CHP İstanbul İl Yönetimi İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevden alındı. 8 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilen CHP İstanbul İl Kongresi'nin iptali için açılan davada heyet 196 delegenin de tedbiren uzaklaştırılmasına ve mevcutta yürüyen kongre sürecinin durdurulmasına hükmetti.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na ise Gürsel Tekin atandı. Tekin ile birlikte Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz, Erkan Narsap heyette yer aldı.
Kararın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çağrısı ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) CHP Genel Merkezi'nde olağanüstü toplandı. Toplantının ardından Halk TV canlı yayınına katılan CHP Genel Başkanı Özel kararı değerlendirip partisinin yol haritasını kamuoyuyla paylaştı.
"BU 10'UNCU DENEMEYDİ, ŞİMDİ TUTTURDULAR"
Kayyum girişiminin ilk olmadığını ifade eden CHP lideri Özel şunları dile getirdi:
Asli Hukuk Mahkemelerine başvuruyorlar. 'Tedbir kararı verin' diyorlar. Bunu bugüne kadar 9 mahkeme reddetti, 10'uncusunda tutturdular. Bu kararı siyaseten AKP ve MHP'nin de zarar göreceği bir sonuç doğurur.
Bunu niye yapıyorlar? CHP'yi durduramadıklarını, yükselişine engel olamadıklarını görüyorlar, onun için yapıyorlar. Atatürk'ün kurduğu partiyi ortadan kaldırmak sana nasip olur mu? Bir kapatma davası açmadılar, onu da yapsalar şaşırmam.
"CHP'Lİ HİÇ KİMSE SARAY'IN KURDUĞU BU KUMPASIN PARÇASI OLMAZ, OLANI ATARIZ"
Mahkemenin verdiği kararı tanımadıklarını ifade eden Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
İl Başkanımız görevinin başındadır. Mahalle delege seçimimizi de yapacağız.
İsminden bağımsız olarak, atanan kayyum heyetinden görevi kabul edeceğini anladığımız, açıklaması o yönde olan kişiyi partiden ihraç edeceğiz. CHP'li hiç kimse Saray'ın kurduğu bu kumpasın bir parçası olamaz.
Gürsel Tekin partiden istifa ettiğinde ben partiye emeği olan birisinin partide kalmasını talep etmiş birisiyim. Gürsel Tekin’den bağımsız bir şey söylüyorum. Kayyumun partinin üyesi olması gerekiyor kanuna göre. CHP'li hiç kimse Saray'ın kurduğu bu kumpasın bir parçası olamaz. Parçası olanı partiden ilişkisini keseriz.
Kendisini tedbirli şekilde, karar alındığı an parti üyeliği sona eriyor, tedbirli şekilde Yüksek Disiplin Kurulu’na verdik ve partiden ihraç ettik. Bu Gürsel Tekin ismi olsa olur, başka ismi olsa olur.
Gürsel Tekin’i partiden attık demek istemiyorum, biz kayyum olmayı kabul eden birini partiden attık. Kim kabul ederse onu da atacağız partiden. CHP’nin bu yargı oyununa alet olacak üyesi olamaz. Ne Genel Merkeze ne il başkanlığına Cumhuriyet Halk Partililerin seçmediği biri giremez"
"KOMİSYONDAN ÇIKMAMIZ AKP'NİN İŞİNE YARAR"
Özel, operasyonlara tepki olarak TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan CHP'li üyelerin çekilip çekilmeyeceği yönündeki soruya yanıt verdi.
Komisyondan çıkma kararının AKP'nin işine yaracağını ifade eden Özel, "Ben bu komisyona bizim arkadaşlara operasyon yapılmasın, bırakılsın, bilmem ne şartıyla girmedim ki... Bu komisyon 18 Mart gününde kurulsaydı darbe sürecinden önce, girmeyecek miydik? O yüzden, sapla samanı, elmayla armudu ayırmak lazım birbirinden." dedi
"Meclis, AK Parti'nin, MHP'nin mülkü değil" diyen Özel sözlerini şöyle sürdürdü:
Meclisin komisyonuna girince onların bir yerine girmiş olmuyorsun. Milletin bir yerine gelip de verdiği görevi yapıyorsun. Milletin sana verdiği yetki doğrultusunda. Ama girerken dedim, şunu söyledik. "Biz burada anayasa konuşmayız." dedik. Önce bir sürü tartışma oldu.
Sonra, hatta o zaman Cumhuriyet'in manşetiydi. Her partiden kutuyu koymuş. Her parti ilk gün "Bu meclisin, bu komisyonun anayasa konuşmayacağını, anayasayı değiştirmeye çalışmayacağını" taahhüt ettiler. Altını çizdiler. Biz de memnuniyetimizi ifade ettik.
