CHP lideri Özgür Özel, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında gündemdeki konu başlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhur İttifakı ortaklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi farklı konularda sert biçimde eleştirdi.
23 Ekim'de Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın sunumuyla başlayacak bütçe görüşmeleri için Erdoğan'ı Meclis'e davet eden Özel, şunları söyledi:
"Gel savun o zaman bütçeyi. Ama öyle tek başına gelip davet edilip konuşup çıkıp gitmeyeceksin. Geleceksin bütçeyi savunacaksın, muhalefeti dinleyeceksin, bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın."
Bu noktada Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilmesinden bu yana bütçe görüşmelerine katılmadığını, Bahçeli'nin de baştan sona izlemesine karşın uzun süredir söz almadığını hatırlatalım.
Ana muhalefet lideri, partisinin kendilerine dönük soruşturmalara tepki olarak Meclis'in açılışına katılmadığını, bu nedenle iktidar kanadından tepki gördüklerini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Haydi bakalım, hodri meydan. O gün bütçenin sunulduğu gün CHP millete saygısından Meclis'te olacak. Varsa saygın, varsa cesaretin gel Meclis'e, savun bütçeni."
'KİMSEYE ANALIK BABALIK TASLAYACAK HALİMİZ YOK'
Özel'in eleştirdiği konular arasında Bahçeli'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki (KKTC) seçim sonuçlarına ilişkin çıkışı da vardı.
Bilindiği üzere 19 Ekim'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman kazanmış, AKP iktidarıyla kurduğu yakın ilişkilerle bilinen Ersin Tatar ise oyların yüzde 35.81'ini alarak görevine veda etmişti.
MHP lideri sandık sonuçlarının geçersiz sayılmasını istemiş, Kuzey Kıbrıs'ın "Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı alması gerektiğini" söylemişti:
"81 Düzce'den sonra 82'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir."
"Dünyanın Kıbrıs'ı tanımasını istiyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız. İradesine saygı duyacaksınız" diyen Özgür Özel, şunları kayda geçirdi:
"Kıbrıs'a plaka verirseniz vilayet görürsünüz, o zaman seçilmiş cumhurbaşkanına vali muamelesi yaparsınız. O zaman Kıbrıs'a 'yavru vatanımız' dersin. Bir gidin bakalım 'yavru vatan' deyince ne hissediyorlar, 'kardeş vatan' deyince ne hissediyorlar.
Kimseye analık babalık taslayacak halimiz yok. Bağımsız bir devlettir, iradesi güçlü bir devlettir, CHP'nin kardeşi gibi sevdiği bağımsız bir Türk devletidir."
"Vakti gelen iktidar değişiminin önünde hiçbir gücün duramayacağını' da sözlerine ekledi.
Özel'in açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
- Partimizin yurt dışı temasları birilerini rahatsız ediyor. Çekemeyenlerin, karnı ağrıyanların, iktidarlarından önce Amerika'da, Avrupa'da başkanlarla görüştüklerini, o temaslardan kendi iktidarlarını Türkiye'ye müjdelediklerini unutmayalım. Bütün dünya Türkiye'nin birden büyük olduğunu ve CHP'nin demokrasi mücadelesini görüyor.
- (KKTC seçimleri) Birtakım manipülasyonlara, laf oyunlarına kimse bakmasın. Katılım oranı yüzde 65, geçmiş zamanların üstünde. Katılım oranı üzerinden tartışma yaratmaya çalışanlar geçmişe bakarsa, desteklediklerin adayın daha önce daha düşük oranlarla kazandığını görürler.
- Sayın Bahçeli katılım oranı üzerinden bir meşruiyet tartışması açmaya çalıştı. 82. vilayetimiz Kıbrıs olsun demeye gayret gösteriyor. Dünyaya KKTC'yi tanıyın diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız. İradesine saygı duyacaksınız. Kendisini vatansever, herkese vatan haini görenlerin Geçmişte kime ne dediğini, bugün hangi noktada durduğunu herkes görüyor.
- Kıbrıs'a plaka verirseniz vilayet görürsünüz, o zaman seçilmiş cumhurbaşkanına vali muamelesi yaparsınız. O zaman Kıbrıs'a 'yavru vatanımız' dersin. Bir gidin bakalım 'yavru vatan' deyince ne hissediyorlar, 'kardeş vatan' deyince ne hissediyorlar. Kimseye analık babalık taslayacak halimiz yok. Bağımsız bir devlettir, iradesi güçlü bir devlettir, CHP'nin kardeşi gibi sevdiği bağımsız bir Türk devletidir.
- CHP geçmişte de Türkiye'de bütünlükten yanaydı, terörün karşısındaydı ama hak ihlallerine de karşıydı; bugün de aynı çizgide.
- 1974'te Kıbrıs'ta barış harekatı yapılırken ne kadar kararlıysak bugün Kıbrıs halkının kendi yöneticilerini seçmeye duyduğumuz saygıda da o kadar kararlıyız. Kimse Kıbrıs'ı Türkiye'nin arka bahçesi olarak görmesin.
