HABER: MAHİR BAĞIŞ - FOTOĞRAFLAR: SELAHATTİN SÖNMEZ / NEFES
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 62. Ulusal, 36. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri bugün başladı. Etkinlikler, 17 ve 18 Ağustos tarihlerinde de devam edecek.

Etkinliğe, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Güngör Geçer, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, eski CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin ile sanatçı Zülfü Livaneli katıldı.

"BİLİRİZ Kİ İYİLİK; MAKAMIN, SİYASETİN DEĞİL VİCDANIN TERAZİSİNDEDİR"
Etkinlikte konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli'nin manevi huzurundayız. Bugün Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı Postnişini Veliyettin Efendi'yi ziyaret ettim. 754 sene önce Hakk’a yürüyen ama hâlâ bugünümüze ışık tutan Hünkâr’ın huzurundayız, mekânındayız. Bir yıl sonra yeniden Alevi Bektaşi yolunun muhibleri, siz dostlarla birlikte bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi.

Özel, "Bugün aslında Hacı Bektaş-ı Veli'nin yaptıkları ve söylediklerini hatırlayarak barışın, adaletin, kardeşliğin bu topraklarda yeniden nefes almasına duyduğumuz özlemi, inancı ve kendi adımıza kararlılığı vurguluyoruz" diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
- "Bugün kimse hatayı kendinde görmez, suçu hep karşısında bulurken, asırlar önce ‘Her ne arar isen kendinde ara’ diyor Hünkâr. Bugün farklı düşünceler ötekileştirilirken, toplum bunun üzerinden kutuplaştırılırken, ‘Hiçbir milleti ve insanı ayıplama’ diyor Hünkâr. Daha dünyada kadının adı yokken, ‘Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok’ diyor Hünkar. Bugün iyilik ve kötülük menfaat terazisinde tartılırken, ‘Dini, dili, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir’ diyor Hünkar.

- Biliriz ki iyilik; makamın, siyasetin değil vicdanın terazisindedir. Eğer bu ülke kurtulacaksa, bu ülke kötülüklerden arınacaksa, kalp gözüyle bakanlarla, nefis karanlığını marifet ışığıyla aydınlatanlarla, kendine ağır geleni ‘Başkasına yapma’ diyenlere kulak verenlerle kurtulacak.
- Bu ülke ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü bir retorik, bolca tekrarlanan bir laf, neredeyse bir siyasi slogana indirgeyenlerle değil; buna yürekten inanlarla kurtulacak. ‘Kibrin kaynağı şeytan, tevazunun kaynağı rahman’ diyenlerle, mazlumun yanında, zalimin karşısında cesaretle duranlarla kurtulacak.

"YÜREĞİMİZ YANMAYA, MADIMAK’TAKİ ACI TÜTMEYE DEVAM EDİYOR"
- Bu topraklar çok kara kışlar, çok acı dönemler gördü. Kerbela’da akan kan Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta aktı. Canlarımız Madımak’ta yandı. Yüreğimiz hala yanmaya, Madımak’taki acı hala tütmeye devam ediyor. Sokak ortasında sendikacıları, öğrencileri, gazetecileri katlettiler. Ama Hünkar’ın yolundan gidenler eline bir gün silah almadan, şiddete başvurmadan mücadele ettiler.

- Hünkar’ın izinden giden mazlumlar, asla zalim olmadı. Ama bugünlerde geçmişin mazlumlarının, bugünün zalimleri olduğunu, geçmişte kendine yapılanların bin fazlasını siyasi rakiplerine yapanları, kendine yapılmayanları dahi rakiplerine, onlardan kurtulmak, onları ekarte etmek için reva görenlerin yönettiği bir ülkede, yeniden kardeşliği, birliği, beraberliği tesis etmek için inançla, sabırla, azimle, cesaretle ve kararlılıkla mücadele ediyoruz.

