonim Şirketi KADAŞ'ı özelleştireceğiz, KADAŞ'a çökeceğiz. KADAŞ'ı milletin yapacağız, KADAŞ'ı tarihe gömeceğiz."