Parkinson hastalığı dünyadaki en yaygın nörolojik hastalıklardan biri haline geldi. Son 25 yılda Parkinson’la yaşayanların sayısı 8,5 milyonu aşmış durumda; 2050 yılına gelindiğinde bu sayının 25,2 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
Şu anda hastalığı durdurabilecek ya da ilerlemesini yavaşlatabilecek bir tedavi olmasa da, yapılan araştırmalar yaşam tarzı ve çevre faktörleriyle ilişkili bazı risk unsurlarını ortaya koyuyor.
Uzmanlar, az bilinen risk faktörlerine dikkat çekiyor:
1. Kahve ve çay tüketin
Araştırmalara göre kahve ve çay tüketimi, Parkinson geliştirme riskini azaltıyor.
Bu ilişkinin nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da, kafeinin vücutta oksidatif stresi ve beyin içi iltihaplanmayı azaltma etkisi olduğu düşünülüyor.
2. Kuru temizleme kimyasallarına dikkat edin
Trikloroetilen (TCE) ve perkloroetilen (PCE), kuru temizlemede yağ çözücü olarak kullanılan endüstriyel çözücülüler. Bu maddeler karsinojen olarak sınıflandırılıyor ve üreme sistemi, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi üzerine zararlı etkileri olduğu biliniyor.
Son dönemdeki araştırmalar, yüksek TCE/PCE maruziyetinin Parkinson riskini artırabileceğini gösteriyor.
3. Pestisitle teması azaltın
Birçok çalışma, yüksek düzeyde pestisit maruziyetinin Parkinson ile ilişkili olduğunu gösterdi.
Örneğin, California’daki tarım bölgelerinde ziram, maneb ve paraquat gibi pestisitlere birlikte maruz kalmak, Parkinson riskini üç katına çıkarabiliyor.
Organik ürünlere yönelmek, meyve sebzeleri iyice yıkamak ya da pestisite maruz kalmayı azaltacak tedbirler almak risk azaltıcı olarak öneriliyor.
4. Temiz su ve su filtresi kullanın
İçme suyu, pestisitler ve endüstriyel kimyasallar gibi zararlı maddeleri barındırabiliyor. Örneğin, bazı çalışmalarda özel kuyulardan sağlanan suyun, endüstriyel çözücüler veya pestisitlerle kirlenmiş olduğu saptandı.
Bu riskleri azaltmak için aktif karbon ve ters ozmoz sistemleri gibi filtreleme teknolojileri öneriliyor.