"BİR ÇÖZÜM GELECEKSE BU MİLLETİN BARIŞA OLAN, KARDEŞLİĞE OLAN İNANCIYLA GELECEKTİR"
- Bugün Alevilerin çözüm bekleyen, birikmiş, ertelenmiş, bazen söz verip unutulmuş, bazen siyasete alet edilmiş sorunları halen gündemdedir. Bugün biraz önce pek çok konuşmada, çok isabetle de ifade edildiği gibi Türkiye’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan bir komisyonla yürütülecek bir sürecin içindeyiz.

- Elbette son birkaç yılda bizim yaşadıklarımıza, son bu iktidar döneminin ikinci yarısında siyasette DEM Parti’nin ve ondan önceki isimleriyle siyasi partilerin yaşadıklarına bakıldığında insanlar ‘Bugünkü iktidarla aynı komisyonda ne işiniz var?’ yaklaşımında bulunuyorlar. Ama şunu açıklıkla ikrar etmek lazım. Meclis bir siyasi partinin değil, milletindir.
- Bir çözüm gelecekse bir siyasi partinin lütfuyla değil; bu milletin barışa olan, kardeşliğe olan inancıyla gelecektir. Onun için milletin Meclis’ini kurmuş bir siyasi partinin ve millet iradesine inanan, demokrasi fikrine sahip olanların bir mensubu olarak o komisyonda yer aldık. O komisyona en yapıcı katkıları sağlamak üzere komisyonun içindeyiz. Geçtiğimiz hafta yapılan değerlendirmelerde o komisyona 29 ana başlıkta, 29 maddelik bir demokratikleşme paketi sunduk.

- O demokratikleşme paketi ki hem Kürt sorununun çözümüne katkı sağlaması, hem Alevi canların birikmiş sorunlarını çözmesi açısından önemli maddelerin, önemli içerikleri bünyesinde bulunduruyor. Hiç şüphe yok. ‘Sorunu tümüyle, tamamen çözecek her şeyi biz önerdik’ demiyoruz. Bu bizim önerimiz. Ama bunun dışında da komisyonun; derneklerin, vakıfların, sivil toplum örgütlerinin, toplumun tüm kesimlerinin sesine kulak vermesi, onların katkılarını alması ve partilerin kendi çıkarlarıyla değil ülkenin ortak çıkarlarıyla, barışı, eşitliği, kardeşliği esas alan bir süreci yürütmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.

"MADIMAK’IN UTANCIYLA DEVLET HALA YÜZLEŞMEMİŞTİR"
- Hiç şüphesiz, cemevleri ibadethaneleridir. Yıllara sari bu sorun bir an önce ve öncelikle çözülmelidir. Toplumsal barış ve kardeşliği perçinlemek için cemevlerine ibadethane statüsü verilmeli ve bu konuda Meclis’e verilmiş sayısız kanun teklifi diğer siyasi partilerden de gelen olumlu söylemler ve önümüzdeki döneme yönelik olumlu beklentiler de göz önüne alındığında Meclis açıldığında yapılacak ilk işlerimiz arasında yer almalıdır.
- Herkesten yapıcı bir tavır, destekleyici bir tavır bekliyoruz. Cemevlerinin ibadethane yapılmasıyla ilgili yaklaşımın yanı sıra, ÇEDES programı adı altında, eşit eğitimin, tarafsız eğitimin örselendiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği ve maalesef Kültür Bakanlığı’na bağlanarak, meselenin zihinde nasıl konumlandırıldığının itiraf edildiği bir yapıyla karşı karşıyayız. Madımak’ın utancıyla devlet hala yüzleşmemiştir. Bu anlayışı değiştirmek için Madımak utanç müzesi olana kadar aynı kararlılığı sürdürüyoruz.
- Geçen yıl burada Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ile beraberdik. Ama 19 Mart’ta onu aramızdan aldılar. Bugün tam 150 gün oldu, suçsuz yere bir zindanda tutuluyor. Ben geçen sene birlikte açtığımız, KİPTAŞ’ımızın yaptığı mihmandar evinde kendisiyle ortak dairemizi bugün ziyaret ettim. Geçen sene dairenin bir anahtarını bana verirken, ‘Burası benim aileme de sizin ailenize de boş kaldığında pek çok aileye de yeter’ demişti. O küçücük daireden daha küçük bir hücreden burayı izlediğini, buradaki canlara duyduğu özlemi bir kez de ben ifade etmek isterim.