Yine bu meclisle ilgili, sadece 'Terörsüz Türkiye' noktasında... 'Terörsüz Türkiye evet ama terörsüz ve demokratik Türkiye.' dedik. Komisyonun adına 'demokratikleşme', 'demokrasi' kelimesinin konmasını istedik ve sağladık.
Şimdi, bu perspektiften ilerlerken, burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu komisyonda olmamasını isteyen, en çok isteyen biri var, o da Recep Tayyip Erdoğan."
"KURULTAYI İPTAL ETMEYE KALKMAK BÜYÜK BİR SİYASİ CESARET İSTER"
Özel "Bu karar kurultay davasını etkiler mi ve benzer bir karar durumunda tavrı ne olur?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Hukuken her iki görüşü de savunan arkadaşlar oldu. Siyaseten İstanbul İl Kongresini iptal edenin niyeti Cumhuriyet Halk Partisi’ni karıştırmak olduktan sonra, baksanıza bir Cumhuriyet Halk Partiliye ‘Geç partiyi yönet’ diyor. Bu Cumhuriyet Halk Partisi’ni birbirine düşürmek, Cumhuriyet Halk Partisini karıştırmak maksadıyla yapılan bir iş olduğu, siyasi bir hamle olduğu kesin.
O açıdan 15’inde verilecek tabii ben sayın mahkeme, mahkemeyi sürdürdü, bir takım kararlar aldı, alıyor. O, kendi takip etmesi gereken yol haritasını takip ediyor sonuçta. O konuda bir şey diyecek değilim. Sayın mahkemeye, ‘şunu yapacak, bunu yapacak’ diyemem.
Ama Cumhuriyet Halk Partisi‘nin kurultayını iptal etmeye kalkmak da çok büyük bir siyasi cesaret ister. Siyasi gözü dönmüşlük ister. Ve denemesi bedava. Denemesi bedava. Ama Saraçhane’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kayyıma teslim etmeyen Cumhuriyet Halk Partisi, bu partiyi de bu partinin binasını da genel merkezini de üyelerinin iradesini kimseye teslim etmez.”
"HAYDİ GELİN İNDİRİN MİLLET KİMİ İNDİRİYOR, KİMİ BİNDİRİYOR GÖRÜRÜZ"
CHP ile ilgili kararların ekonomi üzerindeki etkisine işaret eden Özel şunları söyledi:
“Bu iktidarın en önemli mücadelesi, enflasyonu dizginlemek çünkü başka türlü bu hayat pahalıyla sokağa çıkamıyorlar. Yani pazara gidemezler, millet yüzlerine tükürür. Bu iktidarın enflasyonu düşürmek, fiyatları aşağıya çekmekten hiç olmazsa artışı durdurmaktan önce başka bir çıkış yolu yok. Bunun da yolu faizleri de düşürebilmek.
Türkiye, faizleri belli bir noktaya düşürmüşken 19 Mart‘ta büyük bir sıçramayı yaşadı faizler. Ve halen daha toparlayamadılar. Bugün bir benzer şeyi göze alıyorlar. Bakın 19 Mart günü Borsa İstanbul’un düşüşü, 8.79.19 Mart darbesi günü. Bu da bugün 2 Eylül. Yüzde 6. Veya bugün. Borsa İstanbul’un yüzde 6’lık dibe çakılması.
Şimdi bunu göze alanın, ekonomiyi düzeltme gibi bir gayreti olabilir mi? Bu şu demek. Borsa düştüğünde döviz fırlar, faiz fırlar, Türkiye’nin risk primi daha işte o birkaç saat içinde daha dünya meseleyi algılayana kadar herhalde 16 puan arttı Türkiye’nin risk birimi. Artmaya da devam edecek. İstanbul İl Kongresi borsayı yüzde 6 düşürüyor, 1 - 2 saat içerisinde.
Türkiye’nin önemli bankaları, kendilerinin işlemlerini kapattılar, tahtayı kapattılar. Şimdi banka ismi verip yeni bir spekülasyon yaratmayalım ama ilgilenenler biliyor. Türkiye’nin en bilindik, en yüksek hacimli bankaları tahtlarını işleme kapattılar. Bu bir İstanbul İl Kongresinin tedbir kararı.
‘Şimdi biz CHP’ye kayyım atayalım’ falan. Ve o kayyım atama meselesinin bu ekonomiye vurduğu ağır darbenin fiyatlardaki yükselişini herkes biliyor. Sokağa çıktığımızda herkes biliyor. Bu iktidar, bu yaptıklarıyla, yani Ekrem İmamoğlu korkusuyla, ‘Bırakırsak bu Cumhurbaşkanlığına yürüyor, CHP bunu Cumhurbaşkanı Adayı yapacak.
