ŞEHRİBAN KIRAÇ / NEFES

Nobel Kimya Ödülü sahibi Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Türkiye’deki gençlere öneride bulunarak, “Benim Türkiye'deki öğrencilere, bilim insanlarına tavsiyem dışarıya gelin, bilim yapmayı öğrenin ama Türkiye'ye dönün” dedi. Üç yıldır beyin kanserlerine dönük bir ilaç üzerinde çalışan Sancar, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde ömrü iki misli uzattıklarını, insanlara dönük yan etkileri araştırmak için 2 milyon dolara ihtiyaç olduğunu ancak kaynak bulamamaktan yakındı. Günde en az 12 saatini çalışmakla geçiren, “Atatürk olmasaydı savrulurduk” diyen Prof. Dr. Aziz Sancar ile çalışma disiplinini, kanserden korunma yollarını ve gençlere tavsiyelerini konuştuk.

İlaç şirketleriyle ilişkim yok

Beyin kanserlerine dönük çalışmanız var, hangi aşamaya gelindi?

Beyin tümörleri, ölüm nedenleri arasında 10'uncu sırada yer alıyor. Kan-beyin bariyerini geçemeyen mevcut kanser ilaçları bu kanser türüne etki etmede yetersiz kalıyor. Keşfimizde, ortaya koyduğumuz bileşen, beyne giriyor ve kanser hücresini öldürüyor. Biz üç yıl önce bunun haberini vermiştik, üç yıl sonra makaleyi yayınladık. Bu işler yavaş gidiyor. EdU, hızlı bölünen kanserli beyin hücrelerini öldürebilirken, bölünmeyen sağlıklı beyin hücrelerini koruyabilir. Beyin kanserinde EdU, hayvanlarda çalışıyor. Onun devamını yapıyoruz. Devamı şimdilik oldukça olumlu gözüküyor. Ama yeni çalışma üç yılımızı alır mı almaz mı bilmiyorum. Umarım ki daha kısa zamandan daha kesin sonuçlar alırız. Bizim sorunumuz şu; Bizi maddi olarak destekleyecek kurum bulamıyoruz. Bu konuda benim ilaç firmalarıyla pek iletişimim yok. Onlar bu gibi işlerde deney safhasındaki ilaçları desteklerler. İlaç şirketleriyle ilişkim yok. O bakımdan o yönden zorluk çekiyoruz. İnsanlarda kullanılabilmesi için iki yıl boyunca klinik deneylerde yan etkilerini araştırmamız gerekiyor.

Bu kadar hayati bir konuya nasıl destek verilmiyor?

O kadar çok çalışmalar, yayınlar, buluşlar var ki bu konuda. İddiası olanlar çok fazla. O bakımdan ilaç firmaları da hangilerini destekleyeceklerini ya kime inanacaklarını bilmiyorlar.

Ne kadar hızlı bir şeyler yapabilirsek iyidir

Ama siz Nobel almış bir bilim insanısınız size nasıl inanmazlar...

Ben hep şundan bahsederim; Geçen yıl önemli bir ilaç firması, 10 milyar dolar harcayıp geliştirmek istediği bir projeyi bıraktı. Onun için yatırım yaptıkları zaman dikkatli olmaya çalışıyorlar. Kime inanacaklarını, ne kadar inanacaklarını bilmiyorlar. Şimdi siz diyorsunuz ki bu adam Nobel kazandı, inanmaları lazım. Ama Nobel kazananların da sahte sağlık şeyleri sattıklarını görüyordum. O bakımdan dikkatli oluyorlar. Benim bu süreçte odaklanacağım alan bu olacak. Bizi destekleyecek birilerini bulmalıyız. Şu an gönüllü insanlarda deneme yapmamız lazım. Çünkü olumlu ve güvenli sonuçlar alıyoruz. Ölüme terk edilmiş çok insan var. Bu hastalara tanı konulduktan sonra ortalama yaşam süresi 14-16 ay. Onun için ne kadar hızlı bir şeyler yapabilirsek iyidir.

Farelerde hayat süresini iki misli uzatıyoruz

Destek bulursanız gelecek 2-3 yılda beyin kanserlerine tamamen çözüm bulunabilir diyebilir miyiz?