"GÜVENDİĞİN PADİŞAHIN, O DA BİR GÜN DEVRİLİR"
- Büyük bir mücadelede yolda yürüyoruz. Bu yolda bazen ‘Dar gününde dost düşman belli oldu’ dediğimiz zamanlar oluyor. Pir Sultanlar kalır, Pir Sultanlar kalacak. Yürü bre Hızır Paşa, senin de çarkın kırılır. Güvendiğin padişahın, o da bir gün devrilir. Yürüdüğümüz yolu Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Pir Sultan’ın, Abdal Musa’nın, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin ve nice eren ve evliyaların öğretileriyle aydınlatmaya devam edeceğiz. Biz doğru olacağız, dost kapısını, dostluk kapısını açık tutacağız ama yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Zalimlere, kibrin esiri olanlara, adaleti değil menfaati baş tacı edenlere karşı duracağız.
- Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı olarak dergahın önündeki karadutun gölgesinde durmaya söz veriyorum. Yeri geliyor inciniyoruz. Haksızlığa uğruyoruz. Ama incinsek de incitmemeye, dünün mağduru olanlar bugünün zalimi olsunlar varsın ama hiçbir gün zalim olmamaya söz veriyoruz. Hacı Bektaş-ı Veli’nin hikmetiyle, Pir Sultan’ın direnciyle, Hz. Hüseyin’in Hüseyin’in kıyamıyla, o dik duruşuyla durmaya devam etmeye, insanlığa inanmaya, kardeşliğe inanmaya, kardeşlere güvenmeye ve barışı kurmaya ant olsun."

"ALEVİ'Yİ GÖRMEZDEN GELEN BİR SÜRECİ ASLA KABUL ETMEYİZ"
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, açılış töreninde konuştu. Alevilere seslenen Bakırhan, şunları söyledi:
- "Meclis'te kurulan komisyonda her bir üye hünkara bakarak sözünü kurmalı. Hünkara bakan barışı görür. Hünkara bakan adalete uygun konuşur, vicdanlı davranır, kapsayıcı davranır, inkarcı davranmaz. Hünkarın gönüllere rehber olduğu bir süreç hepimizin teminatıdır.
- Kürt'e masa, Kürt'e demokrasi ama Alevi'yi görmezden gelen bir süreci asla kabul etmeyiz. Bir masa kurulmuşsa onun diğer ayağı da Alevilerdir, emekçilerdir. O masada eğer bir hak elde edilecekse Kürt'ün elde ettiği kadar Alevi de emekçiler de ezilenler de hak kazanacaktır."

DOSTLUK VE BARIŞ ÖDÜLÜ ZÜLFÜ LİVANELİ'YE VERİLDİ
Etkinlik kapsamında ödül töreni de yapıldı. Kültür Sanat Ödülü, İBB Başkanvekili tarafından sanatçı Erdal Erzincan’a; Akademik Araştırmalar Ödülü, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan tarafından Şah Hüseyin Şahin’e; Dostluk ve Barış Ödülü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından sanatçı Zülfü Livaneli'ye takdim edildi. "Yaşayan İnsan Hazinesi Hizmet Ödülü", Alevi dedesi Mustafa Özgün'e değer görüldü.

EKREM İMAMOĞLU'NUN MESAJI OKUNDU
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Marmara Cezaevi'nden Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri'ne mesaj gönderdi. İmamoğlu mesajında, "Canlar, dostlar, Erenler Ocağı’nın güzel insanları. Öncelikle hepinize gönülden, yürekten selamlarımı, sevgilerimi, muhabbetlerimi iletiyorum. Hakka, hakikate niyaz etmiş, insanlık, kardeşlik ve barış yolunun yolcularına, bu meydanı dolduran tüm dostlara, her birinize Silivri zindanından yürek dolusu muhabbetler gönderiyorum" ifadelerine yer verdi.