Ne gün toplanıyorlar ön seçim için? 23. 19’unda alalım, dört gün gözaltı süresi verelim.’ Bizden beklediler ki 23’ündeki seçimi iptal edelim. Etmeyince ‘23’ünde tutuklayalım, koyalım.’ Beklediler ki vazgeçeceğiz. Ya ben duymuyor muyum?
Bana diyor ki ‘Ankara’ya git partinin başında otur.’ Bu ne demek? ‘Anadolu’yu gezersen seni partinin başından indiririm.’ Beni tehdit ediyor. Beni partinin başından indirmekle tehdit ediyorlar. Ben de onlara diyorum ki ‘Partinin başında sizin dediğiniz gibi tarif edilmiş bir muhalefet olarak, sınırları çizilmiş bir muhalefet olarak oturacağıma, mücadelemi yaparım. Haydi gelin indirin. İndirirsen millet kimi indiriyor, kimi bindiriyor görürüz.’ Her türlü darbeciye, her türlü darbeye karşı halkın direnme hakkı vardır, milletin direnme hakkı vardır.”
“AKŞENER VE EKİBİNİN MHP'DEN AYRILMASI DA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN MARİFETİYLE OLDU”
Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 2016 yılında yapılamayan olağanüstü kongresini hatırlatan Özel o günlere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özel, Meral Akşener ve bazı muhalif isimlerin partiden ayrılması ve İYİ Parti'yi kurmasıyla sonuçlanan süreci şu sözlerle aktardı:
“MHP’nin kongresini, Anadolu’daki bir asliye hukuk mahkemesinin marifetiyle Meral Akşener‘in yaptığı tüzük değişikliklerini iptal ettirip, MHP’nin gelmekte olan kongresini, seçimli kongresini iptal ettirip, bu yönetimi MHP’nin başında tutan, Meral Akşener ve ekibinin de partiden ayrılması bir asliye hukuk mahkemesinin marifetiyle oldu.
Buna da AK Partililer aracılık ettiler. Sonra da MHP’yi iktidarlarına yedeklediler. Bunu bilmeyen mi var? MHP’nin bunun diyetini ödemediğini bilmeyen mi var? Bütün kibarlığımızla, nezaketimizle… Ama yeter yahu.
Ondan sonra bugün yeni bir asliye hukuk dümeni ile CHP’ye aynı teklif. Biz o parti gibi davranmayacağımızı, o genel başkan gibi davranmayacağımızı gösteririz. Bunun üstüne 15’inde, haydi hodri meydan…
CHP’nin liderine zaten demediler mi… CHP liderine ‘Ankara’da, partinin başında otur’ dediler yahu. Bunu açık açık söylediler. Öbürü ‘Ankara merkezli siyaset yap’ diyor bana. Yani diyor ki ‘İstanbul’a gitme, Samsun’a gitme., Bayburt’a gitme, Konya’ya gitme. Ankara’ya gel otur, partinin başına gel otur.’ Hatta bunu dediler, ‘Ekrem’i bırak’ dediler, dedirttiler, yazdılar, yazdırdılar, içeriden ve dışarıdan söylediler.
O yüzden mesele bu kadar net. Bu millette saraya teslim olan ile… Yahu birbirlerine ip atıyordu bunlar. Her lafın tamamını da söylemek zorunda değiliz. Birbirlerine en ağır hakaretleri ediyorlardı. Neler neler söylediler. Ne değişti de birden sustular? Biz dün hakaret ettiğimizde bugün iltifat eden değil, doğruyu devamlı aynı şekilde savunan kişileriz.
Gün geldiğinde bir nezaket göstermek gerekirse, o da bizden gider. Ama karşılığında bir şey almayız. Daha böyle bir şey çıkmadı. Selam alırız, selam veririz. Devletin kurallarına, Anıtkabir’de tokalaşmamak, şehit cenazesinde birbirine yan bakmak gibi işlere girmeyiz.
Ama bu partiyi de kişisel çıkarlar için asla paspas ettirmeyiz. Bu parti öyle bir parti değil. Bu parti öyle bir parti olsaydı, darbelerden sonra yeniden ayağa kalkmazdı, cinayetlerden sonra kalkmazdı. Biz başkasına benzemeyiz. Biz arkadan vurmayız. Hele birileri gibi yere düşene asla tekme atmayız. Biz vuruşacaksak yüz yüze vuruşuruz. Bizim özelliğimiz bu. Arkadan vurmamak, yere düşene tekme atmamak. Maalesef yere düşene tekme atanlarla, arkadan vuranlarla muhatabız.”