Genel potansiyeli olan bir ilaç diyelim. Kanserin çözümünü bulmak zor. Ama farelerde hayat süresini iki misli uzatıyoruz. O bakımdan umut verici bir şey. Fakat kalkıp bunu beyin kanserlerini tedavi edeceğiz demek yanlış. İnsanlara yanlış ümit veriyor. Bu konuda benim Cumhuriyet gazetesinde geçen yıllarda bir makalem yayınlandı. Türkiye’den çok fazla mail aldım, hocam oğlum, annem, yakınım beyin kanseri, bize yardım eder misin diye. Bu bakımdan bunları yayınlarken dikkatli olmak lazım.

2 milyon doları nereden bulacağım!

Klinik çalışmalar için ne kadar kaynağa ihtiyacınız var?

ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) başkanına danıştım. ‘Aziz dedi 2 milyon doların var mı? 2 milyon dolar harcayıp önce insanlarda yan etkilerini araştıracaksın. O yan etkilerinin dokümanını yapacaksın. Ciddi yan etkilerin olmadığı ispatlandıktan sonra insan deneyleri başlayacak’. Dedim ben 2 milyon doları nereden bulacağım? Özellikle ABD Başkanı Donald Trump bilimsel araştırmalara dönük bütçede ciddi kesintiye gidiyor. Ne olacağımız belli değil. O bakımdan ciddi bir belirsizlik var.

En az 12 saat çalışırım

Şu anda nasıl bir çalışma disiplinine sahipsiniz?

Uyanık olduğum bütün saatlerde çalışıyorum. Sağlık yönünden de yürümem gerekiyor. Günde iki saat kadar yürürüm. Haftanın 7 günü çalışırım, günlük çalışma zamanım da 12 saatten az değil.

Çok çalışıyorsunuz.

Evet. 40 yılı aşkın süredir evliyim, artık hanım da çalışmamdan şikayet etmiyor. Evde olsam da olmasam da biliyor ki hep çalışırım. Eşim şikayet etmiyor. Ben de çalışmayı seviyorum. Benim merakım var.

Gençler dışarıda bilimi öğrensin Türkiye’ye dönsün

Türkiye'de son dönemlerde gençler umutsuz, yurt dışına gitmenin yollarını arıyorlar. Siz ne öneriyorsunuz gençlere?

Türkiye'deki durumu iyi bilmiyorum. Türkiye'deki eğitim hakkında bir şey söylemem doğru olmaz. Amerika'ya gelen Türklerin çoğu çok başarılı. Benim yanımda şu anda çalışan 5 Türk var ve hepsi çok iyi. Benim Türkiye'deki öğrencilere, bilim insanlarına tavsiyem dışarıya gelin bilim yapın, bilim yapmayı öğrenin ama Türkiye'ye dönün. Benim Türkiye’ye dönen üç öğrencim var üçü de profesör şimdi. Biri Koç, biri Sabancı biri de Gebze Teknoloji üniversitesinde. Türkiye'ye döndüler. Çok sevdiğim Ogün Adebali adında Sabancı’da bir öğrencim var. Ben Nobel aldıktan kısa bir süre sonra o doktorasını bitiriyordu, bana telefon etti. Doktora sonrası araştırma yapmak istiyorum sizde yer var mı dedi. Var dedim. Ben sizinle pazarlık yapacağım dedi. Araştırmadan sonra Türkiye’ye döneceğim dedi. Bana Türkiye'ye döneceğim diyen ilk ve son Türk odur. Ondan başka hiçbir Türk öğrenci ben Türkiye’ye döneceğim demedi.

Ogün Adebali, Türkiye’ye döndükten sonra da çok güzel destekler aldı, şimdi Avrupalılarla Amerikalılarla yarışacak derecede bilim yapıyor. Türkiye’de de bilim yapılabilir. O bakımdan benim Türkiye'deki öğrencilerle tavsiyem yurt dışına çıkın. Orada güzel bilim yapmayı öğrenin. Ama Türkiye'de de bazı üniversitelerde güzel bilim yapma imkanları var. Birçok üniversitede olmayabilir ama Hacettepe, Koç, Sabancı, İTÜ, Beykent, Boğaziçi ve başka üniversitelerde de iyi bilim yapıyor.

Peki siz eğitiminizden sonra Türkiye’ye dönmediğinize pişman mısınız?

O zaman burada bilim yapma imkan yoktu. Ben Türkiye'ye dönmek istedim ve Diyarbakır'da askerliğimi yaparken o dönemde bir üniversitedeki kimya bölüm başkanına sordum, Ben dönersem kimya alanında bilimde ne yapabilirim diye. Bana dedi ki bizim bazı karaciğer fonksiyon testlerine ihtiyacımız var. Onları öğren gel yaparsın dedi. O dönemde Amerika'da dünyanın en iyi bilimini öğreniyorsun, Ama Türkiye'ye dönseydim karaciğer fonksiyon testleri yapacaktım. Dönmedim.

