Rize’nin Pazar ilçesine bağlı Balıkçılar Köyü sakinleri, deniz sahiline kurulması planlanan Kuzuoğlu Grup’a ait Günvak-1 ve Günvak-2 kafes balık çiftliği projesine karşı 66 gün önce başlattıkları mücadelelerini sürdürüyor.
Köylüler son olarak ÇED olumlu kararının iptali için dava açmıştı.
Rize İdare Mahkemesi 21.10.2025 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararla ÇED iptali talebini reddetti. Kararın ardından köylüler, dün Pazar Balıkçılar Köyü Balıkçı Limanı’nda bir araya gelerek mahkemenin kararını protesto etti.
Köylüler, kararı Danıştay’a taşıyacaklarını ve 66 gündür sürdürdükleri çadır nöbetine devam edeceklerini açıkladı.
'KAMUOYUNU BİLGİLENDİRMEK SORUMLULUĞUMUZDUR'
Balıkçılar Köyü Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı ve köy muhtarı İsmail Hakkı Kanbay, yaptığı açıklamada yaşanan sürecin sadece köyleri değil, tüm bölge halkını ilgilendirdiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Köyümüzün denizi, ekmeğimiz, geleceğimiz bu proje ile tehdit altında. Biz sadece kendi çıkarımız için değil, doğayı ve geleceği korumak için mücadele ediyoruz. Kamuoyunu bilgilendirmek bizim sorumluluğumuzdur.”
2023 yılından beri yapmış olduğumuz mücadele ve ilgili makamlara göndermiş olduğumuz dilekçeler mevcuttur. Bu dilekçelere örnek vererek izahatta bulunmamıza rağmen hiç kimse gelip yerinde uygulama yapmamıştır. Gelen bilirkişiler dışarıdan bakarak raporlar hazırlamışlar. Ben, Balıkçı Köyü muhtarı ve kooperatif başkanı olarak kamuoyunu bilgilendirmeyi bir görev saymaktayım."
“Kafes balıkçılığı projesine onay vermesi, yalnızca bir mahkeme kararı değil; Karadenizli'nin vicdanına vurulmuş bir darbedir”
'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
Su Ürünleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Mustafa Yağcı ise kararlılık mesajı verdi:
"Rize Bölge İdare Mahkemesi, hepimizin bildiği üzere; oluşturulan ve tüm kıyılarımızı kapsayacak şekilde tasarlanan KAFES balıkçılığı projesinin ÇED raporu ile ilgili yaptığımız itirazları, ortaya koyduğumuz tüm bilimsel belgeleri ve Danıştay'ın verdiği emsal kararlarının hiçbirini dikkate almayarak, 31 Ekim 2025 tarihi itibariyle reddetmiştir.
ÇED olumlu şeklinde sonuçlanmıştır. Bu karar hukuka, bilime ve kamu düzenine aykırıdır. Toplumun vicdanlarını sızlatan ve kamu yararı olmayan söz konusu kararı bölge halkı olarak kabul etmiyoruz; kabul etmeyeceğiz.
Rize İdare Mahkemesi'nin köyümüz ve av sahalarımızda kurulmak istenen 12.000.000 tonluk kafes balıkçılığı projesine onay vermesi, yalnızca bir mahkeme kararı değil; Karadenizli'nin vicdanına vurulmuş bir darbedir.
Bu karar bilimi, çevre hukukunu, halkın katılım haklarını, kıyı balıkçısının emeğini ve uçuş güvenliğini yok saymıştır. Toplumun hukuka olan inancını zedelemiştir. Tekrardan bilirkişi talebimiz vicdanlara değil duvarlara toslamıştır. Bu nedenle, bu saatten sonra oluşabilecek olumsuzlukların sorumlusu burada yaşayan halk değildir; bu projeye onay verenlerin olacağı unutulmamalıdır.
Hukuk süreci bitmemiştir. Dosyamız bu hafta içinde ivedilikle Danıştay'a taşınacaktır. Bu dava sadece kafes balıkçılığına karşı değil; deniz kıyılarımızın ticaretleştirilmesine karşı onurlu bir direniştir. Biz geri adım atmayacağız. Bundan sonra direnişimizi tüm Türkiye'ye yayacağız."
'CUMHURBAŞKANIMIZ GELDİĞİ ZAMAN SÖZÜNÜ ALDIK'
Rize Deniz Ürünleri Avcılar Üreticiler Birliği Başkanı Mustafa Kuru’ da, denizden ekmeğini çıkaran kişiler olarak projeye karşı olduklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Biz bu mücadeleyi 6 aydır veriyoruz. Bizi bu kadar zulüm, bu kadar mağdur etmenin anlamı nedir? Bir kuzu oğluna bir gün vakit… üç beş kuruş için mi? Yani şu anda bu kadar mağdur etmenin anlamı ne? Her şey para mı?
Başladılar; bir ÇED raporu çıkardık diye. Kimle çıkardın? Neyle çıkardın? Nasıl çıkardın? 25 kişiyle beraber ÇED raporu olur mu? Ben şu anda Rize Deniz Mahsulleri Yöneticiler Birliği Başkanı olarak soruyorum: Sen gelip bana sordun mu? Neden bunu gizli kapasite yaptın? Kol altından yürütmüşsün.
Geçen gün bakanımıza gittik. Sayın Cumhurbaşkanımız geldiği zaman sözünü aldık; kurdurmayacağız diye. İl başkanımız, Rize il başkanımız AK Parti sözü aldı. Nerede söz verildiyse yerine getirmeye mecburdur. Neden burada söz veriliyor?
Türkiye'de iki tane mahkeme yok ki; bir yüksek mahkeme daha var. Daha yüksek mahkeme var; insan hakları var. Bunu olana kadar, olacağı kadar buradan vazgeçsinler, kafasından çıkarsınlar, kuramaz, kurdurmayacağız. Biz ekmeğimizi, doğal balığı öldürmüyoruz.
Biz onlar gibi dolar karşılığı balık satmıyoruz. Şu an 50 liraya, 100 liraya millet balık yiyor; bakıyorsun çupranın, levreğin, alabalığın kilosu 400–500 lira. Ne satıyorsun, altın mı satıyorsun? Sen bir daha devlet olarak ona el açıyorsun; el açacaksan bize aç.
Herkesin tonlarca borcu var. Burası bizim; bu köyün, bu pazarın, bu Rize'nin, bu köylünün, bu insanların ekmek teknesi. Kimse ekmek teknesini kimseye vermez. Hiç kimse, kusura bakma. Biz hakkımızı savunuyoruz; ne olursa olsun sonuna kadar savunacağız ve kafes balık çiftlikleri kurdurmayacağız.”
Balıkçı köylülerinden Nurten Yağcı şunları anlattı:
"Bu balıkçılığı istemiyoruz. Bu kafes balıkçılığını istemiyoruz. Bizim çoluğumuzun, çocuğumuzun geleceğini kimseye veremeyiz. İl başkanımız dedi ki: 'Eğer böyle olursa bundan sonraki seneler ne olacak?' soru soruldu. Sonra 'Bakalım Sağ mısınız?' dedi. Dedik ki aile olduğu gibi, köy mü ölecek? Çoluğumuz, çocuğumuz yok mu bizim?
Geleceğimiz biz ölsek bir seneye; arkamızdakiyle yaşamayacak mı? Herkes mi ölecek? Öyle mi oluyor? 40 senedir bu köydeyim; 40 senedir gelinim. Çocuklarımızın ve gelecek nesillerimizin rızkının ellerinden alınmasını istemiyoruz. Asla izin vermeyeceğiz buna, kafes için.”