- Kıbrıs seçimlerinden alınması gereken ders şudur; vakti gelmiş bir değişimin karşısında kimse duramaz.

'DERHAL TUTUKSUZ YARGILAMAYI BEKLİYORUZ'
- (Aziz İhsan Aktaş iddianamesi) İddianame yazıldı mı yazıldı. Kanıtlar toplandı mı toplandı. Adana Zeydan Karalar'ı bekliyor, Oya Tekin'i bekliyor, Kadir Aydar'ı bekliyor.
- Rıza Akpolat Beşiktaş'ta seçildiği seçimde bir belediye meclis üyesi bile AKP'ye MHP'ye verilmedi. Milli irade diyorsunuz ya. İstediğin tedbiri al, yargıla, ancak arkadaşlarımızın görevlerinin başına dönmesi gerekiyor. Bu kadar yattıktan sonra bu arkadaşlarımızı bir gün daha fazla tutmak Mussolini'nin ön infaz yöntemidir. Derhal tutuksuz yargılamayı bekliyoruz.
'CANLI YAYINLANSIN'
- Hadi canlı yayına evet diyordunuz. İstiyoruz, hala istiyoruz. Verin frekansları herkes yayınlasın. Biz bu iftiraları çürütmek için, arkadaşlarımızın masumiyetini kanıtlamak için milletin gözü önünde yargılama istiyoruz.
ERDOĞAN'A BÜTÇE DAVETİ
- (Bütçe görüşmeleri) Gel savun o zaman bütçeyi. Ama öyle tek başına gelip davet edilip konuşup çıkıp gitmeyeceksin. Geleceksin bütçeyi savunacaksın, muhalefeti dinleyeceksin, bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın. Haydi bakalım, hodri meydan. O gün bütçenin sunulduğu gün CHP millete saygısından Meclis'te olacak. Varsa saygın, varsa cesaretin gel Meclis'e, savun bütçeni.
'TÜRKİYE'NİN BİRİNCİ PARTİSİYİZ'
- Buradan Sayın Erdoğan'a tarihi bir çağrıda bulunacağım. Değerli arkadaşlar, 216 gündür milletimizle meydanlardayız. Bir biz bir mevzi olarak arkadaşlarımızı, partimizi değil bir cephe olarak demokratik siyaseti savunuyoruz.
- Tüm baskılara rağmen gururla da ifade etmek isterim ki partimiz yapılan bütün anketlerde ki bunu uluslararası kuruluşlar da kabul ediyor. Artık yandaş anket şirketleri de kabul ediyor. Yandaş köşe yazarları da kabul ediyor.
'MEŞRUİYETİ TRUMP'IN OVAL OFİSİ'NDE ARADI'
- Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğu gün gibi son girdiği seçim gibi bugün de Türkiye'nin birinci partisi arkadaşlar. Son seçimleri kaybeden, yenemediği rakiplerini hapse atan seçimden korkan bu iktidar meşruiyetini kaybetti ve maalesef meşruiyeti ABD'de Başkan Trump'ın Oval ofisinde aramaya gitti.
- Gitmeden dedim. Gizli olmasaydı fotoğraf verirlerdi. Normal ol normal olsaydı ilan ederlerdi. Gizlemezlerdi. Gizli kalsın diye tedbir almazlardı. Haber bize sızdı diye çıldırmaz, orayı böyle karıştırmazlardı.
- Trump'ın oğlu geldi önce. Randevu falan yok ortada da. Oturdular, konuştular. Çıktım ilan ettim. Dedim ki cumartesi 17'de ismi gizlenerek bir iş adamı denilerek Junior Trump'la görüştün. Ona 300 Boeing sözü verdin. Pahalı doğalgaz alma sözü verdin.
- Nadir toprak elementlerini pazarlık konusu ettin dedik. Gazetelerde yer aldı. Hiç, sustular. Bu haber nereden sızdı bile demeden kendi içlerinde araştırdılar. O sırada Trump'ın mesajı geldi, tweet'i geldi. Ne yazdı Trump? Erdoğan iyi adam, gelecek, onu göreceğim. Boeing'leri şunları bunları konuşacağız. Ne söylediysek ortaya çıktığını görünce sustular. Yanımda mıydın dedi. Sen de bileceksin dedi.
- Görüşme bitti. Görüşmenin sonuçları ortaya çıkmaya başladı. İlk önce Boeing'ler doğrulandı. Sonra bir gece önce Amerikan mallarından vergiyi kaldırıp cevizden fıstığa, viskiden elektrikli Amerikan arabalarına kadar vergileri kaldırdı.
- Trump'ın nefret ettiği Çin mallarına Türkiye'de ilave vergi koydu Trump'ın gönlüne. Ve dedik ki Eskişehir'deki nadir toprak elementlerini milli stratejik servetimizi Trump'la pazarlık konusu yaptı.
- Buna önce sustu. Sonra ben bu nadir toprak elementlerinin ne olduğunu anlatınca ve bu Türkiye'de zaten konuşulan, bilinen bir konuydu belli çevrelerce. Geniş halk kesimlerince konuşulunca Anadolu'da köy kahvesine muhabbet sirayet edip endişeler karşılık bulunca paniğe kapıldılar. Çünkü sanıyoruz ki gelişen dünya geliştiği kadar gelişti. Biz geride kaldık, yetişemeyiz.
