TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için düzenlenen anma töreni sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yumrukla saldıran Selçuk Tengioğlu için karar çıktı.
Mahkeme heyeti, beş aydır tutuklu bulunan saldırganın "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralama" suçundan 12 ay cezalandırılmasına ve tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verdi.
Kararda takdiri indirim uygulanmadı.
Tengioğlu'nun esas hakkında mütalaaya karşı verdiği beyanıysa dikkati çekti.
"Ben Çağlayan’da lokantada çalışıyordum. O sırada kalabalıkta bir annenin çığlığını duydum. Bayanın yanına yaklaştığımda 'senin oğlun ne tarafta?' dedim. 'Benim oğlum polis ama bunların hepsi benim oğlum' demişti. Ölen Kürt siyasetçiyi ben tanıyordum zaten" dedikten sonra şöyle devam etti:
"Rahmetlinin cenazesine katıldım. Evime 6 dakikalık bir mesafeydi zaten. İyi bir barış siyasetçisi idi, tanırdım ve severdim kendisini. Onu orada görünce daha önce yaşadığım olay aklıma geldi ve bunun üzerine kendisine tepki gösterdim. Planlı bir şekilde hareket etmedim."
Pişman olduğunu da sözlerine ekledi.
Bilindiği üzere Tengioğlu, emniyet ve savcılıktaki ifadesinde de 'planlı saldırı' iddiasını reddetmişti, ancak eylemi 'devlet makamlarına yönelik tehditvari söylemleri' nedeniyle gerçekleştirdiğini ileri sürmüştü:
"Kendisinin daha önceden devlet makamlarına yönelik tehditvari söylemleri bulunması nedeniyle yanından geçerken bir anda plansız bir şekilde kendisine yüzüne doğru bir tokat vurdum. Olay tamamen anlık bir refleksle gerçekleşmiştir."
Tengioğlu, bu "tehditvari söylemlere" emniyette şöyle açıklık getiriyordu: "Sayın Cumhurbaşkanımıza 'sana dünyayı dar ederim' demesinden rahatsız oldum."
"Özgür Özel'in girişini veya çıkışını beklemem söz konusu değildir" diyen Tengioğlu, olaydan önce yaptığı açma-germe hareketleriyle ilgili de şöyle konuşmuştu:
"Cezaevinde kaldığım süreçte dahi sürekli spor yapıp, hareket etmeye dikkat ederim. Bulunduğum yerde uzun süre sabit kalamam. Nezarethane görüntülerini de incelerseniz orada da sürekli hareket ettiğim görülecektir. Yapmış olduğum bu hareketler bir hazırlık hareketi değil, o an bankta oturup sabit kaldığım için yapmış olduğum hareketlerden ibaretlerdir."
SUİKAST İHBARI ORTAYA ÇIKMIŞTI
Tengioğlu, kamuoyunda yalnızca ana muhalefet liderine yumrukla saldırmasıyla tartışılmadı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik ziyareti, Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı 'suikast' ihbarı ve adamın bizzat sabıka kaydı, en çok konuşulan başlıklar arasındaydı.
'Suikast' ihbarını ortaya çıkaran CHP lideri Özgür Özel'di. İlk olarak Mayıs 2024'teki grup toplantısında Tengioğlu'nun "Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi. İmamoğlu'na suikast yapılacak" dediğini söyledi.
"Bu yılın Ocak ayında, dünkü evlat katili saldırgan İBB'ye gelir... 'Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi, İmamoğlu'na suikast yapılacak, ihbar etmeye geldim' demiş" sözlerini aktaran Özel, savcılara şöyle seslendi:
"O koğuş arkadaşları nerede? Bizim konumuz, 'İmamoğlu'na suikast yapılacak' diyen adam, dün herkesin gözünün önünde ana muhalefet liderine saldırıyor. Bu adamı birileri böyle kullanıyor."
Bu sözlerin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden de bir açıklama geldi.
Söz konusu iddialarla ilgili geçmişe yönelik inceleme başlatıldığı belirtildi ve "ihbarın 2024 Aralık ayında yapıldığı, ihbarın değerlendirilme ve işlem süreçleri için Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Büro ekiplerinin görevlendirildiği tespit edilmiştir" denildi.
Güvenlik Büro Amirliğince yapılan çalışmada ihbarcının kimliğinin Selçuk Tengioğlu olduğunun tespit edildiği belirtilen açıklama şöyle devam etti:
"(...) Yapılan görüşmede; adı geçen belediye başkanını sevdiğini, belediyeden yardımlar aldığını, başkanın DEM Parti ile iç içe olmasından dolayı rahatsızlık duyan milliyetçi kesimler tarafından kendisine zarar verebileceklerini düşündüğünü, cezaevinde kaldığı sürede bu gibi konuların koğuşta konuşulduğunu, tamamen kendi hislerinden dolayı bu şekilde bir ihbarda bulunduğunu, herhangi bir bilgiye dayalı olmadığını ve yazılı olarak ifade vermek istemediğini beyan etmiştir."
"(...) İhbar usulüne uygun şekilde değerlendirilmiş, ihbarın somut delilere dayanmadığı, yalnızca kişisel kanaatlere dayalı bir bildirim olduğu, bahse konu durumun 5 yıl önceki hapiste kaldığı dönemle ilgili olduğu anlaşılmış, ilgili süreç tamamen yasal mevzuat çerçevesinde ihbarın içeriğiyle sınırlı kalmak kaydıyla sonuçlandırılmıştır."
İKİ ÇOCUĞUNU KATLETMİŞ
Adamın sabıka kaydıysa henüz saldırının yaşandığı gün paylaşıldı ve 2004 yılında iki çocuğunu katlettiği, hırsızlık - tehdit suçlarından da çok sayıda suç kaydının olduğu ortaya çıktı.
İçişleri Bakanlığı "Müebbet hapis cezası alan S.T. 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakılmıştır" bilgisini verdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, böyle bir profilin neden ve nasıl tahliye olduğuna dair eleştirilere şöyle yanıt verdi:
"Suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 647 sayılı Ceza İnfaz Kanunu hükümleri çerçevesinde, ilgili şahıs ceza infaz kurumunda 16 yıl kaldıktan sonra, 2020 yılında şartlı tahliye edilmiştir.
2005 yılında AK Parti iktidarları döneminde yapılan köklü reformlarla Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu tamamen değiştirilmiş; hem suçlara öngörülen cezalar artırılmış, hem de infaz süreleri uzatılmıştır.
'ESKİ MEVZUATA GÖRE TAHLİYE EDİLDİ'
Ancak saldırgan, bu değişikliklerden önce suç işlediği için eski mevzuata göre cezaevinden tahliye edilmiştir. Bugünkü mevzuat uyarınca aynı suçu işlemiş olsaydı, birden fazla ağırlaştırılmış müebbet ve süreli hapis cezası alması durumunda Ceza İnfaz Kanunu 107/3-a maddesi gereğince en az 36 yıl yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda kalacağı açıktır. (...)"