2013-2015 yılları arasında Bursaspor forması giyen Fransız kaleci Sebastian Frey, yıllar sonra Türkiye günlerine dair sessizliğini bozdu.

Deneyimli file bekçisi, Bursaspor’a transfer sürecinden kulüpte yaşanan yönetim değişimine, yaşadığı mobbingden FIFA sürecine kadar birçok konuda samimi açıklamalar yaptı.

"Bursaspor’dan teklif aldığımda hem şaşırdım hem de çok mutlu oldum" diyen Frey, Türkiye’ye gelirken farklı bir kültürü tanıma heyecanı taşıdığını söyledi.

'Türkiye’de taraftarlar gerçekten çok tutkulu. O kadar tutkulular ki, her şeyin yolunda gitmesi gerekiyor' sözleriyle tribün baskısına dikkat çeken Frey, ilk sezonunun iyi geçtiğini, ancak ikinci yılında kulüpte yaşanan başkanlık değişiminin her şeyi altüst ettiğini dile getirdi.

“BİZİ ALAN BAŞKAN, AVRUPA ZİHNİYETİNE SAHİPTİ"

Frey, transferini gerçekleştiren başkanın Avrupa vizyonuna sahip olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Ben ve Taye Taiwo gibi oyuncuları transfer eden başkan, Avrupa zihniyetine sahip, oldukça açık görüşlü bir isimdi. Fena olmayan iyi de bir takım inşa ediyordu. Ancak bu başkanın seçimleri kaybetmesiyle kulübe yeni bir yönetim geldi."

Şenol Güneş'e şok suçlama! "İlk görüşmemizde bana..." - Resim : 1

"İLK GÖRÜŞMEMİZDE EŞYALARIMI TOPLAYIP GİTMEMİ SÖYLEDİ"

Yeni başkanın milliyetçi bir anlayışla hareket ettiğini ifade eden Frey, kulübün başına getirilen teknik direktörle olan ilk görüşmesini şu sözlerle aktardı:

"Yeni başkanla birlikte Türk kere Türk olan bir teknik direktör (Şenol Güneş) getirildi. İki yıl daha sözleşmem olmasına rağmen, yeni hoca ilk görüşmemizde bana eşyalarımı toplayıp gitmemi söyledi ve kalede yabancı kaleci istemediğini belirtti. Buna kararın kendisine değil, bana ait olduğunu söyledim. Samimi bir şekilde, futbollarının güzelliğine hayran olduğum için gelmediğimi, bana yapılan teklifi iyi bulduğum için orada bulunduğumu kendisine açıkladım."

"1 YIL BOYUNCA MOBBINGE MARUZ KALDIM"

Kariyerinin son döneminde olduğunu ve oynamayı takıntı haline getirmediğini söyleyen Frey, sadece saygı beklediğini ifade etti:

"Kendisine hata yapmayacağımı ve onların da hata yapmamalarını söyledim. Bir yıl boyunca mobbinge maruz kaldım. Ama ne Mobbing… Taye Taiwo altı ayın sonunda takımdan ayrıldı. Ben takımda kalıp yılmayacağıma dair kendime söz verdim. Bir yıl boyunca bana yaşattıklarını anlatmaya kalksam, yaptıklarımı az bulursunuz. Benim onlara yaptıklarım, onların bana yaşattıklarının yanında hiçbir şey. Antrenman tesislerine geldiğim anda her şey başlıyordu; fiziksel bir saldırı olmadı ve olamazdı da ama çok fazla şey vardı. Boyun eğmedim. Daha sonra Bursaspor’u mobbing ve sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle FIFA’ya şikayet ettim. FIFA benim tarafımı tuttu ve avukatları gerçekten harika bir iş çıkardı."

“KURNAZLIK YAPMAYI DENEDİLER AMA HER ŞEY ALEYHLERİNE SONUÇLANDI"

Avukatının tavsiyesiyle her detayı not aldığını belirten Frey, yaşanan sürecin sonunda adaletin yerini bulduğunu şu sözlerle dile getirdi:

"Avukatım, ‘Frey, eğer kalmaya kararlıysan mobbing devam edecek’ dedi. Bu yüzden başıma gelen her şeyi bir kağıda veya telefona yazarak kendisine iletmemi istedi; adeta bir günlük tutmamı istedi. Bir yıl süren mobbing dosyasının kaç sayfa olduğunu siz hayal edin. Mahkeme tam üç yıl sürdü. Bursaspor’u uyardım ve benimle daha fazla uğraşmamalarını söyledim. Kurnazlık yapmayı denediler, ama her şey aleyhlerine sonuçlandı. Tüm paramı, üstelik faizleriyle birlikte ödediler. Bu gerçekten onlar için üzücü bir durum. Sonuç olarak Bursaspor ikinci lige düştü ve transfer yasağı aldı. Bugün galiba 3. Lig’deler. Onları uyarmıştım; kimseden bir şey istemedim, sadece beni rahat bırakmalarını istedim."

“BURSA ÇOK GÜZEL, BURSASPOR HARİKA BİR KULÜPTÜ"

Frey, kulüpte yaşadığı kötü muameleye rağmen şehir hakkında olumlu ifadeler kullandı:

"Şehir yaşamak için çok güzeldi ve Bursaspor harika bir kulüptü. Fransa ve İtalya’daki kulüplerin yarısından fazlası Bursaspor’un sahip olduğu tesislere sahip değil. Bursaspor’dan ayrılırken teklifler aldım, ancak psikolojik olarak yorgundum ve futbolu bırakmaya karar verdim."