- Bir mucize var. O mucize nadir toprak elementlerinde. Kilolarca demire bir nanogram bir elementi karıştırıp bir işleme tabi tutuyorlar. Demir dünyanın en kuvvetli mıknatısı oluyor. Demirin 1 gramını, 1 miligramı bir alette inanılmaz işler yapıyor. Yani teknoloji ilerledikçe bazı nadir toprak elementleri keşfedilip bilim insanları bunları laboratuvarlarda çalıştıkça mucizevi şeyler oluyor.
'UKRAYNA'DAKİLERİ DE İSTİYOR'
- İşte üç tarafı denizlerle çevrili, dünyanın en güzel coğrafyası, hepimizin biricik vatanı bu mucizeden de nasibini almış. Dünyada bu elementlerin olduğu ülkeler var. En çok Çin'de var. En büyük ülke. Kendisininkini harcamadan dünyadakini bitirmenin peşinde. Trump'ın ülkesinde de var. Kanın, gözyaşının arasında güya desteklediği savaşın ortasında Rusya'nın karşısında Zelenski'den 'bana onları ver seni öyle desteklerim' diyor. 'Yoksa yardımı keserim' diyor. Ukrayna'nın nadir elementlerinin peşinde.
'BİZDE DAHA FAZLA VAR'
- Bizde Ukrayna'dan fazlası var. Dünyada en yüksek 5. ülkeyiz. Eğer bu elementi alıp da toprağınla birlikte Trump'a verirsen altın yumurtlayan tavuktan bir tane yumurta verir. Tavuk senelerce onun kümesinde yumurtlar. O yüzden bu elementleri bir kere burada tutmak, çıkacaksa kendimiz çıkarmak... Onu özel işlemlerle elde ediliyor. Onları milli imkanlarla yapmak ya da yapacak kapasiteye erişmek için dünyayla özel işbirlikleri yapılırsa çok çıkarımızı koruyarak yapmak ama o teknolojiyi buraya kazandırmak.
- Bendeki bilgi... ki önceki dört bilginin üçü kesinleşti. Boeing, pahalı yakıt, Amerikan mallarına vergi indirimi ve bunu onlara taahhüt ettiğin. Sen böyle dedin. Trump ne dedi? Trump son bir ayda son 3 haftada başka hiçbir liderle bu konuyu görüşmedi.
- Bakın Trump ne diyor dün? Daha dün bir yılda o kadar çok nadir toprak elementine sahip olacağız ki bunlarla ne yapacağımızı biz bile şaşıracağız. Böyle anlaşmalar yaptım diyor. Bizimki de önce sustu. Şimdi ya çıkarmaya karşı çıkıyor. Set raporuna bizimkiler itiraz etmiş. Oradan sen buna karşı...
- Vallahi iktidarda sen olduktan sonra toprak altından bu şartlarda köstebek çıksa ona bile saklan evladım derim. Saklan evladım derim. Varıp da bunu varıp da bunu Trump'a vermek Varıp da bunu Trump'a vermek yerine geleceği beklerim.
'AHA DA KANUN TEKLİFİ'
- Ve buradan Erdoğan'a önce şunu söyleyeyim. Kendi siyasi geleceğin için bu ülkenin geleceğini Trump'la Trump'a etmene izin vermeyeceğim. Şimdi Sayın Erdoğan'a bir sorun var. Diyorsun ki biz bunları kendimiz üreteceğiz. Aha da sana kanun teklifi. Kanun teklifinin ikinci maddesi arkadaşlarımız yazdılar. Birinci maddede nadir toprak elementlerini saydık.
- Lantan, Seryum, Prasedium, neodidium falan gidiyor. Dünya kadar. 2. maddede diyoruz ki nadir toprak elementlerinin işlenmesi ve satışı. Ek madde 20 bu kanunun 2. maddesinin 2. fıkrasının 7 numaralı bendinde sayılan nadir toprak elementlerinin hammadde olarak yurt dışına satışı yasaktır. Nadir toprak elementlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır. Anlaşılır mı? Burada benim ismimi açmış arkadaşlar.
- Aha da canlı yayında ilk imzayı atıyorum. İlk imzayı. Ben imzayı attım. Bunu Ali Mahir Başarır'a veriyorum. 2. imzayı atsın. Gökhan Günaydın, Murat Emir bütün grup imzaları tamamlasın. Ümit Dikbayır'ı unutmayın. Yeni katıldı. İsmini açın.
- Şimdi buradan Erdoğan'a çağrımdır. Nadir toprak elementlerinin sadece ve sadece devlet tarafından işleneceğinin, hammadde olarak satılamayacağının, Türkiye'de değerini bulması için çalışılacağının kanun teklifini komisyona sunuyoruz birkaç gün içinde. Komisyonu olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Şimdi köydeki vatandaş soruyor. Özgür Özel diyor ki CHP diyor ki bunları Trump'a satamasınlar. Var mısın bu kanunu geçirmeye yok musun?"