Dünyada olup biteni öğrenin

Mardin'den çıktınız. Çok önemli bir rol modelsiniz, gençlere ne önerirsiniz, nasıl çalışsınlar?

Çok çalışmak lazım. Özellikle bilimde çok çalışmak lazım. Dünyada olup biteni bilmek öğrenmek gerekiyor. Yeni teknikler geliştiriyor. Onları öğrenmek, takip etmek şart. Siz güzel bilim yaparsanız eninde sonunda güzel ve önemli sonuçlar çıkar.

Sigarayı hayatınızdan çıkarın

Kanser üzerine çalışıyorsunuz. Sağlıklı bir yaşam için neler yapmamız gerekiyor?

Bir numara sigarayı hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Akciğer kanserlerinin ve ölümlerin yüzde 70’i sigaradan oluyor. Onu kullanmanız kanserlerin yüzde 70’i gider. Sağlıklı yemek önemli. Fazla yağlı yemeyeceksiniz vesaire. Bir de aktif olmak lazım. Ben yürüyüş yaparım ama daha gençseniz koşun.

Bilime önem vermeliyiz

Türkiye'nin bilimde geldiği seviyeyi nasıl görüyorsunuz?

Gerçekten çok ilginç bir dönem. 1960’ların sonunda Türkiye bilimde Çin ile aynı seviyedeydi. Nobel ödül töreni öncesinde, ödül almış kişilere dönük bir yemek verilmişti. Yanımda Nobel Kimya Seçim Komitesi'nin başkanı oturuyordu. Bana dedi ki Aziz bak, Çin de Türkiye gibi ilk defa bilimden Nobel alıyor. Ama şimdiye bakıyorsunuz Türkiye nerede? Çin nerede? Bilime önem vermeliyiz. Tekrar tekrar söylüyorum kendi ürettiğimiz bilime, teknolojiye, ithal ettiğimiz değil, kendi ürettiğimize önem vermeliyiz.

Çin ABD’yi solladı

Siz de bahsettiniz Trump bilime dönük bütçeyi kısıyor, ABD bilimden uzaklaşıyor mu?

Çin bilim ve teknoloji konusunda Amerika'yı geçti. En iyi 3 bilim dergisinde yayınlanan makalelerin yüzde 50’si Çin'den çıkıyor. Gerisi Almanya'dan Fransa'dan Amerika'dan. Bilim olimpiyatlarında 12 yıldır çıkan 5 bilim takımı var. İki tane Anglo-Sakson gerisi hep Çin'de. Ve bunlar Amerikan bilim takımı. Yani Amerikan bilim takımları da Çinlilerden oluşuyor. Bir dönüm noktasındayız. Biz ne kadar iyi niyetli olursak olalım bilimde iyi değilsek dünyaya kafa tutamayız. 2. Dünya Savaşında ABD ve Rusya hakimiyet kurdu. Rusya sadece silaha önem verdi, ABD ise hem silaha hem bilime önem verdi. Sadece silahla savaş kazanılmaz, soğuk savaşın kazananı ABD oldu. Bu nedenle Rus imparatorluğu çöktü. Şimdi 21. Yüzyılda maalesef ABD, Rusya'nın yaptığı yanlışı yapıyor. Son 20 yılda bilimsel anlamda Çin ABD'yi geçti.

Atatürk olmasaydı savrulurduk

Siz Nobel ödülünü Anıtkabir Müzesi’ne bağışladınız. Atatürk devrimlerinin başarınızdaki payı nedir?

Atatürk olmasaydı savrulurduk. Benim annem okumadı. O nesil hiç okumadı. Bu öyle devam edecekti. Atatürk sayesinde okullar açıldı. O sayede ben eğitim gördüm. Atatürk sayesinde idealist insanlar, öğretmenler yetişti. Gurur duymamız lazım onlarla. O öğretmenler bir şeyler yapabileceğimizi aşıladılar. Atatürk devrimleri sayesinde özgür ve özgün şeyler yaptık. Atatürk, Sakarya savaşının en kritik günlerinde Ankara'da Milli Eğitim Komisyonunu kurmuş. Atatürk biliyor ki savaşı kazanırız ama savaştan sonrası önemli. Ve o bakımdan Türkiye Atatürk'e çok şey borçlu.