İmamoğlu mesajında, "Kardeşlerim bugün aranızda olamayışımın hüznünü çok ama çok derinden yaşıyorum" diyerek 15 yıldır hiç ara vermeden katıldığı, son 6 yıldır ise bütün gücüyle destek verdiği etkinliğe bu yıl katılamadığını belirtti. İmamoğlu'nun mesajı şöyle:
- "Biliyorum ki bu topraklarda zalimin zinciriyle, haksızlığın gölgesiyle engellenen nice pir, derviş, âşık, sadık oldu. Nice zulümler yaşandı. Yaşanmaya devam ediyor. Bu toprakların insanları, hak ettikleri insanca yaşama, kardeşçe bir topluma, onurlu bir hayata, adil bir ülkeye kavuşsunlar diye çıktığımız yolda baskıyla, hukuksuzlukla karşı karşıyayız.
- Tarihin tanıklığında Kerbela’nın yasını omuzlarında taşıyan dördüncü İmam Zeynel Abidin hem Kerbela’dan sağ çıkarak hem de zindan karanlığından umut ışığıyla yürüyerek ehlibeytin yolunu sürdürdü. Zulmün zinciri ona hakikati unutturmadı. Onun direnci bugün bizlere hangi zindan olursa olsun, hangi engel çıkarsa çıksın hakikatten vazgeçme diyor.
- Hazreti Yusuf gibi masumiyetini teslim ederek bekleyenlerin hikâyesini de biliriz. Yusuf’un kuyusu nasıl ki sabrın ve inancın durağı olduysa, zindanlar da bizim için adaletin, sabrın ve umudun imtihanı vardır. Ve biz biliriz ki erenler yolunda boyun yalnızca Hakk’a eğilir.
- Yarın şefaatkârım Ahmet’i muhtar iken, cümlenin rızkını veren ol Gani Settar iken, yeryüzünün padişahına minnet eylemem. Bu dörtlük bugün benim de dilimde, yüreğimde yankılanıyor. Çünkü biliyorum ki bu meydanda bulunan her can, zalime eyvallah etmemeyi, halkının yanında dimdik durmayı Alevi Bektaşi yolunun bir gereği sayar.
"HAK ETTİKLERİ HİZMETE KAVUŞMALARI BOYNUMUZUN BORCU"
- Canlar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Hacıbektaş ilçemize hizmet etmek benim için sadece bir belediye görevi değil, insanlığa ve hünkârın mirasına borcum oldu. Yıllarca ihmal edilmiş bu topraklara sevgiyle, aşkla dokunmaya çalıştık. Meydanını, yolunu, suyunu, aşını, kültürünü, inancını destekledik. Çünkü biliriz ki bu ülkenin Alevi Bektaşi evlatları Cumhuriyet’in eşit yurttaşlarıdır ve hak ettikleri hizmete kavuşmaları da boynumuzun borcudur.
- Bu bakışla Alevi canlarımızın haklı ve meşru taleplerinin adalet, eşitlik, insanlık ve tarih, kültürümüzün mirası, hukukun üstünlüğü ve hakkaniyet ilkeleri ışığında karşılanmasının takipçisiyiz. Canlarımızın en temel talebi olan cemevlerine ibadethane statüsü verilmesinin, İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, Anayasa’nın temel ilkelerine rağmen engellenmesi bu iktidarın ayıbıdır.
- Bizim yolumuz ortak aklın, eşitliğin, uzlaşmanın yoludur. Camiler bizim olduğu kadar, cemevleri de bizimdir. Türkiye artık ayrımcılıkların değil, gerçek anlamda eşitliğin, kardeşliğin ülkesi olmalıdır. Hukuk bir siyasi sopa olmaktan çıkmalı, bu toprakların mayasını yoğuran, bu ülkenin ekmeğine, işine, aşına emek koyan, savaşında canını veren, kanını döken herkesin hakkı teslim edilmelidir. Sünnisiyle, Alevisiyle, Kürdüyle, Türküyle bu ülkenin evlatları adil ve eşit yurttaşlık temelinde kardeşçe yaşamalıdır.
- Sevgili canlar, zulme direnenlerin dayanma gücünü, Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli’nin şu sözünde buluyorum: 'Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayın'. Biz düşmanlaştırmadan, ötekileştirmeden adaletin güneşini hepimiz için doğuracağız. Silivri zindanından, Hacıbektaş’ın semasında özgürce süzülen beyaz güvercinlere, o güvercinlerin taşıdığı barışa ve adalete niyazım da sözüm de budur. Hak Muhammed Ali’ye gönülden niyazla yolda daim olalım. Gönüller bir, muratlar bir olsun. Zalimin zulmüne karşı insanlığımız, kardeşliğimiz daim olsun.
"DÖNEN DÖNSÜN, BEN DÖNMEZİM YOLUMDAN"
- Hepinizi yüzyıllardır sesi dinmeyen Pir Sultan Abdal’ın dizeleriyle hasretle kucaklıyorum: 'Ulu mahşer günü olur divan kurulur. Suçlu suçsuz gelir orada dirilir. Piri olmayanlar anda bilinir. Dönen dönsün ben dönmezim yolumdan. Pir Sultan’ım, Pir Sultan’ım arşa çıkar önümüz. O da bizim ulumuzdur pirimiz. Hakkı teslim olsun garip canımız. Dönen dönsün, ben dönmezim yolumdan.'"
"ALEVİ BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞI’NI DERHAL KALDIRIN, TANIMIYORUZ"
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Mat, "Sevgili canlar, önümüzdeki yıl Hacı Bektaş-ı Veli Dergahımızın, II. Mahmut tarafından el koyulmasının, yani kayyum atanmasının 200’üncü yıl dönümü" diyerek Alevi kurumları olarak Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı'nın Alevilere iade edilmesi için hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu.
Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı tarafından dün düzenlenen programı ‘korsan etkinlik’ diye nitelendiren Mat, "Alevilere don biçmekten vazgeçin. Cemevi bir ibadethane olduğunu bile açıklamayacak kadar yetkisiz, işlevsiz olan ve görevi sadece saraydan gelecek talimatları, emirleri yerine getirmekten başka görevi olmayan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı derhâl kaldırın, tanımıyoruz. Yok Hacı Bektaş-ı Veli etkinliklerine alternatif etkinlikler koyarak, Alevi toplumunu kutuplaştırmaktan, ayrıştırmaktan vazgeçin" ifadelerini kullandı.
Mat, konuşmasına şöyle devam etti:
- "Avrupa’da yaşayan Aleviler, Avrupa’daki devletlerin anayasasında var olan haklara dayanarak anayasal tüm haklarını elde ettiler. Cemevleri Avrupa’da ibadethane olarak kabul edildi. Ana, dede ve baba önderler, inanç önderi olarak tanındı. Avrupa devletleri, Avrupa devletleri Aleviliği kendine inanç, kendine özgü bir inanç olarak kabul etti ve Alevi kurumlarını bir inanç toplumu olarak tanıdı. Verilen bu haklar bir lütuf değildir. Kara kaşımıza, kara gözümüze bakarak verilen haklar değildir.
- Peki Türkiye’de yaşayan yaklaşık 30 milyon Alevi’nin hâli, durumu nedir? Askerlik yapıyoruz, vergi veriyoruz. Vatanım dediğimiz Türkiye’de hâlen yok sayılıyoruz. Asimilasyon ve inkâr politikalarına maruz kalıyoruz. Hakaretler, katliamlar, sürgünler yaşıyoruz. Zorunlu din dersleriyle çocuklarımız manevi işkence yaşıyor. Peki, soruyoruz. Hünkarımızın önünde soruyoruz, huzurunda soruyoruz: Doğrusunu kim yapıyor?"
"HAK KATINDA, HAKLI OLDUĞUMUZU ÇOK İYİ BİLİYORUZ"
İBB Başkanvekili Nuri Aslan, etkinlikte yaptığı konuşmada, "Canlar, tarih boyunca hep ezenlerle ezilenler, zulmedenlerle adalet arayanlar, batılın izinden gidenlerle hakkın yolunda gidenler mücadele etti. Her zaman ezilenler, adalet arayanlar, hakkın yolundan gidenler kazandı. En ufak bir şüpheniz olmasın, yine öyle olacak" ifadelerine yer verdi.
Dün sabah saatlerinde gözaltına alınan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney'in Hacı Bektaş-ı Veli’nin ilkeleriyle yaşadığını belirten Aslan, "Bizim hiçbir dostumuz, kardeşimiz zulme boyun eğmez, zulmedenlerden olmaz, olamayız. Hak katında, haklı olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Bunun için başta Filistin olmak üzere, bölgemizdeki tüm mazlum halklar için sesimizi yükseltiyoruz. Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolunu sürmek işte budur, mazlumun yanında durmaktır" dedi. Aslan, şöyle konuştu:
- "Hizmet sözle değil, gözle görülür. Ekrem Başkanımızın eli sadece İstanbul’a değil, kadim ülkemizin tüm güzel kentlerine değdi, Hacıbektaş’ımız da dahil. Biz de bugün onun emanetine sahip çıkıyor, onun emeğine halel gelmesin diye var gücümüzle çalışıyoruz. Alevi-Bektaşi inanç merkezleri olan ibadethanelerimize, cemevlerimize de bu anlayışla hizmet veriyoruz.
- Ağırlıklı olarak bakım-onarım, inşaat, temizlik, salon ve sanatçı desteği, otobüs temini ve muharrem lokması gibi ihtiyaçlar için İstanbul’da, toplam 110 cemevimizle dayanışma içindeyiz. Geçtiğimiz yıl İBB Meclisi’nde oy çokluğu ile aldığımız bir kararla, ‘Dini Kurum ve Topluluklarla İlişkiler Şube Müdürlüğü Yönetmeliği’ne cami, mescit, kilise, sinagog gibi ibadethanelerimizin yanına cemevlerini de ekleyerek, bir ilke imza attık.
- Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’ni, Hacıbektaş Belediyemizle birlikte düzenlemek üzere ‘Ev Sahibi Düzenleme Protokolü’nü hayata geçirdik. Bu törenlerin herhangi bir baskı altında kalmadan, layık olduğu koşullarda gerçekleşmesi çok önem verdiğimiz bir konu. Her yıl bu mücadeleyi sürdüren canlarımızın dayanışmasının bir parçası olmaktan onur duyuyoruz. Hiç kuşkunuz olmasın ki sizlerin desteğiyle İstanbul’dan Hacıbektaş’a, Hacıbektaş’tan Türkiye’nin dört bir yanına uzanan gönül köprülerini, kardeşlik köprülerini birlikte kurmaya devam edeceğiz.
"TÜM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ, BÜROKRATLARIMIZ, YOL ARKADAŞLARIMIZ ARAMIZDA OLACAK"
- Gönül isterdi ki Ekrem Başkanımız da bugün burada olsun, olabilsin, size seslensin ama sizin, güzel canların duygularını, desteklerini, kalbinin en derinlerinde hissettiğini biliyorum. Eminim ki, bizi buradan duyuyor ve hissediyor. Eminim ki, en kısa zamanda aramızda olacak. Tüm belediye başkanlarımız, bürokratlarımız, yol arkadaşlarımız aramızda olacak. Genel Başkanımızın liderliğinde ve önderliğinde, bu büyük mücadeleyi sürdürmeye devam ediyoruz.
- Ekrem Başkan'ın da yol arkadaşlarımızın da aramızda olacağını olacağına eminim. Sizler de türbeyi ziyaretinizde, delikli taştan geçerken yaptığınız dualarda, zindanlarda esir tutulan Selahattin Demirtaş'ı, Ekrem İmamoğlu'nu Mehmet Murat Çalık'ı, Rıza Akpolat'ı, Hakan Bahçetepe'yi, Utku Caner Çaykara'yı, Zeydan Karalar’ı ve diğer tüm yol arkadaşlarımızı, bürokrat arkadaşlarımızı, Ahmet Özer'i, Alaattin Köseler'i duamızdan eksik etmeyin."